Ve bitti... Seçim, 13 yıllık tek partili AK Parti hükümetlerinide bitirerek bitti.

Aylardır patırtısı kütürtüsü devam eden seçim süreci, sandığın halkın önüne gelmesiyle birlikte yerini daha başka bilinmezliklere bırakarak nihayete erdi. Halk, sandıkta son sözü söyledi. Çok derin manalar ve ibretlik manzaralar ihtiva eden bu sonucun ve yeni bir bilinmezliğe yelken açışın faturasıyla yüzleşme vakti şimdi.

Hem tarihin kendisine yüklediği ağır sorumluluğu sekteye uğratan Ak Parti tüzel kişiliği hemde tarihin son yüz yıl içerisinde önüne çıkardığı en büyük fırsata dur diyen aziz milletimiz için şimdi hesap kitap zamanı.

Şimdi, millet olarak bizler unutmuş olduğumuz koalisyonlu kaotik ortama dönüş yapmış olduk. Internette gördüğüm şu cümle yüzleşmekte olduğumuz gerçeğin halka yansıyacak boyutunu en iyi şekilde anlatmaktadır:

“Ayfon (Iphone) kuyruğundan tüp kuyruğuna geçiş..!”

Hırsızların(!) iktidardan düşmesine düğün bayram etmesi gereken piyasanın tepkisini gördünüz değil mi? Daha şimdiden faizler çift haneye vurdu. Döviz, altın ve borsa anlaşılan hırsızların iktidardan düşmesine pek sevinmemiş görünüyor!

Gelenin mi gidenin mi hırsız olduğunun turnusol kağıdı işte budur. Tabi bu daha iyi günlerimiz.

Bunun uluslararası yansımasını anlamak için ise her ne kadar İsrail medyasına bakmak yeterli ise de en veciz izahat İtalyan Le Republica Gazetesi’nden geldi:

“Yeni bin yılın Selahaddin’i durduruldu.”

Tabi o Selahaddin’den gelecek güzel haberleri bekleyen dünyanın dört bir yanındaki mazlumların umutlarıda söndürülmüş oldu. Tabi şimdilik. Ve bunda sürekli mazlum edebiyatı yapan müslüman Kürt halkının seküler tercihi birinci dereceden etkili oldu. Kürtler kendilerine yazık etti. Malesef merhametten maraz doğdu. Bu ülkede bir daha hiç kimse Ak Parti kadar merhamet yolunda cesur davranma kararlılığını kendisinde bulamayacaktır. Kürt kardeşlerimiz Türk seçmenin blok olarak MHP’ye oy vermesini istemezlerdi değil mi? Ama kendilerini Kürt faşizminin kollarına teslim ettiler. Kürt kardeşlerimiz Türk kardeşlerini faşizmle mücadelede yanlız bıraktılar.

Hayret ki ne hayret!

“Selocan” denilerek sevimlileştirilen solucanlı yolda yeni dönemin ilk işaret fişeği Diyarbakır’da İHYA DER başkanının infaz edilmesiyle verilmiş oldu.

Yazık...

Bu seçimin sonucunda eğer “Ak parti neden %60 almadı?” sorusunu sorabilecek bir durumda değilsek bu da Ak Parti patronajının cevabını vermesi gereken bir sorudur. Bunca hizmet ve devrimsel değişikliklere rağmen neden?

Neden?

Neden üst oy marjı %65’lere vurabilecek bir parti böyle bir sonuca toslamak zorunda kaldı? Bu sorunun cevabı kesinlikle ve kesinlikle Ak Parti’nin içsel çözümlemeleriyle cevap bulabilir. Bu sorunun cevabı bulunup, sorumluları siyaseten itlaf edilip hukukun eline Ak Parti eliyle teslim edilmezse işte esas ozaman Ak Parti’nin zor günleri başlamıştır.

Ak Parti hemen memurların, akademisyenlerin, mühendislerin elinden geri alınıp siyasetçilere teslim edilmelidir. Bu, bir gün dahi ertelenemez artık. “Türk diye bir şey yoktur!” sözü zemindeki kaymanın vehamet boyutunu göstermektedir.

Kendimi Haçova Meydan Muharebesi’nden çıkmış gibi hissediyorum! Kazandık mı? Sayılmaz. Yenildik mi? Hayır.

Eğer, Devleti Ali Osman, Haçova Savaşı’ndan gerekli dersleri alıp uygulasa idi Viyana Bozgunu’nu yaşamazdı.

Diyeceğim odur ki çatırdamadan yıkılacak bina henüz keşfedilmedi! Bu çatırdama ehil kişiler tarafından esaslıca meşvere edilip çözümler kararlıca uygulanmalıdır. Değilse bu çürük, iktidar partisinin bünyesinden devletin hükümet kanallarına ordan da devletin asli yapısına sirayet ederek devleti çökertebilir.

Herkesin şapkasını önüne koyup düşünme vaktidir.

E mail:   akpinartahsin@hotmail.com

Twitter: @akpinartahsin