Milli Görüş ezber bozmanın adıdır

Saadet Partisi'nin yarın olağanüstü kongresi var. Bu noktaya nasıl gelindiği, 11 Temmuz'da bir olağanüstü kongre yapılmışken 3 ay sonra yeni bir kongreye neden ihtiyaç duyulduğu hepimizce malum. Hastanede yattığım günlerde yaşanan gelişmeler benim için birer üzüntü kaynağı olmuş, hep bunlar olmamalıydı demişimdir. Çünkü,11 Temmuz kongresinin yapılması ister istemez tasfiye söylentilerini gündeme getirmişti. Gerçi parti yönetimi olağanüstü kongreyi 'takviye' olarak sunuyordu ama gelişmeler ciddi tartışmalara zemin hazırlamış oldu  ve sonuç olarak yeni bir kongre gündeme geldi. Olay sadece yeni bir kongre ile de sınırlı kalmadı Numan Kurtulmuş ve arkadaşlarının Saadet'ten istifaları ile sonuçlandı. Bu bakımdan yarınki kongre büyük önem taşıyor. Milli Görüş hareketinin yeni bir yönetim ile yoluna devamı anlamına geliyor.

Artık gidenler gitmiş kalanlar yeni bir heyecanla yolarına devam edecekler, Milli Görüş bayrağını daha yükseklere çıkartmanın gayreti içinde olacaklardır. Çünkü Milli Görüş'e ülkenin ve dünyanın ihtiyacı vardır. Milli Görüş hareketinin geçmişi şöyle bir hatırlanacak olursa bu hareket ile siyasette ezber bozulmuş, bir takım tabular yıkılmıştır. Söz gelimi ülkenin sağ-sol diye iki kampa ayrıldığı ya da ısrarla öyle bir görüntü verilmeye çalışıldığı yıllarda Milli Görüş hareketinin lideri Erbakan Hoca "Sağ sol yok. Bunların ikisi de bir elmanın iki yarısı gibidir.(Elma benzetmesi bana aittir. Erbakan Hoca bunu yıllarca daha farklı bir misalle izah etmişti) Bunların hepsi bir yana Milli Görüş bir yana" denilerek gerçekten zihinlerde bir depreme yol açılmıştı. Siyasette ezber bozulmuştu. Bir diğer ifade ile maskeler indirilmişti. Mesele bundan ibaret kalmamıştır. İslam Birliği çağrıları, İslam ülkelerinin kendi aralarında ortak bir para birimine geçmeleri bu sağlanabildiği takdirde ABD'nin bastığı kağıtlarla dünyayı sömürmesinin önüne geçileceği tüm dünyaya ilan edilmişti. Bu arada yıllar boyu İslam ülkelerinin kendi aralarında ortak bir askeri birlik sağlamları, yani İslam ülkeleri NATO'sunun kurulması için çaba gösterilmişti hâlâ da gösterilmektedir. Kısacası Milli Görüş yeni bir dünya projesidir. Yeni bir dünyanın kurulması ise dünyanın emperyalist güçlerin tasallutundan kurtarılmasından geçiyordu. Emperyalist güçlerin ortak para birimi ise dolardır. Dolar hiçbir karşılığı olmayan bir kağıt parçasından ibaretken kurulan mekanizma ile tüm dünyanın üretimi bu karşılıksız kağıt parçası ile sömürülüyordu. Kısacası özellikle gelişmekte olan ülkeler dolar biriktirmeye mecbur ediliyordu. Bu mekanizma hala işlerliğini sürdürüyor. Çin ile yapılan her ülkenin kendi paraları ile alış veriş yapmalarını öngören anlaşma doların hakimiyetini biraz olsun kıracak nitelikte olmakla birlikte Milli Görüş'ün söylediği hedefe ulaşmaktan uzaktır. Ancak, o yöndeki söylemlerin kafalarda oluşturduğu birikimin bir sonucu olarak nitelendirilebilir. Bu arada İslam ülkelerinin kendi aralarında ortak bir askeri birlik oluşturmaları düşüncesinin de en kısa zamanda hayata geçirilmesi gerekiyor. Yeni bir dünyanın kurulması ancak böyle mümkün olabilir. Yoksa ABD'nin füze kalkanı dayatması ve bu kalkanın bir ayağının da Türkiye'de olması istekleri sürüp gidecektir. Peki bir ayağı Türkiye'ye yerleştirilmek istenen füze kalkanı kime karşı kurulacaktır? Başta İran olmak üzere İslam ülkelerine yöneliktir. Kısacası emperyalist güçler İslam ülkelerini de kullanarak İslam dünyasının zenginliklerini sömürmeye devam edeceklerdir. Dünya üzerindeki sömürgeci hakimiyet sürecek, hakkı ölçü alan adil yeni bir dünyanın kurulması geciktirilmiş olacaktır...

Milli Görüş hareketi varlığı ile bile bir takım uygulamaların itici gücü olacaktır. Bu bakımdan bugün Saadet Partisi Kongresi büyük önem kazanıyor. Milli Görüşçülerin gereksiz tartışmalarla geçirecek vakti yoktur. Onların hedefi Yeniden Büyük Türkiye ve Yeni Bir dünyanın kurulmasıdır...

Önceki ve Sonraki Yazılar