Milletin Vekili Olmak

Vatandaşın çoğu için 7 Haziran seçimleri üç ay sonrasının meselesi. Adaylar için ise büyük yarış çoktan başladı bile.

Yıllar önce yapılan kamuoyu araştırmaları TBMM’ye ve milletvekillerine olan güvenin hayli azaldığını gösteriyordu. Bugün sadece Ak Parti aday adaylarının sayısının 6000’i geçmiş olması bile, Meclis’in itibar grafiğinin yükseldiğini ve milletvekilliğinin cazip hale geldiğini göstermesi açısından önemli.

28 Şubat sürecinde yüreklerde açılan yaraların henüz kabuk bağlamadığı bir dönemde TBMM’ye ve seçimlere atfedilen bu önem, darbe heveslileri için de hayal kırıklığı sebebi. Vatandaş ülke meselelerinin tamamının çözümü için Meclis’i adres gösteriyor. Milletvekilliği için bu kadar aday adayının ter döküyor olması, vesayet dönemlerinin bir daha açılmamak üzere kapandığının da müjdecisi.

Önceki seçimlerde bu kadar çok sayıda tanıdığım ve aramızda özel hukuk bulunan aday adayı bulunduğunu hatırlamıyorum.

Onlardan bazılarının ismini zikretmeden geçemeyeceğim. Haberdar olmadığım tanıdık, arkadaş ve dostlar da bulunabilir. Bulundukları yerden ses vermeleri halinde onları da anmak isterim.

1981 yılında Ankara’da üniversite okumaya başladığımda aynı öğrenci evini paylaştığım, bize ağabeylik yapmış Prof. Dr. Hacı Ahmet Özdemir Konya’da vekillik için ilk adımı attı. Onunla İslam Mecmuası’nda da birlikte çalışmak nasip olmuştu. Merhum Prof. Dr. M. Es’ad Coşan Hocaefendi’nin başlattığı ve kısa sürede milyonların dikkatini çekmiş, ilgi ve sevgisine mazhar olmuş dergilerimiz ülkemizin bugünlere gelmesinde önemli hizmet vasıtaları arasında yerini aldı. Bir zamanlar 100 bin tirajını aşan ve hafızalara öylece yerleşen İslam Mecmuası 15 yıllık yayın hayatında çok sayıda ilim, fikir ve dava adamına sayfalarını açmış, bilgili, bilinçli ve fedakâr nesiller yetişmesi için ülkemizin nice değerli şahsiyetini okuyucularıyla buluşturmuştu.

Benim 1990-94 yılları arasında dört yıl genel yayın yönetmenliği yaptığım dönemde, İslam, Kadın ve Aile, İlim ve Sanat, Gülçocuk, Panzehir ve dergilerini bünyesinde toplayan Vefa Yayıncılığın Genel Müdürü Mefail Deribaş idi. Bir süre onunla, bir süre de Av. Kemal Yavuz Ataman’la birlikte çalıştık. Mefail Bey Vefa Yayıncılık’tan ayrıldıktan sonra uzun yıllar THY Moskova Bürosunu yönetti. Şimdi o da Sakarya’dan vekillik için kolları sıvamış bulunuyor.

AKRA FM’de benim Haber Müdürlüğüm döneminde Genel Müdürlük yapan Dr. Hüseyin Emin Öztürk ise 20 yıla yakın bir süredir kuruculuğunu yaptığı Gökyüzü Eğitim Kurumları’nın Genel Müdürlüğünü yürütüyordu. Çocuk eğitimi konusundaki birikimleri yanında şiir ve hikâyeleriyle de dikkat çeken, ödüller almış Öztürk’ü AKRA FM’in ilk yıllarında çok dinlediğimiz bir ilahiden ötürü sıkça anıyoruz. Ender Doğan’ın bestesi ve seslendirmesiyle şöhrete kavuşan, Başım açık yalın ayak / Düştüm Kâbe yollarına / Günahıma ağlayarak / Düştüm Kâbe yollarına” ilahisinin sözleri Hüseyin Emin Öztürk Beye ait. Öztürk şimdi İstanbul’dan yola çıktı, Meclis yollarında.

İslam Mecmuası’nda ilk yazılarını yayınladığım, yıllarca öğretmenlik yaptıktan sonra Hukuk Fakültesini de bitirerek avukat olan, bir süre Deniz Feneri Derneği’nin avukatlığını da üstlenmiş bulunan Mehmet Yalçınkaya da vekillik için İstanbul’dan niyet beyan edenler arasında.

Orhan Kılıç, 1999 depremi sonrası Deniz Feneri’nin gönüllüsü olarak dünyanın 40’a yakın ülkesinde ve Türkiye’de fedakârca ve tam bir adanmışlıkla çalışmış bir gönül ve dava adamı. O da Düzce’den Ankara’ya gitmek üzere yola çıkanlardan.

Av. Rıza Saka, Deniz Feneri’nin çeşitli yönetim kademelerinde sorumluluk üstlenmiş, son aylarda ekranlar sıkça gördüğümüz bir aday adayımız. O da Kütahya’da yola çıktı.

Ahmet Akça, 2000 yılında Deniz Feneri Ankara şubesinin kuruluşunda delege olarak görev aldı. Akça, pek çok sivil toplum kuruluşunda aktif görev almış bir işadamı. Yıllarca eğitim alanında çalıştıktan sonra şimdi o Samsun’dan Ak Parti aday adayı.

Selim Cerrah, Deniz Feneri Ankara Şubesinde, Milli Gençlik Vakfı ve İlim Yayma Cemiyeti gibi sivil toplum kuruluşlarında önemli hizmetleri bulunan bir dava adamı. O da Ankara’dan aday adaylığını açıklayanlar arasında.

Aday adaylarından birkaçını anmış olduk. Tamamı için söyleyeceğimiz şudur: Ülkemiz ve kendileri için hayırlısı neyse Allah onu karşılarına çıkarsın. Siyaset yolunun zorlu ve ciddi tehlikelerle dolu bir yol olduğu biliniyor. Mehmet Zahid Kotku ve M. Es’ad Coşan Hocaefendiler’in aday olan ve seçilemeyen bazı dostlarına tavsiyesi şöyle olmuş; “Milletvekili seçilseydiniz bir kurban keserdiniz, seçilememişsiniz iki şükür kurbanı kesin.”

Samimiyetine ve iyi niyetini güvendiğimiz ve Meclis’e gittiklerinde koltuğun hakkını vereceklerini ümit ettiğimiz bütün adayların yanındayız. Bir de “Allahım bu adaydan ülkemizi koru” diye dua edilen adaylar var ki, Allah onlara fırsat vermesin.

 

recep.kocakk@gmail.com

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum