MİLLETİN PSİKOLOJİK DURUMU:

Malum seçimler yaklaşıyor, tabiri caizse piyasa kızışıyor, ortalık karışık, toz duman...

İnsanların aklı karışık, ne yapsam, kime oy versem, ülke ne durumda, gelecek nasıl olacak vs.. Herkesin kendisine göre siyasi tercihleri var, haklı nedenleri var, analizleri var, ama yine de kafalar biraz karışık. Son dönemlerde ortaya çıkan gelişmeler, çekişmeler, siyasi üslup, atışmalar, hatta kavgalar, zaten kafası karışmış ve geçim derdinde olan vatandaşın kafasını iyice karıştırıyor. Hani var ya aklı selim düşünmek, mantıklı düşünmek, sağlıklı karar ve sonuçlara ulaşmak, bu günlerde sanki biraz mümkün değil gibi gözüküyor.

Tabi vatandaş ülkede cereyan eden bu olaylara kayıtsız kalamıyor, gelgitler yaşıyor, bazen tercih sıkıntısı yaşıyor. Çevremde öyleleri var ki, adam kırk yıllık mesela A partili, gözlerimle görsem inanamam dersiniz ama şimdi ben artık B partisine oy vereceğim diyor, ne oldu da bu sonuca varıyor insanlar.

Tabi vatandaşın kafasını en çok karıştıran da sanırım medya, basın, haberler vs. Ciddi manada vatandaşın tercihlerini etkiliyor bu unsurlar, bunca farklı sesten etkilenmemesi zaten anormal olurdu. Esasında vatandaş geçim derdinde, evime ekmek götüreyim, çoluma çocuğuma iyi bir imkan sağlayayım, kimselere muhtaç olmayayım diye debelenip dururken, bu kadar yoğun bir sosyal ve siyasi bir ortamda yaşananlardan da etkilenmeden edemiyor. Ülke gündeminin bu kadar yoğun ve karmaşık olduğu bir ortamda vatandaşın da kafası bir o kadar karışık. Akşamları haber kanallarına göz atmak bu kafa karışıklığı için başlı başına yeterli bence. İnsanların en büyük derdi ekonomik durum, maddi düzey, ekonomik anlamda gelecek endişesi olmuş. Şu ifadeyi kullanıyorum, yeni bir ifade olarak -Ekonomik Takıntı- veya Ekonomik Obsesyonlar da diyebiliriz. Vatandaş şunu düşünüyor, önce benim ekonomik kaygılarım olmasın, maddi açıdan rahat ve yeterli olayım, ancak bunun için de Ülkenin de ekonomisi iyi olmalı, ülkenin de gelecek açısından iyi şeyler vaat etmesi gerekiyor. Vatandaşın Politik tercihlerinde ilk sırayı bunlar oluşturuyor bence. Devletin ekonomisi iyi ve sağlam olursa, istikrarlı olursa, benim de birey olarak ekonomik durumum iyi olur, güvencede olur. Bunun için aslında hiç kimse istikrar, huzur, düzen, barış ve kardeşlik ortamının bozulmamasını istiyor. Şayet memleketin istikrarı, huzuru, ekonomisi, barış ortamı bozulursa, bunun bir DOMİNO etkisiyle yukarıdan aşağıya kendisine de aynen sirayet ve etki edeceğini biliyor.

Bundan kısa bir müddet öncesine kadar ülke daha sakin, daha nizami, daha istikrarlı ve huzurlu iken, şimdi birçok etkenle, parametrelerin değişmesiyle, hem siyasi ve sosyal hem de ekonomik vaziyetin  olumsuz etkilenmesiyle, huzur ve sükunet dolu günler artık geride kaldı. Vatandaşın en önemli korkusu, kaygısı ekonomik korkular ve gelecek endişesi oldu.

Arzu edilen,yine sağlam bir siyasi irade, sağlam bir ekonomik durum, sağlam ve kararlı, güvenilir bir siyasi otorite, ülkede huzur, sükunet, barış ve kardeşliğin hakim olması, ve dolayısıyla da Vatandaşın da huzurlu, geçim kaygısı olmadan ve güvenli bir şekilde yaşamaya devam etmesi…

Diğer türlü ülke tabiri caizse DEPRESYONA girdiğinde, millet de depresyona giriyor, kişi de depresif bir ruh haline bürünüyor.

Umudumuz ve arzumuz, dileğimiz, huzurlu, kardeşçe, kaygısız ve korkusuzca yaşayabilmek…

AV.KURTULUŞ AYBİRDİ