xxx135
Mescidi Aksa yıkılırsa dünya enkazı altında kalır
İsrail'in Kudüs'ü işgalinden bu yana adım adım Müslümanlara ait kutsal mekanları ve yerleşim yerlerini Yahudileştirme çabaları devam ediyor. Özellikle de Mescid-i Aksa'yı yıkmak için uyguladığı sinsi planını dünyayı yok sayarak uygulamayı sürdürüyor. Mescid-i Aksa'yı yıkıp yerine güya Süleyman mabedini inşa edeceklermiş... Süleyman Mabedi'ni inşa etme iddiası kesinlikle Mescid-i Aksa'nın yıkılmasının gerekçesi olamaz, bunu hiçbir Müslüman kabil edemez... Çünkü, Mescid-i Aksa Müslümanların ilk Kıblesi'dir. Bu bakımdan Mescid-i Aksa'ya sahip çıkmak ve korumak sadece Filistinlilerin görevi değildir. Tüm İslam dünyasının görevidir ve Mescid-i Aksa'nın korunmasından tüm Müslümanlar sorumludur. Elbette böyle bir sonucun sorumluğunda Hristiyan dünyasının da sorumluluğu vardır. Bilinmelidir ki İsrail'in Kudüs ile ilgili planları Mescid-i Aksa ile sınırlı değildir. Zaten Kudüs'ü başkent ilan ederek Kudüs'le ilgili hesaplarını ortaya koymuştur. Ne var ki böylesine açık hesap karşısında Hristiyan dünyası sessiz kalmayı tercih ederek suç ortaklığını kabullenmiş oluyor. Demek istediğim o ki İsrail'in bir takım açıklamalarla durdurulması mümkün değildir... Pek çok olay bunu gösteriyor. Artık gerek İslam dünyası gerek Hristiyan dünya İsrail'in laftan anlamadığını görmek ve yaptırımlara yönelmek durumundadır. Bu hususta gecikilecek ve gelişmeler Mescid-i Aksa'nın yıkılmasına kadar gidecek olursa bilinmelidir ki Mescid-i Aksa'nın enkazı altında sadece Müslümanlar kalacak değildir, tüm dünya bundan nasibi alacaktır. Elbette birinci derece sorumlu olanlar Müslümanlar olacaktır ama bu haksızlığa ve zulme göz yumdukkları için Batı Dünyası da zararlı çıkacaktır.
İsrail'in yaptığı tüm zulüm, işkence toplu katliamlara rağmen ciddi bir tepki ve yaptırımla karşılaşmaması giderek şımarmasına, gemiyi azıya almasına yol açıyor. Bunun en son örneği Gazze'de yaşananlardır. İsrail saldırıları ile bin 500'ün üzerinde Filistinli hayatını kaybetmiş, on binlercesi yaralanmış ve evsiz kalmışken Batı'nın duyarsızlığı sadece ikiyüzlülüğünü göstermiyor ayı zamanda İsrail ile işbirliğini tescillendiriyor.
Gazze'de yaşananlar hepimizi üzmüş, yürekten yaralamıştır. Aslında tüm İslam aleminin harekete geçmesi, BM'nin harekete geçmesi, kınamanın ötesinde yaptırım kararı alması gerekirken bunların yapılamayışı İsrail'i cesaretlendiren gelişmeler oldu. İsrail'in Mescid-i Aksa'yı yıkmak için altını oyduğu haberleri yıllardan beri sürerken Gazze saldırılarının ardından dünyanın dikkatini oraya çekmiş yeterli tepki görmeyince de hemen ardından Mescid-i Aksa'nın çevresinde yeni Yahudi yerleşim yerleri kurmak için harekete geçmiştir. Hem de başta ABD olmak üzere Kudüs'te yeni yerleşim merkezleri oluşturmayacağına dair dünyaya söz vermişken. Diyebiliriz ki İsrail Gazze saldırıları ve katliamı ile hem dünyanın tepkisini ölçmüş hem de tüm dikkatleri oraya çekerek esas planını uygulamaya koymuştur.
İsrail daha nereye kadar gidecektir ve dünya seyredecektir bilinmez ama hoyratlığı eğer Mescid-i Aksa'nın yıkılmasına kadar varacak olursa bilinmelidir ki enkazın altında tüm dünya kalabilir. Böyle bir hamle Üçüncü Dünya Savaşı'nın fitilini ateşleyebilir. Hiç kimse İslam Dünyası'nın şimdiye kadar sergilemiş olduğu hareketsizliğe bakarak sonuna kadar böyle gideceğini, Mescid-i Aksa'nın yıkılışı karşısında da sessiz kalacağını düşünmemelidir. Çünkü Mescid-i Aksa'nın yıkılması demek Hristiyan dünyasının da Kudüs'ten dışlanmasını ve bu kutsal şehri İsrail'in tek başına sahiplenmesini gündeme getirecektir.
Elbette önemli olan Mescid-i Aksa'nın başına böylesine bir olay gelmeden başta İslam dünyası olmak üzere tüm dünyanın harekete geçmesi ve İsrail'e dur denmesidir. Eğer Müslümanlar ilk kıblelerini koruyamayacak kadar acze düşmüşlerse çok yazık. Ama inanıyorum ki böyle bir durumda ufak bir kıvılcım yüreklerdeki imanın harekete geçmesine ve Kudüs ve Mescid-i Aksa'ya canlarını ortaya koyarak sahip çıkmalarına sebep olabilir.