xxx43
Medenî İnsan Kimdir?
İnsan şehirde oturmakla, şehirde doğmuş olmakla, şehir okulunda okumakla, bir şehirdeki üniversiteden diplomalı olmakla şehirli olmaz, şehir kültürüne sahip olmaz.
Şehrin Arapçası medinedir, medeniyet ile akraba bir kelimedir.
Şehirlilik bedevîliğin, kırsal kesim kültürünün zıddıdır.
Bir kimse Türkiye'nin en iyi üniversitesinde de okumuş olsa, onda şehir kültürü ve zihniyeti yoksa yine de bedevîdir, kırsaldır, gayr-i medenîdir.
Bugün Türkiye'nin en büyük problemi şehir kültüründen uzak, medeniyetsiz bedevîliğin hakimiyetidir.
Medeniyetin kıstasları (ölçüleri) ülkelere, medeniyet çeşitlerine göre birtakım farklılıklar arz eder.
Türkiye Müslüman bir ülkedir. Osmanlı kültür ve medeniyetinin devamıdır. Medenî birTürkiyelinin özellikleri nelerdir?
1. Müslüman kökenli ise dinine bağlı olacak, dinini iyi bilecektir. Hem Müslüman olacak, hem İslâm'a saldıracak... Böylesi elbette medenî değildir.
2. Gayr-i müslim ise, İslâm hakkında yeterli ve sağlam kültürü olacaktır.
3. Yeterli bilgi ve kültür boyutu olacaktır. Genel kültürü ve çağdaş kültürü bulunacaktır.
4. Aksiyon, ahlak boyutuna sahip olacaktır. İyi bir insan, iyi bir Türkiyeli olacaktır.
5. Sanat, estetik boyutu olacaktır. Yeterli miktarda mimarlık, şehircilik kültürüne sahip bulunacaktır.
6. Medenî insan kitaplı insandır. Kitapsızdan medenî olmaz, bedevî ve vahşî olur. Medenî Türkiyelinin evinde kitaplığı vardır. Kitap okur, kitap satın alır, hattâ kitap ciltletir.
7. Medenî kişinin aylık bütçesinde kitap, sanat, kültür masrafları vardır. Aylık bütçesi diyelim 5 bin lira ise, bunun 500 lirasını bunlar için harcar.
Medenî insan (Şayet onun dini İslâm ise) iyi Müslümandır, iyi vatandaştır, iyi insandır.
Medenî insan görgülüdür. Görgüsüz bir kişi, Harvard üniversitesi mezunu da olsa bedevîdir.
Şu tipi ele alalım:
Helal veya haram, bol parası var, zengin... Lüks bir meskende oturuyor... Lüks ve pahalı bir otomobile biniyor... Aşırı tüketim yapıyor... Lüks yiyor, lüks giyiniyor... Evinde lüks ve şatafatlı mobilyalar var ama sanatlı ve güzel değil... Kitap okumaz... Bir ülkeyi gezmeye gider, müzeleri dolaşmaz...Bu adam kesinlikle medenî değildir, zengin bir bedevîdir.
Medenî insan nasıl yetişir?
Ana baba, aile medenîdir, çocuklarını da öyle yetiştirirler.
Medenî bir lise veya kolejde okur.
Toplum ve çevre onu medenî yapar.
Bunlar yoksa, medenî midir, bedevî mi? Onlar bedevîdir.
Bir insan medenî olabilmek için ne yapmalı?
Medenî bir üstada intisab etmeli, istidadı (yatkınlığı) varsa ondan medeniyet kapmalıdır.
Medenî insan kaba olmaz, hoyrat olmaz, vahşî olmaz. Onda incelik, kibarlık, zarafet, nezaket vardır.
Meskeniyle, giyim kuşamıyla, yeme içmesiyle övünenler medenî değil, bedevîdir.
Medenî insan asla gösteriş yapmaz.
Kitaplarıyla, evindeki antika halılarıyla, yağlıboya tablolarıyla müftehir olsa bile ayakkabısıyla, paltosuyla, kravatıyla caka satmaz. Bunlarla övünen, şişinen kimse bir sürüngendir.
Medenî insan, medenîce yer içer. Sığır gibi yemek yiyen, dini imanı yemek olan biri medenî değildir.
Medenî Türkiyeli parayı ana değer kabul etmez, para onun dini imanı değildir. O paraya tapmaz, para için her şeyi yapmaz.
Medenî insanın en sevdiği şeyler nelerdir?
Edebiyat, sanat, tarih, kültür... Mimarlık, şehircilik, dekorasyon... Hikmet... Kültür ağırlıklı geziler...
Bir Türkiyelinin medenî mi, bedevî mi olduğunu Türkçesinden anlayabilirsiniz. Medenî Türkiyeli zengin, derin, edebî, sanatlı Türkçe konuşur ve yazar. Üç yüz kelimelik günlük iletişim Türkçesiyle medenî olunmaz.
Medenî insan bayağılık ve seviyesizlik yapmaz.
Medenî insan mürüvvetlidir.
Medenî insan âdil kanunlara ve kurallara uyar.
Medenî insan içkili iken otomobil kullanmaz.
Medenî insan herkesin arasında nefis yemekler yemez.
Medenî insan iyi bir zevc, iyi bir baba, iyi komşu, iyi âmir, iyi memur, iyi işverendir.
Medenî insan, beşer olmak itibarıyla günah işleyebilir ama gizlice işler.
Medenî insan sonradan görme, türeme, zonta, maganda değildir.
Medenî bir insan görürseniz, eminim onu mutlaka beğenecek ve seveceksiniz.
Sizlere iyi şanslar diliyorum.
* (İkinci yazı)
Küfran-ı Nimet
Bu devirde Müslümanların ayakları en fazla para, zenginlik, servet edinme, köşeyi dönme, voli vurma yüzünden kaymaktadır.
Ayakları kayanlar nereye düşüyor?
Günaha, isyana düşüyor.
Rezillik, kepazelik çukuruna düşüyor.
Bazısı kendisini Cehenneme götüreck yollara düşüyor.
Kendilerinde kuduz bir para hırsı, para şehveti, para azgınlığı olanlar niçin bu kötü yola düşmüşlerdir?
Onlar kanaati terk etmişler, lüks ve israfa yönelmişlerdir.
Onlar Muhammedî ahlakı bırakmışlar, Fir'avnin ve Nemrud'un ahlakını benimsemişlerdir.
Onlar şükrü bırakmışlar, rızkından şikayet küstahlığına ve isyanına düşmüşlerdir.
Müslüman o kimsedir ki, rızkına râzı olur ve şükr eder.
Rızkı sadece tarhana çorbası ise, içine ekmek doğrar karnını doyurur ve şükr eden kullardan olur.
Ya Rabbi başkalarına kuzu dolması, fıstıklı iç pilavı, kaymaklı tatlı veriyorsun bana ise tarhana çorbası diyen isyan etmiş olmaz mı?
Olgun Müslüman o kimsedir ki, bulmasa bile şükr eder. Bulursa paylaşır infak eder.
Peygamberimiz bize nasıl öğretti?
Ashab-ı Kiram nasıl öğretti?
Selef-i sâlihîn... Her asırdaki alimler, veliler, sadıklar rızık konusunda ne yaptılar?
Biz onların yolunda mıyız? Yoksa tam aksi yolda mıyız?
Adam sofu Müslüman geçinir patates yemeğini beğenmez, yeşil mercimek yemeğini beğenmez, makarnayı beğenmez...Ne korkunç bir şükürsüzlük, gurur, kibir, küstahlık, isyan içindedir o.
Sudan'ın Darfur bölgesinde,Somali'de, Nijer'de, Bangladeş'te açlık ve yokluk içinde sürünen Müslüman kardeşlerimize çorba, bulgur pilavı ve üzüm hoşafından oluşan bir ziyafet verilse, sevinçlerinden ve mutluluklarından çılgına dönerler.Biz ise bu ucuz ve mütevâzı yemekleri beğenmiyoruz.
Nimetlere şükr etmek rızkı ve nimetleri çoğaltır. Küfran-ı nimette bulunmak ise nimetin zevaline yol açar.
Müslüman kardeşlerime haddim olmayarak sesleniyorum:
Çocuklarınız mütevâzı ve ucuz yemekleri beğenmiyorlarsa siz anne babalar çok kötü bir durumdasınız.
Çocuklarınızı rızık konusunda,
Şükür konusunda,
Tevazu konusunda,
Rıza konusunda iyi terbiye ediniz.
Bunlar şayet sizlerde, bizlerde yoksa zavallı çocuklar ne yapsın?
Size bir yemek mönüsü veriyorum:
1. Çorba,
2. İçinde soğan, azıcık tavuk eti, yeşil biber, maydanoz, baharat, haşlanmış nohut, küçük küçük kesilmiş yeşil fasulya parçaları bulunan bulgur pilavı. (Marketlerde bulgur pilavına katılacak malzeme hazır ambalajlanmış şekilde satılıyor.)
3. Salata veya cacık.
4. Kuru erik hoşafı.
Kendinizi ve çocuklarınızı bu yemekle imtihan edin.
Büyük zevk ve haz alarak bunları yiyorsanız, üzerine şükr ediyorsanız, asla beğenmezlik etmiyorsanız, sızıldanmıyorsanız siz sıradan iyi Müslümanlarsınızdır.
Beğenmezseniz haliniz yamandır.
Nimetleri ve rızıkları beğenmeyen bir toplumun sonu iyi olmaz. Benim çocukluğumda ekmek vesika ileydi. Ekmek karnesi olmayan vatandaş çorbacı dükkanına gidip çorba bile içemiyordu.
Küfran-ı nimette bulunan, rızkını beğenmeyen bir toplum âsi bir toplumdur.
Müslüman, zengin de olsa kanaatli ve mütevazı bir hayat sürer.
Yeme içmeyi şehvet haline getirmek bir Müslümana yakışmaz.