Meçhul Satırlar

Şehrin oynak kaldırımlarında dolanırken sen geldin aklıma

Birlikte yürüdüğümüz kaldırım taşları

Belli belirsiz iç çekişlerimizdi geriye senden kalan…

Hikayeler hep yarım kalır, benim penceremde

Hangi tarafa koşsam soluk alamayan o insan

Adete gözlerimin içine bakıp yalvaran, çocuklar

Çığlık çığlığa bir kaçış var bu şehirden

Gözyaşlarını ve burnunu kollarına silen o masum çocuklar

Anılar dolanıyor gözlerimin önünde, film şeridi misali akıp giden

İnsan ölümü hissettiği vakit fragmanlar başlar

İçinde sen olan birçok anı geliyor yanı başıma

Masallardan etkilenmiyorum artık

Çünkü hikayeler hep yarım

Hayal kurmuyorum artık

Geçen gün hayallerimin peşinde koşarken yaşlandığımı fark ettim

Acı çeken insanlara şahit olurken

Hayaller arasında gizlenen o insan olmayı istememekti benimkisi

Sen yoksun!

Büyüdüm demekten korkan o insan olmak

Artık yorgan altına gizlenip ağlamamak

Her olumsuz bir sonuçta seni suçlamak

Sitemler diziyorum mısralarıma

Sen yoksun, hikayeler hep yarım

Sen hep sebeplerimin tek suçlususun!

Yukardaki dizelerin meçhul sahibi bizleriz. Söyleyemediklerimiz, içimize attıklarımız, geçen o zaman ve sonra ortaya çıkan satırlar.

Halk olarak sorgulama zamanı, geçen günler, ayları, aylar yılları ve binlerce ceset caddelerde. Nerden kimden bahsettiğimi anladığınızdan şüphem yok.

Masum yavrular öldürülürken seslenememek, göz göre göre ölümlerine şahit olmak aklı selim insanlara en ağır yük değil miydi? Bizler hiçbir şey olmamış gibi yaşamıyor muyuz?

Evlatlarımız ve diğer dostlarla geçirdiğimiz şen kahkahalarımızda onların haklarını nasıl çıkartırız hiç düşündünüz mü?

Bebekler o masum çocuklar ölmek için mi doğdular?

Çocuk olmak, şehrin tam ortasında tek başına kalakalmak. Yalpaladan yaşama tabiri uygun düşer mi ki!

Yoklukta bile yokluğu sorgulayan insan olmak. Yokluk adına var olduğunu görmemek. Her daim olumsuzluklar etrafında dönmek ve sürekli bir suçlu aramak. Bu olay kaçımızın yapmadığı bir davranış desem. Kaçımız suçlusu olduğu cinayetin, sahibi benim der! Öfkelerimizin suçlusu, mutluluğun benliği olmalı diye düşünen insan.

Biz olmayı becerememek, seni seviyorum demenin kötü bir şey olduğu şeklinde eğitilmek. İnsana sevgiyi kötülemek ve sonra savaşın ardında kalan insanlara yardım etmek.

İnsanın en zor anında en güzel kareler gelir gözlerinin önüne. Bir daha görmeyeceğini bildiğin veya göremeyeceğini düşündüğün insanla geçen zamanlar adeta film şeridi gibi akar gözlerinin önünden.

Seni seviyorum demeyi saklamak en derinlere…

Suskun bakışlar ardına saklanmak çaresizce…

Sonra katilini bildiği cinayetin sahibini aramak.

Sebep işte o meçhul satırlarda gizli!

https://www.habername.com/yazi-bir-hikaye-okuyalim-bakalim-sizden-biri-mi-13968.htm

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.