Hakkı ERÇETİN

Hakkı ERÇETİN

Mantı(k)

Necip Türk milletinin şu İngilizce ile oldum olası yıldızı barışmamıştır. Neredeyse ilkokuldan eğitimine başlanıp üniversite ile birlikte 10 seneyi aşan bir süre devam etmesine rağmen tam olarak bunun karşılığı bulunmamaktadır. Aslında İngilizce öğrenmesi ve geliştirilmesi çok zor olmayan bir dildir. Ya öğrenme metodunda bir yanlışlık var ya da biz öğrenenlerde.

Bununla birlikte bu konudaki eksikliğimizi hiçbir zaman itiraf etmeyiz. Kime sorsan bu dili bilmektedir. İş başvurularındaki dil bölümüne “bilmiyorum” diye yazan istisnadır.

Ancak bu durumun hayatımıza bir renk ve neşe kattığını söyleyebilirim. Fıkra gibi uygulamaları çoktur.

Vatandaşın biri bir şirkette özel kalem müdürü olarak işe başlamıştır. Kendisine özel bir kartvizit bastırmak ister. O sıra moda olmaya başlayan bir yüzü Türkçe diğer yüzü İngilizce olan bir kartvizit bastırır ve bunu eşe dosta ve tanıdığa verir. Bir gün eski bir arkadaşı ile karşılaşır ve hoşbeşten sonra ona da yeni kartvizitini verir. Türkçe kısmında unvan “Özel Kalem Müdürü” iken İngilizce tarafta bunun karşılığı olarak “Special Pen Manager” yazmaktadır. Bunun gören dostu kartviziti verene İngilizce kısmının hatalı olduğunu söyler. Bizimki “Yapma yahu! Bunları ben bir sürü kişiye vermiş bulundum. Ne yapacağız şimdi? Diye sorar. Arkadaşı şakacı bir tiptir ve “olan olmuş arkadaş! Doğrusunu yazıp bastırınca tekrar verirsin, nasıl olsa onun İngilizcesine bakan yok” deyince bizimki “doğrusu nasıl olacaktı?” diye sorar. Arkadaşı da “Special Pencil Manager” diye cevap verir.

Bu konuda kuyruğu dik tutmayı yeğlediğimiz için müthiş bir performans sergilemekteyiz.

-Chicken translate (tavuk veya piliç çevirme)(zamanla bu tip tercümeleri ifade etmek için kullanılan bir tabir olmuştur)

-Tea January (Çay Ocağı)

-Observing (Gözleme)

-Sensitive meatball (İçli Köfte)

-Confused Salad (karışık salata)

-Victim roasting (Kurban kavurma)

-Heavyheaded (ağırbaşlı)

-Seylanti çayı

Bu örnekleri çoğaltmak mümkün tabii ki. Ancak benzeri tercümeler içinde benim en çok tuttuğum kelime bir lokanta mönüsündeki İngilizce karşılıklar kısmında yer alıyordu. Dedim ya, bu İngilizceyi bilmediğini itiraf etmek bize göre bir iş değildir. Eski bir ortaokul mezunu bile en azından 3 sene bu dersi gördüğüne göre kendine yetecek kadar bilmek zorunlu olmaktadır. Özellikle turistlere hitap eden kafe ve lokantaların mönülerinin İngilizce kısmı hazırlanırken bir tercüme bürosundan ücret karşılığı hizmet almak herkese ağır gelmektedir. Bunca sene eğitimini aldığın bir dilde on kelimenin karşılığını bulamamakta ne demek oluyor yahu! Açarsın sözlüğü ve aradığın kelimeyi bulup karşılığına bakarsın, hepsi bu kadar.

Bizim lokantacı da bu usulde mönü hazırlamaya karar verir ve lokantada iddialı oldukları yemek olan “mantı”nın İngilizce karşılığını aramaya başlar. Mantı bize has bir şey olduğu için tek kelime İngilizce karşılığını sözlükte bulması imkansızdır. Normal şartlarda bu yemeğin İngilizcesi ancak açıklama şeklinde olur. Yani “kaynatılmış veya fırınlanmış içinde et bulunan küçük hamur torbacıkları” ifadesinin İngilizce karşılığını yazmak zorundadır. Yemeğin tarifi kadar uzun cümle mönüye yazılır mı hiç yahu? Necip Türk milletinin kıvrak zekası ve pratikliği işin içine girer ve içtihat yoluyla da olsa çözüm tek kelime olarak bulunur. Sözlüğe bakılır “mantı” kelimesine en yakın kelime olarak “mantık” vardır. Yani “logic-locik olarak telaffuz edilir-” kelimesi. Bunun son harfini alırsak “mantık” kelimesinden hareketle geriye “mantı” kalacaktır. Bu içtihata diyecek söz bulamıyorum. Evet aranan kelime mantık yürütülerek bulunmuştur, “mantık”tan “mantı”, “logi” (yani loci). Oldu mu sizce? Bence olur. Olmasa bile üzerine sarımsaklı yoğurdu koyup az da nane ekledin mi bal gibi olur. Afiyet olsun vesselam.    

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum