Saygı değer Habername okuyucuları, bu ikinci makalemde sizlere Londra"dan tekrar merhaba dedikten sonra bu ve bundan sonraki yazılarımda Birleşik Krallık"tan bahsederken, dünya halkları ve ülkemizde yaygın olarak bilinen, ülkenin ana unsuru olan İngiltere adını kulanmayacağımı belirtmek isterim.

Bugün sizlerle  Ankara Antlaşması (Türkiye ile Avrupa Ekonomik Topluluğu arasında ortak üyelik statüsü kuran antlaşma)  hakkında bazı gelişmeleri  paylaşacığım. İlk  önce Ankara Antlasması hakkında genel bir bilgi verelim.

Ankara Antlaşması, 12 Eylül 1963 tarihinde Ankara'da imzalanarak 1 Aralık 1964'te yürürlüğe giren ve Türkiye ile Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) arasında ortaklık ilişkilerini başlatan, ortaklığın temel ilkelerini, aşamalarını, kurumlarını belirleyerek "ortak üyelik" statüsünü kuran antlaşmanin adıdır.

Antlaşmanın amaçları ise şöyle sıralanıyor:

* Türk ekonomisi ve Avrupa Topluluğu (AT) üyesi devletler ekonomileri arasındaki açığı kapatmak

* Türk halkı ile AT üyesi ülke vatandaşları arasında sıkı bağlar kurmak

* Türk halkının yaşam seviyesinin yükseltilmesi çabasına destek vermek suretiyle Türkiye"nin ileride topluluğa "tam üye" olmasını kolaylaştırmak.

Bu antlaşmadan kayaklanan hakları uygulayan ülke olan İngiltere"de bir işyeri kurarak veya kendi zanaatinizi ve yeteğinizi ticari olarak kullanarak vize sahibi olabilirsiniz. Bu ticari vize ilk olarak bir yıl ve daha sonra yaptıklarınıza bakılarak üç yıl olarak yenilenir. Bu dört yılın sonunda da süresiz oturum hakkı alabilirsiniz.

Antlaşmadan kaynaklanan güzel bir haber, İngiltere Müsiad temsilcisi ve aynı zamanda Londra merkezli Kuddüs Avukatlık bürosu hukukçusu Hakan Camuz"dan geldi. Hakan Bey, Türklerin AB ülkelerinden eğitim ve diğer hizmetleri AB vatandaşları ile eşit ücret alması gerektiğini belirledi ve bu konuda 'durumu düzeltin, yoksa dava açarız' ihtarını verdi.

İnşallah Hakan Beyin bu hayırlı girişimi güzel bir şekilde sonuçlanır diyor ve tekrar bir sonraki yazıda sizleri güzel gelişmelerden haberdar etmek dilekleriyle, sağlıcakla kalın diyorum.