Pınar KİBAR
Kuran-ı Kerim´i anlamak
Kitap okurlar bilirler, bir kitap anlaşılmak için okunur. Okuyupta anlamadığınız kitabı mutlaka yarıda bırakırsınız. Çünkü anlamadığınız kitaplar sizi zamanla sıkmaya başlar. Kitaplığımızda binlerce kitap olabilir, okuyupta anladığımız. Fakat o kitaplığın içerisinde Kuran-ı Kerim´i hiç anlayıpta okumamışsak, okuduğumuz tüm kitapları boşuna okuduk demektir. Okuduğumuz roman, hikaye, bilimsel ve psikoloji kitapları bizi, tek olana ulaştırmalı. Yoksa beyin jimlastiğinden başka bir kar kalmaz yanımıza. Ha bir de kitaplığımızı kitaplar ile süslemiş oluruz, o kadar!.
İnsanlık için gönderilen bu kitabı anlamayanlara sormak istiyorum: İnsanlığa hitaben gönderilmiş her mesaj, muhatabından kendisini anlamasını istemez mi? Bize bu mesajı gönderelin ne nihai hakkı değil midir? Elbette hem mesajı gönderenin hakkı, hem de gönderilen mesajın hakkıdır. Efendimiz (a.s.) zamanında bir adam sorar: “Ya Resulallah Allah'ın en çok sevdiği amel hangisidir"?, Efendimiz (a.s.)´da şöyle buyururlar: "Kur’ân'i okuyan, bitirince de tekrar başlayandır". Bunu birçoğumuz elbette defalarca yapıyoruz, kırk defa hatim indiriyor ve yine tekrardan başlıyoruz. Allah kabul etsin. Güzel bir amel. Fakat okuduğu ayetler hakkında kafa yormayınca insan, kalplerin ve davranışların değişebileceğine açıkcası pek inanasım gelmiyor. Peki Kuran bizden ne istiyor? Tabiki anlaşılmayı…
Bizden okumayı, anlaşılmayı ve hayatımızda tatbik etmemiz isteniliyor. Peki bunu neden istiyor bizden isteyen? Yanlışların doğru olabilmesi, kötülüklerin iyi olabilmesi, dünya ve ahiretimizin huzurla dolabılmesi için. Bu saydıklarımızın vuku bulabilmesi için de ne okuduğumuzu bilmemiz şarttır. Alemlerin Sultanı bize hangi mesajı atmış, bunu araştırarak mutluluğun sırrına ermek mümkündür. “Kur’an’dan mü’minler için şifa ve rahmet olan şeyleri indirmekteyiz. Oysa o zalimlere kayıplardan başkasını arttırmaz!” (İsra, 17.)
Allah´tan biz insanlara hitap olan Kuran, bunun yanısıra mü´minler için bir de şifa kaynağıymış. Maalesef şifa kaynağımız Kuran bazı evlerde sadece rafların süsü oluyor. Ve bazı duvarların da aksesuarı. Bu tür Kuran´lar bize nasıl şifa olsun ki? Allah’u Teala, bizlere ayetlerini düşünüp, akletmeyi emrediyor, duvarlara aşmamızı değil!.
Okuduğumuz ayetler kalbimize enerji olmalı. Kuran ayetlerini okuyan kalp eylemlere geçebilmeli. Kuran ayetleri gözden dilimize, dilimizden davranışlarımıza kadar etkili olabilmeli.
Kutsal çağrının ilk emri „oku“dur. Okunacak ilk kitap da Kuran´dır. Kuran´ı anlayarak okuyabilende tek insandır. Ezber yapmaya bir son verelim artık!
Hayatımız ezber, imanımız ezberden ibaret olmasın. Ve en önemlisi de Kuran okuyuşumuz sırf hatimlerden ve ezberlerden oluşmasın. Kuran-ı Kerim bir bütündür, herşeyi kuşatır. Bizi himaye eden yüce Kitabımızı ne olur yetim bırakmayalım. Yüreklerimiz ve aklımız artık onu anlamaya başlasın. Onu anlamaya başlayan akıl, hayattan ve ahiretten tarif edilmez tad alacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.