Ahmet BULUT
Kur’an Bize Nazil Oldu Mu?
Ülkemiz genelinde evinde Kur’an bulunmayan neredeyse yok gibi. Hamdolsun azımsanmayacak kadarında meali de var. Kur’an’ı düzenli okuyan ve anlamaya çalışan ne kadar diyecek olursanız size vereceğim bilgi hiç de iç açıcı değil maalesef. Neredeyse tamamı Müslüman olan ülkemiz insanı neden Kur’an okumaz? Okuyanlar da Allah Rasulu sav ve ashabı gibi okuyarak onun boyası ile boyanamıyor. Neden? Kur’an’ın Anlamıyla Buluşmak Platformunun ANAR’a yaptırdığı anket sonuçları bize acı gerçeği gösteriyor. Ülkemizde yaşayan Müslümanların Kur’an’a ilgisini çok net ortaya koyuyor. İşte anketten konumuzla ilgili sonuçlar:
“Araştırmaya katılanların yüzde 24’ü Türkçe mealin tamamını okuduğu, yüzde
Araştırmada sorulan “Kur’an’ı Kerim mealini ne zaman okursunuz?” sorusuna yüzde 52,8’i fırsat buldukça, yüzde 25’i çok seyrek okurum, yüzde 17,9’u mübarek gecelerde derken, sadece yüzde 4,9’u düzenli olarak okuduğunu ifade etti. Bu durumda, Türkiye’de Kur’an’ı Kerim mealini devamlı ve düzenli okuyan yaklaşık yüzde 5’lik bir kesim olduğu bulgusu tespit edildi.”[1]
Kur’an’dan düzenli istifade edenlerin oranı sadece yüzde 4.9 dur. Hayatına taşıyabilenlerin oranı ne kadardır acaba? Bu gün Kur’an bizim hayatımıza nazil oldu mu? Ne kadarını yaşayabiliyoruz? Gelin sizlerle bir öz eleştiri yapalım. Hayatımızda onun yerini tespit edelim. Ticari hayatımızda, miras paylaşımında, gözlerimizi haramdan sakındırmada kendimizi gözden geçirelim. Bu gün ticari hayatta ne kadar müslümanız? Ortaklık yapan ve başarısız olup ayrılan birçok kardeşimizin sonunda arkadaşlıklarının da bozulduğun şahit oldum. Sorduğumda birbirlerini suçluyorlar. O şöyle dedi, ben böyle dedim. O dediğini yapmadı. Vs. Peki ispatı var mı söylediklerinizin? Yok. Neden? Çünkü yazmamışlar. Hâlbuki Rabbimiz Bakara suresinin 282.ayetinde genişçe bu konuya yer vererek bizlere açıklamıştı. Bu ayet hayatımıza nazil oldu mu? Borç aldığımızda veya verdiğimizde yazabiliyor muyuz? Ya da yazmak isteyen kardeşimize karşı tavrımız ne oluyor? Bu gün ortaklık yapıp araları açılan kardeşlerimizin temel problemi bu ayetin hayatlarına nazil olmayışıdır. Gelin bu ayetleri hayatımıza nazil edelim. Nefsimize dokunsa da uygulayalım. Hayatımızdaki bereketine şahit olalım.
Miras ayetleri de böyle. Ülkemizin her köşesinde konferanslara katıldım. Oradaki kardeşlerle sohbet ettik. Gördüğüm kadarıyla hayatımıza nazil olmayan en çarpıcı ayetlerden biri de miras ayetidir. En dindarımız bile sıra mirasa geldiğinde yamuluyor. Kız kardeşlerine mirastan haklarını vermiyor. Öyle bir hale gelmiş ki kız kardeşin mirastaki hakkını istemesi çok büyük bir edepsizlik gibi algılanır olmuş. Kardeşlerine zoraki bağış yapar hale getirilmiş. İsteyenler ayıplanmış. Kaç Müslüman’a sorduysam hiç olumlu cevap alamadım. Minareyi çalan kılıfını hazırlar dedikleri gibi bizde de buna uygun kılıflar bulunmuş. Binlerce Müslüman kardeşim bu gün kardeşlerinin hakkını örf-adet adına gasbediyor. Onların hakkını yiyor. Hiç de bundan rahatsız olmuyor. Haramdan bir lokma yiyenin Allah duasını kabul eder mi? Öz kardeşinin hakkına tecavüz eden, başkalarının hakkına riayet eder mi? Bu ayet bizim hayatımıza bu gün değilse ya ne zaman nazil olacak dersiniz? İşte Rabbimizin emri:
“Allah, size çocuklarınız hakkında, erkeğe, kadının/kızın hissesinin iki misli (miras vermenizi) emreder.”[2] Cahiliye devrinde miras yalnız erkek evlada kalırdı. Rabbimizin ortadan kaldırdığı bu yanlışlık günümüzde aynen devam ettiğine göre demek ki bu ayet-i kerime de bizim hayatımıza henüz nazil olmadığını gösteriyor. İl il örnekler verebilirim. Fakat kardeşlerimizi incitmemek için teferruata girmiyorum. Bu yazıyı okuyan kardeşlerimin duyarlılığını istirham ediyorum. Yarın hesap gününde Rabbimize, Kitabımıza uyup uymadığımızdan hesap vereceğiz.
Yazımızın sonunda gönlümüzü titretecek şu ayet-i kerimeyi serlevha edelim inşallah:
“İman edenlerin Allah’ı anma ve hak olarak inen (Kur’an’)a karşı kalplerinin ürpermesi/saygıyla yumuşaması zamanı gelmedi mi?(1) (Mü’minler,) sakın bundan önce kendilerine kitap verilip de (onunla alakayı keserek) üzerlerinden uzun zaman geçmiş, kalpleri artık katılaşmış kimseler gibi olmasınlar, çünkü onlardan çoğu (Allah’ın emrinden çıkmış) fâsık (olmuş)lardır.”[3]
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.