Ünal SADE
Kişisel Gelişim Üzerine Bir Söyleşi
“Kişisel Gelişimin Temelinde Muhteşem Şekilde Yaratılmış Olan İnsanoğlunun İçinde Var Olan O Potansiyeli Açığa Çıkarmak “ Yatmaktadır.
Bir kitapçıya gittiğimizde en çok karşılaştığımız kitap türü “kişisel gelişim” eksenli olmaya başladı. Kişisel gelişim seminerleri her yerde… Farklı alanlarda eğitim görmüş pek çok insan da karşımıza kişisel gelişim uzmanı olarak çıkıyor. Kişisel gelişim nedir? Ne değildir? Hacettepe Üniversitesinde öğrenci iken Kişisel Gelişim Topluluğu’nu kurup yönetim kurulu başkanlığını yürüten ve daha okulu bitirmeden PDA’yı (Personal Development Academy) kurarak sektöre ticari anlamda da giriş yapan Abdulkadir Özbek’le habername.com adına görüştük. Yararlı olması dileğiyle…
Abdulkadir Bey 2004 yılından bu yana kurucusu olduğunuz PDA (Personal Development Academy) bünyesinde ağırlıklı olarak “kişisel gelişim” eğitimleri veriyorsunuz. Her kavram gibi bununda çok istismar edildiğini düşünüyorum. “Kişisel Gelişim” eğitimlerinin temel amacı nedir kısaca anlatabilirmisiniz?
Kişisel gelişim kavramı son yıllarda git gide popüler olan kavramlardan bir tanesi. Özellikle kitaplar ve seminerler aracılığıyla insanların haberdar oldukları bir kavram. Kişisel gelişimin temelinde muhteşem şekilde yaratılmış olan insanoğlunun içinde var olan o potansiyeli açığa çıkarmak üzere yapılan faaliyetler yer almaktadır. Ancak bazı eğitimciler insanlarda var olan bu potansiyelin kaynağının yaratıcıdan kaynaklandığını göz ardı ederek sanki tüm gücün insanda olduğunu belirtmekte ve insanların kendi kaderlerini haşa kendilerinin yarattığından bahsetmektedir. Tartışmaların çoğu da bu noktada ortaya çıkmaktadır. Bizim savunduğumuz şey bizlerin muhteşem şekilde yaratıldığıdır. Bir ağacın tohumunda ağaç olma potansiyelinin olduğu gibi bizim içimizde de açığa çıkabilecek bir potansiyel olduğunu düşünüyoruz. Tohumun ağaca dönüşmesi için nasıl ki bunun sulanması, topraktan beslenmesi, güneş alması ve bir bahçıvan tarafından güzelce bakım yapılması gerekiyorsa insanların da içindeki potansiyelin açığa çıkması için okuması, eğitimler alması, gezmesi, araştırmalar yapması gerekiyor. İşte kişisel gelişimin amacı da bu faaliyetler sayesinde var olan o potansiyeli açığa çıkartmaktır.
Gerçekten çok önemli bir noktaya temas ettiniz. Ben bu soruya cevap verirken kendi yaşamımdan örneklerle cevap vermek istiyorum. Üniversitede okuduğum yıllarda kitap okuma ve derslerde sunum yapma noktasında çeşitli sıkıntılar çekiyordum. İçimde çok fazla kitap okuma isteği olmuyor, sunum yaparken de çok fazla heyecanlanıyor ve arzu ettiğim şekilde kendimi ifade edemiyordum. Bu sıkıntılarımı aşmak üzere çeşitli kurslara katılmaya başladım. Kurslardan kendi adıma çok ama çok faydalandım. Gittiğim hızlı okuma kursunda okuma hızım yaklaşık 3 kat arttı, okuduklarımı çok daha iyi anlamaya başladım ve kitap okumaya olan ilgim arttı. Etkili konuşma kursu sayesinde sunumlardaki heyecanım azaldı ve kendimi çok daha rahat ifade etmeye başladım. Tabii bu kurslarda benimle birlikte birçok kişi de eğitim aldı. Ancak herkes farklı farklı noktalarda kazanımlar elde ettiler. Bir kısım katılımcılar kurstan daha az fayda elde ederken bir kısmı çok daha fazla yararlandılar. Ben eğitimlerin insan hayatında değişikliklere yol açabilmesi için öğrendikleri bilgileri hayata geçirmeleri gerektiğine inanıyorum. Kişisel gelişim kurslarında insanların hayatlarını olumlu yönde etkileyebilecek birçok bilgi paylaşılıyor. Ancak bir kısım katılımcılar bu bilgileri aldıktan sonra hayatlarında uygulamıyorlar. Bunun neticesinde de herhangi bir değişim olmuyor. Alınan bilgiler uygulamaya geçtiği anda değişim başlıyor. “Gelin hayatınız değişecek” gibi sloganları ben biraz pazarlamada etkileme amacıyla yapılan sloganlar olarak görüyorum. Biraz abartıldığını düşünüyorum. O yüzden kursu düzenleyen kurumları, eğitimcileri araştırdıktan sonra tercih yapmaları gerektiğini düşünüyorum. Ben de birçok kurumdan eğitim aldım. Bu kurslarda eğitimlere katılıp hayatı değişen birçok insan tanımakla birlikte herhangi bir değişime uğramadan kurstan çıkan insanlar da görüyorum. O yüzden bu kurslara katılan herkesin hayatının değiştiğini söylemek doğru olmayacaktır. Ancak bu kurslara katılıp öğrendikleri bilgileri hayatlarına geçirdikleri andan itibaren olumlu değişimler yaşadıkları da bir gerçektir.
Gözleminiz çok doğru. Ben de sizinle aynı kanaati taşıyorum. Çoğumuzun bildiği gibi bizim ülkemizde bir iş tuttuğu zaman o işi yapan birçok firma türemeye başlıyor. Hatırlayacak olursanız bir dönem internet cafeler mantar gibi her köşe başında açılmaya başlandı. Ancak bir süre sonra çoğu kapandı. Kaliteli iş yapanlar ayakta kaldılar. Kişisel gelişimin de popülerlik kazanmaya başlamasıyla birlikte kitap okuyan, seminerlere katılan birçok kişi hemen kitap yazmaya başladılar. Yalnız burada en büyük sıkıntı yazarların birbirini taklit etmesinde ortaya çıktı. Birçok kitap, sizin de bahsetmiş olduğunuz gibi kişisel gelişim eğitimcileri arasında dünyada en popüler isimlerden birisi olan Anthony Robbins’in yazmış olduğu “Sınırsız Güç” ve İçindeki Devi Uyandır” isimli kitaplardan alıntılar yaparak biraz da kendi bilgilerini ekleyerek ortaya çıktı. Bunun neticesinde farklı bilgiler alma ümidiyle kitap satın alan okurlar, satın aldıkları kitaplarda farklı bilgilerle karşılaşmadığında hayal kırıklığına uğradılar. O yüzden kişisel gelişim eğitimcilerine biraz taklitçi gözüyle bakılmaya başlandı. Tabii kitabı alıp okumadan içinde ne yazdığını bilmek mümkün olmuyor. Ancak kitap alırken daha seçici davranabiliriz. Bunun için arkadaş tavsiyeleri, uzman tavsiyeleri önem kazanmaktadır. Daha özgün olan eserleri okumak insana daha fazla bilgi kazandırıyor. Bu noktada kendim okuyup faydalandığım birkaç yazarın eserlerini tavsiye etmek isterim. Kişisel gelişim alanında Türkiye’de kitapları en fazla satış yapan yazarlardan Muhammed Bozdağ’ın eserlerini, kitaplarından çok istifade ettiğim Ahmet Şerif İzgören’in, Canten Kaya’nın, Muhammed Alpkent’in ve Ziya Baran’ın eserlerini okuyuculara öneririm.
Hocam dikkatimi çeken önemli bir konu da bu alanda yazılan kitapların referanslarının hep bizim kültürümüz dışından olması söz konusu. Yani bir Mevlana, Yunus, Hacı Bektaş-ı Veli, İbrahim Ethem gibi örneklerimiz; Bostan ve Gülistan, Mesnevi gibi pek çok kaynağımız bu eğitimlerde ve kişisel gelişim kitaplarında referans teşkil etmiyor. Bu konudaki düşüncelerinizi de kısaca alabilirmiyim.
Ben bu soruyu cevaplarken bizzat yaşamış olduğum bir olayı nakletmek isterim. Bir gün biraz önce bahsettiğimiz Anthony Robbins’in de hocası olan Dr. Wyatt Woodsmall eğitim vermek üzere Türkiye’ye gelmişti. Ben de çok sevdiğim, değerli hocam Muhammed Alpkent’le birlikte o eğitime katılmıştım. Almış olduğumuz eğitim beyin dili programlaması yani NLP olarak bilinen dalın eğitimcilik eğitimiydi. Muhammed Bey eğitim esnasında Woodsmall’a anlattıklarının bizim kaynaklarımızda olduğunu, Mevlana’dan, İmam Gazali”’den örnekler verdiğini söyleyince birçok kişi şaşırmıştı. Ancak kendisi de teolog olan Woodsmall bunu kabul etti ve dedi ki: Siz kendi değerlerinizi araştırmıyorsunuz, biz araştırıyoruz, üniversitelerimizde Mevlana kürsüsü, İmam Gazali kürsüsü kuruyoruz. Onların eserlerini inceliyoruz. Orada yer alan güzel bilgileri kendi eğitimlerimize ekliyor sizlere gelip satıyoruz, sizler de alıyorsunuz. Ben bunları duyunca hem çok şaşırmıştım hem de çok üzülmüştüm. Gerçekten de anlattıkları bilgilerin benzerlerine hatta çok daha güzellerine Mesnevi’de, İhya-i Ulumiddin’de, Risalelerde ulaşmak mümkün. Ancak bizler o eserleri okumuyor, araştırmıyoruz. Hatta ve hatta burada şu üzücü noktaya da temas etmek isterim.
Birtakım insanlarda yabancı hayranlığı oluyor. Onların söyledikleri sözlere daha fazla itibar etme eğiliminde bulunuyorlar. Örneğin kişisel gelişimle ilgili çok ama çok güzel bir hadis olan “İki günü bir olan ziyandadır” hadisini ifade ettiğimizde ve de bunu Peygamber Efendimiz’in söylediğini belirttiğimizde burun kıvıran kişiler, bu söze çok yakın olan sürekli gelişimi temel olan Japonların felsefesi olan Kaizen’i anlattığımızda hayran kalıyorlar. Bizler çok zengin kaynaklara sahibiz ancak bunların kıymetini maalesef çok iyi bilemiyoruz, kullanamıyoruz. Umarım bu söyleşi de bu kıymetlerin değerini fark etme noktasında güzel bir vesile olur.
Hocam çok özet olarak PDA’nın eğitim kadrosunda hangi isimler var ve bugüne kadar PDA’nın yaptığı önemli çalışmaları özetleyebilirmisiniz?
Tabii ki. Biz, ilk soruda da bahsetmiş olduğunuz gibi firmamızı 2004 senesinde kurduk. 5 yılı aşkın süre içerisinde Türkiye’nin 65 farklı ilinde eğitim vermek nasip oldu. Birçok büyük organizasyonlar gerçekleştirdik. Yaşımın da genç olması hasebiyle -bu arada ben 1983 doğumluyum, onu da belirtmiş olalım- çok fazla çalışabilecek enerjiye sahibim. Bu nedenle çoğu yetişkinin uğraşmayacağı işleri hayata geçirmek nasip oldu. Bunlardan en önemlisi “Gelişim Günleri” organizasyonudur. Bu organizasyonda biz, bir hafta sonunda farklı alanlarda başarıyı yakalamış kişileri ve kişisel gelişim uzmanlarını katılımcılarla buluşturuyoruz. Bugüne kadar 5 defa Ankara’da, 1 defa da Kayseri’de gerçekleştirdiğimiz bu organizasyona çok değerli isimler katıldı. Hakan Şükür, Hasan Kaçan, Taha Akyol, Hacı Boydak, TTNET Genel Müdürü Tahsin Yılmaz bu isimlerden sadece bir kaçı. “Gelişim Günleri”nde bu değerli isimler kendi bilgi ve tecrübelerini katılımcılarla paylaştılar.
Abdulkadir Özbek bir Hafıza Teknikleri seminerinde katılıcılarla uygulama yapıyor.
Ayrıca Ankara’da bulunan ofisimizde “Anlayarak Hızlı Okuma ve Hafıza Teknikleri” konularında eğitimler organize ediyoruz. Bunun dışında kurumlara da etkili iletişim, etkili konuşma, motivasyon, aile içi iletişim gibi kişisel gelişimin farklı konularında eğitimler veriyoruz. Bu seminerleri de alanlarında çok başarılı eğitimcilerimizle yapıyoruz. Ali İsmet Koçak, Canten Kaya, Melih Arat, Muhammed Alpkent, Ziya Baran bu isimlerden sadece bir kaçı. Kişisel gelişim eğitimlerine ilgi duyan kişiler www.pdadanismanlik.com.tr adresinden yaptığımız eğitimlere, eğitimcilerimize ve referanslarımıza ulaşabilirler. Bu yola çıkarken bizim bir hayalimiz vardı. Bir kişi ya da bir kurum kişisel gelişim eğitimi almaya karar verdiğinde akla ilk gelen firma olalım. 5,5 yıldır bunun için çalışıyoruz. Azimle de çalışmaya devam edeceğiz. Bu vesileyle sizin gibi değerli bir kişinin köşesinde yer alarak bu hayalimize biraz daha ulaşma şansımız olacak. Bize bu şansı verdiğiniz için sizlere de çok teşekkür ederim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.