Nice zamandır düşünüp durduğum halde kendi kendime işin içinden çıkamayacağımı anlayınca bir de sizlere sormaya karar verdim: Sahi, CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun şimdiye kadar ortaya çıkardığı yolsuzluklar neler?

Kemal Kılıçdaroğlu bir süreden beri bayağı popüler; hemen her gün gazetelerde kendisine yer veriliyor. Birkaç kez televizyona da çıktı; bazısında Ak Partili siyasilerle ekran düellosu da yaptı. Siyasete atılmadan önceki profesyonel işi gereği bilgi ve belgelere fazla uzakta durmadığı gibi onları değerlendirme konusunda da deneyimi var. Eline belge yakışan biri o...

Ancak bayağı kendimi zorlamama rağmen bugüne kadar hangi bilinmeyen konuyu aydınlattığını çıkarabildiğimi söyleyemem. Onun yüzünden iki Ak Parti Genel Başkan Yardımcısının görevlerini terk ettiğini gazeteler yazdı; Ankara Belediye Başkanı da -yine gazetelere göre- yeniden adaylığı az kalsın onun yüzünden kaybediyordu.

Bunlar tamam da, yeniden aday olabildi belediye başkanı, diğer iki siyasetçinin de görevlerini onun yüzünden terk ettiklerine tam emin olamıyorum. O kadar cerbezeli televizyon görüntülerine ve gazete sayfalarından sürdürdüğü yaylım ateşlere rağmen, söyledikleri birer iddiadan öteye gidemedi. Öteye gitseydi, siyasilerin milletvekili ve belediye başkanlığı koltuklarını kaybetmeleri gerekmez miydi?

Soru aslında daha ciddi bir düşünceyi içinde barındırıyor: Kemal Kılıçdaroğlu'nun çıkışlarının kimin işine yaradığı konusunda kuşkularım var benim. Televizyon ve gazetelerde yaptığı iddialı açıklamalar sonuç getirmiyor; suçladığı insanların üzerine gitse, onlardan keskin cevaplar alacağı ve susup köşesine çekileceği şimdiden belli. Belgelerle herhangi bir yolsuzluk ispatlanmış değil çünkü...

Buna karşılık Ak Parti'nin eline yerel seçimde tepe tepe kullanacağı önemli bir kampanya malzemesi sağladığı da şimdiden belli oluyor. Kılıçdaroğlu'nun çıkışlarıyla yolsuzluklar konusunda biraz daha hassas hale gelen kitleler, “Ak Parti bırakın ispatlanmasını, yolsuzluk sözcüğünün kullanılmasını bile affetmiyor” karşı-propagandasından seçimde etkilenebilirler...

İki genel başkan yardımcısının iddialara muhatap olduktan kısa süre sonra görevlerini terk etmeleri, iddialar herhangi bir hukukî sonuç doğurmadığı için puan düşüşüne yol açmadı Ak Parti'de; tersine istifalar Ak Parti'nin konuya olağanüstü hassasiyetle yaklaştığını düşündürür oldu.

Elbette, Kemal Kılıçdaroğlu'nu 'gizli AKP'li' yapmaz bu durum; o kendisine gönderilen malzemeleri kamuoyuyla paylaşarak görevini yapıyor. Sadece devlette denetmenlik yapmak ile milletvekili olarak denetim görevi yapmak arasındaki farkı tam anlamadığı ve televizyonlarla gazetelerde görünmek ruhunu okşadığı için hatalı davranıyor...

Şu soru üzerinde düşünürse gerçeği anlayacaktır: İddialarını ekranlarına taşıyan, açıklamalarına sayfalarında geniş yer veren televizyonlar ve gazeteler, dillendirdiği iddiaların üzerine gitmekte neden fazla istekli değiller? Herhalde korktukları için değil. İddialarının sonuç doğurmayacağını biliyorlar da ondan...

“Belgeleri Ak Parti sağlıyor” da diyemem, “Gazeteler ispata muhtaç olduğu için yayımlayamadıkları belgeleri ona sızdırıp onun eliyle haberleştiriyorlar” da... Herhalde güvendiği özel kaynaklarından besleniyordur. Eğer tanımadığı bir yerlerden geliyorsa 'belgeler', onun yerinde ben olsam, kuşku duyardım.

Kuşku duymak için sebep çok çünkü...