CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, hoş olmayan bir komplo neticesi, partisinin genel başkanlığından istifa etti.

Ben bu komploda, parti içi muhalefet veya derin güçlerin ve uluslar arası güçlerin parmağı olduğunu düşünmüyorum.

Çünkü böyle bir ortamda istedikleri değişimi sağlamanın kolay olmayacağını hesap edebilecek kapasiteye sahiptirler zannımca. Böyle bir durumda kim aday olmaya cesaret edebilir? Kimse cesaret edemez. Kimse şüpheli durumuna düşmek istemez.

Bu aşamada bu komplonun, CHP’nin başında Baykal’ı görmek isteyenler tarafından hazırlanmış olabileceği daha mantıklı geliyor bana.

Bu nedenle böyle bir yaşanmışlık varsa bile, sızdırılan kasetin montaj olma ihtimali  daha yüksek.

Baykal’ın söylediklerine bir bakalım.

 “Bu komplo bugünkü siyasi konjonktürün eseridir, yıllardır bekletilen bir kaset yoktur! Bir kaset ele geçirilmiş değildir, bir komplo imal edilmiştir, taze, iki haftalık bir komplo vardır.”

Henüz elde hiçbir bilgi, belge yokken hükümeti sorumlu tutması ve iki haftalık bir kaset sözü, Baykal’ın bu kasetin montaj olduğundan emin olduğunu düşündürüyor bana.

Kurultayı etkilemeye yönelik olduğu da çok açık.

Bunun, mevcut CHP yönetiminden memnun olanların, kurultay sonucunu etkilemeye yönelik hazırladıkları bir tertip olabileceği ihtimalini göz ardı etmeyelim.

Kurultaya iki hafta varken ortaya çıkması manidar değil mi?

Bu kurultayda yeniden genel başkan seçilse bile, bir seçim yenilgisi daha yaşadığı takdirde partinin başında kalamayacağını, başbakan olma mücadelesini hepten kaybetmekle karşı karşıya kalabileceğini düşünen kesim böyle bir mizansenle Baykal’ın siyasi ömrünü uzatmak istemiş olabilirler.

Baykal, montaj kasetle partiden istifa etmek zorunda bırakılmakla, hem partide karşısına çıkabilecek rakipleri devre dışı bırakılmış, aynı zamanda halk nezdinde mağdur pozisyonuna düşürülmüştür.

Mağdura destek olma psikolojisi ile Baykal, önümüzdeki seçimde oylarını azda olsa artırmayı başarırsa koltuğunu muhafaza edebilecektir.

Kasetin montaj olduğu kurultay öncesi kanıtlanırsa, Baykal’ın bu kurultayda,

CHP Genel Başkanlığına parti içi muhalefeti sindirmiş, daha da güçlenmiş olarak dönebileceğini düşünüyorum.

Bu işin yetişememesi halinde birkaç gün sonraki kurultayda emanetçi bir başkan seçilir, ardından olağanüstü bir kurultay ve Baykal’ın muhteşem dönüşü!

Parti teşkilatlarının baskısıyla da dönebilir.

Allahu a'lem!