Karşılığını beklemeden yaptığınız iyiliğin ödülünü aldınız mı?

İyilik yap denize at balık bilmezse Halık bilir diye bir söz vardır. Yaptığımız iyiliklerin ücretini cennete saklasak daha büyük bir avantaj elde edeceğiz aslında. Maalesef artık yaptığımız iyiliğin karşılığını, iyiliğimizin dokunduğu kişilerden bekler olduk. Verilen sadaka ve hayırların gizli tutulmasını tavsiye eden bir dinin mensupları olarak, sergilenen bu davranıştan uzak durmayı tercih etmeliyiz. Tabiki bu davranış daha zordur. Ebu Bekir Ferra, iyiliği gizlemenin kötülüğü gizlemekten daha üstün olduğunu vurgulayarak, bu işin ne kadar da zor olduğunu ne güzel de ifade etmiş. İyi işler övünme yerine insana daha fazla şükür gerektirir aslında. Bize o hayırda yardım eden Allah´a daha fazla şükür. Bizi yaptıklarımızla böbürlendiren nefsimizdir. 

Nefsin gıdası övgüdür. Takdir ve övgü yaparken karşı tarafın düşüncesinde değişmeler olabilir. Bu düşünce Allah rızasından çıkıp nefsiyle uzlaşmaya kadar gidebilir. Çünkü dediğimiz gibi nefis ve şeytan yapılan iyiliklerin sevabını kaybettirmek için senelerce dahi uğraşabilir. Konumuz hayır olunca aklıma cami hayırları geldi. Bir camii yapımında emeği geçenlerin bazısı, seneler sonra bir konu geçtiğinde sinirlenerek, “Ben çok emek harcadım bu camiye, bu tuğlalarda benim de alın terim var“ diyerek yaptığı iyiliği ortaya sermesi, o iyiliğin sevabını ya azaltıyor ya da tamamen uçmasına sebeb oluyor. Buna ne gerek var? Yapılan iyiliklerin üzerinden senelerde geçse azılı düşmanlar boş durmuyor. Aralık bir kapı arıyor içeriye dalmak için. İnsanın nefsi okşanmaya başlandığında, kimse o akıntıya karşı gelemiyor. En iyisi o kapıyı hiç aralamamak gerekiyor.

Yapılan her iyilik aslında yapanın iyiliği içindir. Hatta Ayet-i Kerim´e der ki: “Hayır olarak verdiğiniz ne varsa, karşılığı size tam olarak ödenir ve siz asla haksızlığa uğratılmazsınız“. Yaptığınız bir iyiliğin karşılığını dünyada göremiyor musunuz? Hiç tedirgin olmayin. Canınızı hiç sıkmayın.  Bakara Suresi  müjdeliyor bizi: “Yaptığınız her hayrı muhakkak Allah bilir.”

Sözün özü;

Bilen BİR OLSUN… Bilmeyenlerin sayısı isterse BİN olsun, vız gelmeli…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.