Kapanmak: örtmek, örtünmek her hangi bir şeyi saklamak, literatürde böyle geçer değil mi? Kapanmanın ne olduğunu ya biz bilmiyoruz ya da bunlara kapanmanın ne kadar hayat meselesi olduğunu anlatamıyoruz veya anlamak işlerine gelmediği için bir türlü anlamıyorlar.

Neden sonuç olarak olaya bakmakta fayda var. Örtmek, örtünmek neden! Ne! İçin ve ne gibi sonuçlar doğurur. Siyasi simge veya inanç adı her ne olursa olsun örtmek, örtünmek gerekli mi gereksiz mi? ilk önce bunu bir sorgulamamız lazım. Gerekli dediğinizi duyar gibiyim, bakmayın insanların mağara kovuklarında örtünmeyi bilmeden yaşayan zamanların da olduğu masalına. Böyle düşünen insanlar, kendilerini maymun soyundan geldiğini iddia edebilecek kadar düşürebiliyorlar, buna siz de inanmasanız. Çünkü örtünme insanın insan olduğunu gösteren en büyük ibarelerden birisidir. Düşünebiliyor musunuz? Örtünmeyen bir dünya ne garip geliyor değil mi? Peki bu kadar ehemmiyetli bir konuda insanlar neden bu kadar esnek olabiliyor. Örtünenlere baskıda bulunma cüretini nereden alıyorlar. Önünü kesip en güzel filiz verdiği bir dönemde koparma zalimliğini nereden buluyorlar kendilerinde. Bu tarifi imkânsız saygısızlığın amacı ne! Bu kadar nefretin birikmesi niye, sade ve sadece örtündüğü için mi? Peki tamam açılsın peki tamam simgesi yok olsun peki tamam dediğiniz gibi olsun bakın bir sona bakın bir sonuca görebiliyor musunuz? Ne! Var. Biz görebiliyoruz ne biliyor musunuz? kocaman bir yıkım koca bir hiç!. Hiçbir şey bu kadar basit değil insanların yaşayış tarzları, inançları sizin iki dudağınızın arasında olmaz olamaz da.               

İnsan hududunu bilecek yok öyle!  Aynı zamanda dinde zorlama yok ister kapan ister kapanma teklif var ısrar yok ama bırakında insanlar neye nasıl inanacağına kendileri kara versin. Aslında garip olan bu kadar açık seçikliğin içinde örtünmeyi tartışıyor olmamız. İlla da bir gerçeği yok saymamamız, ben örtünmüyorum sende örtünme mantığı hiçbir zaman bize bir şey kazandırmaz bilmememiz lazım ki ayak bastığımız bu topraklar bile bir gün gelir bunun hesabını bizden sorar hiç kimse sormasa bile tarih sorar. Biz inançlarımızı siyaset malzemesi yapmayız bunu yapacak kadarda duygusuz değiliz. Tek amacımız örtünmek; inancını yaşabilmek biz dediğimizde mutabıkız ama siz değil biz inancımızda kararlıyız. Örtünmenin yasak olması kadar daha trajik komik bir olayı ben tasavvur edemiyorum uzatmayın elinizi, uzatmayın dilinizi uzatmayın o taş kalbinizi açamaz sökemez kendinize çeviremezsiniz.

İlim erbabının sayılı, edep haya’nın artık lügatlerden silinip yok olduğu bir dünyanın üzerine basıyoruz.. Kapanmanın komik açıklığın, şart olduğu bir havayı soluyoruz; yazık, yazık ki ne yazık akı kara, karayı ak göstermek bunun için söylenmiş bir söz olsa gerek. Bu ülkeye DEKOLTE’yi sözlüğe işleyen,  işlememle kalmayıp kafamıza kazıyan o da yetmez ki! Kalbimize yerleştiren zihniyetler nasıl olup ta kapanmayı helal sayabilir ki? Bilin artık farkına varın bizim kalemiz kumdan değil sizden öncekiler göremedi siz görün. İnanç: yenmez içilmez kullanılmaz sadece yaşanır. Kendinize bir şans verin artık, torunlarımız hatta onlarında torunları artık böyle yasaklarla böyle içi geçmiş bir mantaliteyle yorulup gerçek yapacak işlerinden alı konulmasınlar.

İnanca baskı yeni bir zorbalık değil, insanlık tarihi boyuca çok kişi dünyayı sağdan sola döndürmek için mücadele vermeye çalıştı. Dönem içinde hep birileri kazanıp birileri kaybetti. Çağ gelişti tekerlek icat oldu yeni yerler bulundu insan kendini her daim geliştirdi. Ama nedense şu inanç konusunda insanlık hep bir sıfır kaybetti. İnancı yaşamaktan yaşatmaktan hep korktu, tüm kapıları kapattı. Kime neye hizmet ettiğini bilmeden çoğu insan ömürlerini bu uğurda tüketti ve yok olup gitti. Ruh kalıba girmez insan yaptıklarını görmeli

Örtünmek bizim onurumuz, şerefimiz, haysiyetimiz ve dünyada oluş sebebimiz. Boşa bakmayın gözlerinizin feri gelsin artık görün gerçeği, neyi kapatıyoruz ve saklıyoruz biliyor musunuz? Karanlığı, kötülüğü hayâsızlığı çirkinliği bırakın da yaşayalım artık inancımızı.