xxx52
Kadınlara şiddet
İslam'dan önceki Arapların kadına, kız çocuğuna, soyca düşük saydıklarına, gariplere, kölelere... karşı haksız, sert, insafsız, ölçüsüz davranışları vardı. İslam bunları yasakladı, peygamberimiz de yeni topluluğun "sevgi, barış, merhamet ve dayanışma" dini olan İslam'ı, özümseyerek yaşamaları ve gelecek nesillere aktarmaları için bir ömür boyu gece gündüz gayret etti, çaba gösterdi. Buna rağmen eski kötü huyları ve alışkanlıklarına dönenler olurdu ve Peygamberimiz onları "Sende hala İslam öncesi kültürün izleri var" diye uyarırdı.
Peygamberimiz ile O'nun eğittiği seçkin ve örnek nesillerden sonra Müslümanların, hem İslam öncesi kültürlerinin hem de farklı çevre kültürleri ile temas sonucu bunların tesiri altında kalmaya ve aslında İslam'a aykırı olan bazı davranışlarını ya hadis uydurarak, ya ayetleri ve hadisleri yanlış yorumlayarak meşrulaştırmaya çalıştıklarını görüyoruz.
Bu faaliyetin odaklandığı noktalardan biri de aile ve erkek-kadın ilişkisi oldu. Ailede erkekler, ekonomik ve fizik güçlerini kullanarak mutlak otorite olmaya yöneldiler. Aile reisliği "huzurlu ve mutlu bir aile için gerekli olan düzen"in bir aracı olmak yerine tahakküm aracı haline geldi. İslam'da itaat, kulun emrinin, isteğinin "Allah'ın ve Resulü'nün emir ve yasaklarına aykırı olmaması" şartına bağlı olduğu halde, erkekler "din, ahlak ve merhamet" dışı emir ve isteklerine mutlak itaat ister oldular. Verirken, vermeleri gerekirken ayetleri ve hadisleri görmediler; alırken, almaları gerekirken ayetlere ve sünnete sığındılar.
İlgili nasların bağlamlarını, şartlarını göz önüne almadan, Kur'an'ı ve Sünnet'i bir bütün olarak ve mutlaka maksadı da gözeterek anlamaya çalışmadan "Sünnettir diye birden fazla evlenmeye, Kur'an izin veriyor diye kadın dövmeye" kalkıştılar. Kızları kadınları ya mirastan mahrum ettiler veya "kızların daha az pay almalarına karşı erkelere yüklenen mali ödevleri" yerine getirmediler...
Evet bütün bu sapmaları herkes yapmadı, ayrıca bütün dünyada dün ve bugün kadına şiddet uygulanıyor; ama "batıl, kötü, yanlış olan ölçüt ve örnek olamaz" kuralınca Müslümanlarda bunların asla olmaması gerekiyordu; ne yazık oldu ve hala da devam ediyor.
Bunları niçin yazdım?
İşte sebebi:
Kadın sorunları ile ilgili kurum tarafından yapılan araştırmaya göre, Türk kadınların yüzde 39'u 'tokatlanma, itilme, yumrukla vurulma, boğazının sıkılması, bir yerinin yakılması, silah, bıçak gibi aletlerle tehdit edilme ya da bunların kullanılması' sonucu fiziksel şiddete uğruyor. Başka bir ifadeyle her 10 kadından 4'ü eşi veya birlikte olduğu kişi tarafından fiziksel şiddete maruz kalıyor.
Kadınların yüzde 15'i zorla cinsel ilişkiye giriyor, istemediği halde korktuğu için cinsel ilişkide bulunuyor, cinsel olarak aşağılayıcı ya da küçük düşürücü eylemlere zorlanıyor. Cinsel şiddet bir çok durumda fiziksel şiddetle birlikte yaşanıyor. Kadınların yüzde 42'si fiziksel veya cinsel şiddete maruz kalıyor. Kadınların yüzde 44'ü de duygusal şiddet görüyor. Kadınların yüzde 23'ü eşlerinin veya birlikte oldukları kişilerin kendisinin çalışmasına engel ya da işten ayrılmasına neden olduğunu belirtiyor...