John Kerry'e Oy Vermedim

John Kerry’e Oy Vermedim

Türkiye’de liderler sultası olduğunu sağır sultan bile biliyor. Kör topal işleyen demokrasimize, askerlerin, medyanın, üniversitlerin, iyi saatte olsuncuların hep müdahele ettiğinden yakınır bu sevgili siyasi liderlerimiz.

Yıllardır birbirlerini acımasızca kıyasıya eleştirirler. Hemen hepsinin birleştikleri tek bir nokta vardır Türkiye’de dönen bu siyasi mizah oyununda. Tüm liderler gerek il,ilçe delegelerini ve gerekse genel kurul delegelerini kendileri seçer. Bu delegelerde istisnalar dışında liderlerine hep sadık kalırlar.

Partilerin demokratlıklarını gösterecekleri ilk imtihan yerleri, şüphesiz il ve ilçe kongreleridir. Ancak yine hemen her parti patırtı gürültü olmasın diye illa tek adayda ısrar ederler. Kazara örgüte ve kendisine güvenerek cesurca aday olan olursa hemen bütün ilçe başkanları ve milletvekilleri toptan deklerasyon yayınlıyarak mevcut adaya (aslında liderlerinin adayına) bağlılıklarını bildirirler.

***

Ak Parti Milli Görüşten kopuşunun en büyük argümanı olarak, milli görüşte demokrasinin yetersiliğinden, liderin hemen her şeye karıştığından, çoğulculuk, ortak akıl olmadığından dem vuruyordu. Aradan bunca sene geçmesine rağmen ne yazıkki kendileri aynı durumu fazlasıyla devam ettiriyorlar.

Kuruluşundan beri Ak Partinin içinde olan Metin Külünk, yaklaşan İstanbul il başkanlığına görkemli bir kalabalıkla aday olduğunu açıkladı. Hemen arkasından İstanbul Belediye Başkanı Sayın Kadir Topbaş, bütün ilçe başkanlarıyla birlikte mevcut başkanın yanında olduğunu açıkladı. Bir nevi delegelere aba altından sopa gösterdi.

Kıymetli dostlar,

Bendeniz ABD’deki Demoktatik Partinin Massacchusetts eyaleti delegesiyim. Her yıl her eyalette partinin kongresi olur. Vali ve senatör olmak isteyenler, eyalet kongresine katılan delegelerin yüzde 15inin oyunu almak zorundalar. Ki aday olabilsinler. Aday olduktan sonrada önseçime girip birinci olan partinin adayı olarak Cumhuriyetçi Partinin ve diğer küçük partilerin adaylarının karşısına çıkar.

Üstelik kongrede delegeler oylarını açıktan vermek zorundalar. Bunun nedeni şeffaflık olarak gösteriliyor.

Geçen yılki kongrede bendeniz 4 yıl önceki başkan adayı ve kıdemli senatör John Kerry’e oy vermedim. Rakibi kendisinin hiçte tahmin etmediği şekilde %15 in üzerinde oy alarak seçime katılmayı elde etti. Aynı şekilde önümüzdeki sene de valilik seçimi olacak. Tüm aday adaylarının kongrede %15 oy alması gerekiyor.

Bir ABD’deki şeffaflığa bakın, birde Türkiyedeki tahammülsüzlüğe bakın. Madem liderler en küçük ilçede bile tek aday çıkaracaklar,o zaman kongre yapmaya ne gerek var.

Bırakın isteyen istediği partiden aday olsun, delegede emredilene değil, ABD’deki gibi beğendiğine oyunu versin. Versinki Türkiye’de gerçek demokrasi tabandan tavana doğru yayılsın.

Karşı kıyıdan hepinize selamlarımla.