xxx95
İşsizlik sorununu nasıl çözelim?
Türkiye'nin ve dünyanın acil yoğun bakıma alınması gereken en önemli ekonomik ve sosyal hastalığı, en büyük sorunu nedir diye sorsanız; hiç tereddütsüz "İşsizliktir" derim.
Bütün anketlerde halkımız bir numaralı sorun olarak hep "işsizliği" hatırlatmaktadır. Çağımızın mucizesi işsizlik sorununun çözüme kavuşturulması mucizesi olacaktır. Tarım dönemi"nden "sanayi dönemi"ne geçmekte olan insanlık, her an ekonomik ve sosyal patlamalara, sarsıntılara, krizlere, tufanlara sebebiyet veren bu büyük sorunla, yani "işsizlik sorunu" ile karşılaşmıştır. Sorun hâlâ çözümsüz olarak devam ediyor. Kapitalizm, sosyalizm, karma ekonomi ve diğerleri sorunu çözememiştir; bugüne kadar çözemediklerine göre, bundan sonra da çözemeyecekler demektir. O halde bu sorun da diğer bütün sorunlar gibi ancak "müsbet ilim" ve "Adil (Ekonomik) Düzen"le çözülebilir.
İşsizlik sorununun çözümüne nerden başlayalım? Bir yerin kalkınması demek, her türlü çalışmayanların veya iş bulup çalışamayanların çalışır hâle getirmek, çalışanların da çalışma verimini artırmak demektir. Çözüm ancak böyle mümkündür.
1. Bunun gerçekleşmesi için: -İşsizlere iş bulmak. -Ev hanımlarını üretime katmak. Çalışabilen emeklileri de çalıştırmak. -Öğrencilerin çalışarak okumalarına imkan sağlamak. -Din görevlileri, öğretmenler ve diğer bürokratların boş zamanlarını değerlendirmek gerekmektedir.
Bu uygulama bucak, ilçe, il, ülke hasılasını en az iki misli artıracaktır.
2. Çalışanlara kendi istedikleri işi vermek. Bunun için "iş verme sistemi" yerine "iş bulma sistemi" geliştirilecektir. Bu hedefe ulaşmak için neler yapılacaktır?
Kooperatifler kurulacak, halk kooperatiflerde iş yapacaktır. Devlete karşı kooperatif muhatap olacak, vergi ve sigortayı kooperatif karşılayacak, üye ortaklar ise sadece kooperatiflere muhatap olacaklardır. Bu sayede mevcut kanunların tamamen içinde kalınacak ama kooperatifte "yeni ekonomik düzen" uygulanacaktır. Kooperatifin bunları yapabilmesi için: a) Taşınmazların alınıp satılması için belediye "imar senedi" çıkarılacaktır. İnşaat bu senetlerle yapılacaktır. Bu bir anonim şirket senedi olabilir. b) Malların alınıp satılması için bir "mal senedi" çıkarılacak ve taşınır mallar bu senetle alınıp satılacaktır. Bu senet "faizsiz banka kartı" da olabilir. c) Devre başında siparişlerin yapılabilmesi için bir kooperatif bir "sipariş senedi" çıkaracak, halka devre başında kredi olarak verecek ve böylece üretim ve tüketim yıl başında planlanmış olacaktır. Bu senet "banka çeki" de olabilir. d) Para değerini belirlemek ilçenin ithalat ve ihracatını dengelemek için bir "altın senedi" çıkarılacak ve kuyumculara, döviz bürolarına verilip TL, döviz ve diğer ilçe senetleri bununla alınıp satılacaktır. Vergi ve sigorta primleri kaldırılacaktır. Sigorta bordroları, tasdikli defterler, faturalar, irsaliyeler yok edilecek; maliye görevlileri onda bire indirilecektir. Böylece piyasa birden canlanacak, herkes iş yapmaya başlayacak; hem de kendi arzuladığı işi yapacaktır. Yukarıda belirtilen işsizlik ve isteksizlik sona erecek, ilçe hasılası dört misli olacaktır. Kooperatifler gelirlerini karşılıksız çıkaracakları "imar, mal, sipariş ve altın senetleri" ile sağlayacaklardır. Yüzde 20 fazla çıkaracaklar, böylece yüzde 20 enflasyon sağlayarak gelir temin edeceklerdir. İlk beş senede artan istihdam dolayısıyla bu yüzde 20 enflasyon da olmaz. Bir belediyede yapılacak bu uygulamadan sonra Türkiye, Erbakan'ın dediği gibi "vergisiz ülke" olacaktır.
Devletin bu duruma geçebilmesi için dış borçlarını tasfiye etmesi gerekir. Türkiye bunu nasıl yapacaktır? -Dış borcu iç borca çevirecek; -Faizli borcu faizsiz kredileşme borcuna çevirecek; -Para borcunu mal borcuna çevirecek; -Borcu iştirake çevirecektir. Türkiye bütün bunları başaracak imkanlara sahiptir. -Ülke içinde ve dışında vatandaşların dolar rezervi var, onlar değerlendirilir. -Ülke içinde altın stokları var, onlar değerlendirilir. -Ülkemizde geniş dinlenme/turizm alanları var, bunlar yabancılara rehin verilip faizsiz borç alınız. -Dış ülkelerle kredileşme ilkesiyle faizsiz borç temin edilir.