İşsizliğe çözüm önerisi

Ne diyordum, neleri anlatıyordum? Önce "İşsizlik ve süper güç Türkiye" (26.04.2010) diyordum; işsizlik sorununu çözen Türkiye'nin nasıl süper güç olabileceğini anlatıyordum...

Sonra işsizlik sorununun çözümü için "İşsizlik Yüksek Kurulu"nun (28.04.2010) kurulması gerektiğini ve kurulun kuruluş şekli ile çalışma yöntemlerini yazıyordum...

Kimlere?

Gerçekten anlamak isteyenlere, anlayanlara...

Kalp, gönül ve akıl gözü ilmî çözümlere açık olanlara...

Halkımızın ve ülkemizin sorunlarına gerçek çözüm arayanlara...

Ve çözüm bekleyen sorunlar karşısında üç maymunları oynamayanlara...

***

"İşsizlik Yüksek Kurulu" tüm görüşlere ve çözüm önerilerine kulak verir. Önerilen bütün teklifleri harmanlayıp sonuca varır. Oluşturulan "ilmî heyet" halkla istişare eder. İşsizlik sorununun çözümü için bir yarışma açılır. Sorunun çözümü konusunda önerilerde bulunmak üzere herkes katılır ve katkıda bulunur. Bu öneri bir sahifelik bir özet olabilir.

Bütün bu öneriler, işsizliğe çare arayan ilim adamları tarafından sıralanır. Bir önerinin aldığı sıraların tersleri toplanır, önerinin derecesi bulunur. Konan ödül önerilerin derecelerine bölüştürülür. Çözüm çalışmalarına katılanların her biri az veya çok bir ödül almış olur.

Bu suretle elde edilen bilgiler sıralanmış, ilim adamları katılan herkesten görüş almış olur. İlim adamlarına kadro verilir. Bunlardan istediklerini, mesela beş kişiyi danışman olarak alırlar. Böylece yüz kişi birlikte çalışmaya başlar. Öneriler ortaya konur. Projeler hazırlanır. Bunlar telif edilerek tek proje hâline getirilir.

Bu ilim adamlarına uygulama yapmak üzere birer pilot ilçe ve imkanlar verilir, 'buralarda kendi projenizi uygulayın' denir. Beş kişilik ekip ile ilim adamları kendi ilçelerinde uygulama yaparlar. Yirmi ilçede uygulanmaya başlanır. Sonuçlar bütün ilim adamları tarafından gözlemlenir. Bütün uygulamalarda ilmî sonuçlar elde edilir. Buna göre ayrı ayrı görüşler ve çözümler denemelerle değerlendirilir ve karşılaştırılır.

***

Bundan sonra neler yapılır?

Nüfusları 30 bin ile 100 bin arasında olan ilçeler oluşturulur. Her ilçede "İşsizliği Önleme Kurulu" kurulur. Siyasi partiler, oyları nisbetinde, yüksek ehliyete sahip olanları bu kurullara üye olarak tayin ederler. Onlar aralarında uzlaşarak, gerekirse hakemlere giderek, bu projelerden birini alırlar. Kendi ilçelerini o şekilde geliştirmeye başlarlar.

Böylece ülkemizdeki her ilçe işsizliğe çare ve çözüm aramış olur.

Zamanla ne olur?

İlçeler arasında yarış başlar. Sorunlarını çözen her ilçedeki ücretler ona göre yükselir. Halk oraya hicret eder. İlçe büyür ve bölünür. Başarısız ilçeler ise göç verir, nüfusları azalır ve sonunda ilçe olmaktan çıkar. Böylece sorunları çözmede başarılı olan ilçeler ülkede yaygınlaşır. Türkiye bu şekilde işsizlikten kurtulmuş olur.

***

Burada şöyle bir soru sorulabilir: Size bir ilçe verseler; ayrıca bir kaynak istememek şartı ile o ilçede işsizlik sorununu ne kadar zamanda çözersiniz?

Cevap: Adil Düzen Çalışanları olarak bizi bir ilçede görevlendirseler, -mevzuat engelleri olmamak şartıyla,- bir sene içinde o ilçedeki işsizlik sorununu çözeriz.

O ilçeye taşınma ve o ilçeden taşınma serbest olacaktır. İlçeden taşınanlara ilçe yönetimimiz taşınmazların gerçek değerlerini ödeme taahhüdünde bulunacaktır.

Türkiye'nin en geri kalmış ilçesi de bizim için makbuldür; kabulümüzdür.

Vesselâm...

Önceki ve Sonraki Yazılar