Papaz Mehmet Müslüman William !

“…Allah kimi doğru yola yöneltirse, işte odur doğru yolu bulan; ama kimi de sapıklığa terk ederse, artık onun için ne bir dost ne bir kılavuz bulabilirsin” (Kehf:18:17)

Hidayete ulaştırma ve ondan mahrum etme yetkisi ALLAHA aittir. İnsan irade eder ve ALLAH C.C insanın seçimiyle muamele eder. Öyle olur ki en uzak mesafedekiler en yakın olur ve en yakınlar en uzak...Kimisi yeryüzünden güneşe yolculuk eder kimisi güneşi ceketinin astarı içinde kaybeder. Kimi çiçekler çölde açar kimileri solar kalır en güzel bahçelerde...

Bazen gökteki gezegenler yakınlaşır birbirine ama insan iter kendi benliğini, onurunu , vicdanını ve kendine ait ne varsa hepsini fezadan da ötelere...Kimi zaman insanlar yutar dilllerini ve haykırır Ağustos böcekleri o evrensel nağmeyi...

Zindandakiler bazen özgür olur,sokaktakiler bazen mahkum olur..Hatta saraydakiler bile... Züleyha ve Yusuf örneğinde olduğu gibi...işte her şey Allah'ın dilemesiyle ilgili...O'nun dilemesi ise yüregimizle...

Geçen hafta öğlen yemeğinde bir güvenlik görevlisi ile konuşuyordum...Türkiyeli olduğumu söyleyince Türkiyeli Mehmet isimli bir arkadaşı olduğunu söyledi...Güvenlik kaptanı olduğu için arkadaşı'nın  Kriminoloji okuduğunu sanmıştım...Sordum ne okudu diye? Meğerse Mehmet bir Hristiyan okulunda Teoloji okumuş...Hristiyanmış meğerse...Şimdi Türkiyedeymiş...

Bugün ise bir mahkum ofisime geldi...İslam ile ilgili bir kaç soru sordu...Kendisine kelime-i tevhidi anlattım...Uzun süredir İslami araştırmaya çalıştığını söyledi..Bizim kuruma yeni transfer olmuş başka bir ıslah evinden...Biraz sohbetten sonra daha fazla beklememe gerek yok aslında dedi...Babtist bir aileden geliyormuş, kız arkadaşı da her hafta sonu kiliseye gidiyormuş...Kısa bir zaman sonra çıkacakmış ve başka bir hayata başlayacakmış...İsmi William Burgess idi... Hayatını değiştireceği için önce isminden başlamak istedi...

Esma-ul Hüsna'dan Sabur ismini beğenmiş...Çünkü yirmi dört senedir icerideymis...Dosyasına baktım içeriye 1981 yılında girmiş...Şimdi kırk yedi yaşında...Yirmi üç yaşında gece soygunundan dolayı mahkum etmişler...Ayrıca kendi anlattığına göre uyuşturucu filan satmış...Ama bundan tam yirmi dört yıl önce...Ben hayatımda sigara dahi içmedim kardeşim dedim ama su an sen benden daha temizsin ALLAH C.C. indinde...Çünkü beş dakika önce şehadet almıştı...Afro-Amerikan bir kardeşimiz daha katıldı İslam ailesine... Siyah tenli bir yürek daha aydınladı...Onun yüreği şimdi bizden daha aydınlık..

Duamız olsun ki bu aydınlık ondan hiç ayrilmasın...Öyle ya bu işin garantisi yok...Müslüman William olabildiği gibi Hristiyan Mehmette olabiliyor... Sabur ismini beğendiği için ona Sabur ismini koyduk..Ama birde Yunus ismini verdim kendisine..Sabur isminin yanına Yunus ismiyakisir dedim...Sen zindanda kaldın yıllar boyu Yunus A.S. 'da balığın içinde...ALLAH C.C.onu sahil-i selamete çıkardı senide çıkarsın dedim...ALLAHA çok dua etmeliyiz diye düşünüyorum... imanımızı muhafaza etmesi için...Williamlarin şehadet aldığı Mehmetlerin vaftiz olduğu bir dünyada kimin akidesinin garantisi olabilir...

Her nimet kendi cinsinden şükür ister ve iman gibi en büyük imkânın şükrü ise iman hizmeti yapmak, insan isimli çiçekle İslam isimli yağmuru kavuşturmaktır...Şayet sizinde bir yavrunuz varsa ve onun papaz olmasını istemiyorsanız veya en büyük imkânımız olan imanımızı muhafaza etmek istiyorsak ALLAHıN vahyine kulak verelim:

Ey inananlar, eğer siz Allâh(ın dinin)e yardım ederseniz (Allâh da) size yardım eder; ayaklarınızı (hakkı koruma yolunda) sağlam tutar. (Muhammed süresi:47:7)

Veciz olarak üstad ne de güzel ifade eder :

Elalem uğraşıyor bulmak için Merihi/Sen cebinde kaybettin tarih dolu güneşi
Çöplüğe attılar mukaddes emaneti/Hak bellettiler halka en büyük ihaneti 

Sözü nebevi bir duayla bitiriyorum: “Ey kalpleri evirip çeviren Allah'ım, kalbimi dininin üzerinde sabit kıl.(amin)