Hüseyin DERVİŞOĞLU

Hüseyin DERVİŞOĞLU

İNSANLIKTAN UZAKTA

Albert Camus’un Misafir adlı kısa öyküsünden uyarlanan İnsanlıktan Uzakta, 1950’li yıllarda bağımsızlık mücadelesi veren Cezayir’de geçmektedir.

Filmin konusu aslında bizim coğrafyamıza da yabancı değildir. Daru, aslen İspanyol’dur. Bu sebeple hem yöre halkınca hem de sömürgeci Fransızlar tarafından, evini yanında taşıyan anlamında “Salyangoz” olarak adlandırılmaktadır. Yabancı olmanın tabi sonucu olarak, herkes tarafından dışlanmıştır. Hâlbuki kendisi bir zamanlar Fransız ordusunda savaşmış bir askerdir. Fakat öldürmenin kendi karakterine tamamen zıt olduğunu anladıktan sonra, inzivaya çekilmek için küçük bir dağ köyünde etrafına toplayabildiği Arap çocuklarına Fransızca öğretmeyi tercih etmiştir.

Sakin hayatı, bir suçluyu garnizona kadar götürmesi emredilince alt üst olur. Daru, başta direnip görevi kabul etmek istemese de şartlar gereği görevi üstlenmek zorunda kalır. Bu görevle birlikte, zorlu ve enfes görünümlü Atlas Dağları’nda, görünürde iki suçlu kelimenin tam anlamı ile nefes kesici bir serüvene atılırlar.

Bu serüven, aslında kendilerinden kaçmak için her türlü fırsatı kovalayan bu iki adamın içsel yolculuğuna da götürecektir izleyenleri. Kaderin acı bir cilvesi olarak insan öldüren bu ikilinin karakteri öldürmek üzerine değil, barış ve kardeşlik üzerinedir. İkisi de, süregelen bir savaşın pisliğinde, şahsiyetleri ile var olmaya, insanî özelliklerini korumaya çalışsalar da, hayatın anlaşılmazı girift, hatta başka bir açıdan bakıldığında ‘saçma’ tuzaklarına yakalanmaktan kurtulamazlar.

Bugün olduğu kadar geçmişte de, sanki bu coğrafyaların makûs talihi sayılan, kan, gözyaşı ve şiddet bütün çıplaklığı ile gözlerimizin önünde yer almaktadır. Onuruna düşkün insanların asaleti Daru’nun ve Mohammed’in hemen her tavrında kendini göstermektedir. Her ikisi de dayanışmanın ve birbirine güvenmenin erdemini öğreneceklerdir. Filmde hüzün, yalnızlık ve keder o kadar ince işçilikle işlenmiş ki, seyirci filmin sonuna kadar bu hüznün baş aktörü olduğunu hissediyor. Bu anlamda yönetmeni takdir etmemek haksızlık olur. Kan davası, dediğimiz olgunun, mağdur taraf açısından bu kadar güzel anlatıldığı çok az film gördüm. Şiddetten kaçtıkça içine düşüyorlar. Kendilerini korumaya çalıştıkça her şeyi berbat edecek olaylar başlarına geliyor.

Filmde öyle dokunaklı sahneler var ki, insanı hüznün en derin katmanları ile baş başa bırakmaktadır. Daru’nun yaşlı adamı öldürdüğündeki yüz ifadesi ve ardından bir atı zorunlu olarak öldürmeden önce sevip okşaması hafızalardan hiç silinmeyecek izler taşımaktadır.

Doğrusu yönetmen David Oelhoffen’in filmini ilk kez seyrediyorum. Fakat hikâyeyi daha önce okumuştum. Yönetmenin sinemasal bir yetkinliğe sahip olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Adalet bazen hatta çoğu zaman kanunlarda yazılan değil, susmak bilmeyen adına vicdan dediğimiz iç mahkemede gerçek değerini bulur. Yönetmen filmin tamamına sardığı hüznü, kalplere dokunan yumuşaklıkla öylesine güzel işlemiş ki, perdede akıp giden zamanın farkına bile varamıyorsunuz.

Bir anekdot daha ekleyeyim müsaadenizle: Bir film müziği, perdede anlatılmaya çalışan öyküyü ancak bu kadar güzel yansıtabilir. Kemancıların niçin ince derde tutulduğunu da filmi görünce daha iyi anladım. Son bir notla da yazımı bitireyim: Albert Camus, Cezayir doğumlu bir Fransız’dır. Öyküdeki gerçeklik, sahip olduğu köklerinde varmış diyelim.

Bu hafta (21.08.2015) vizyona giren İnsanlıktan Uzakta’yı kaçırmamanızı öneririm.

(NOT: Yaklaşık 35 yıldır sinema yazıları okuruyum. Hiç seyretmediğim film türleri hakkında yazılan yazıları dahi okurum. Eskiden (bilgisayar ve internet bu kadar hayatımıza girmemişken) bir film yazısı okuduğumda benim gibi meraklı okuyucular için derli toplu filmin künyesi hakkında niçin bilgi verilmez diye çok hayıflandığım olmuştur. Çünkü teknik bilgileri bulabilmek bazen günlerinizi alırdı. Çoğu zaman da bulamazdınız. Onun için film yazılarına başladığımda derli toplu Künye bilgisi vermeyi adet haline getirdim. Fakat geçen yazımdan sonra yorum yapan bir okuyucum, bu künyenin yazının sonunda olması gerektiğini, öncelikle yazının okunması gerekliliği üzerinde durunca kendisine hak verdim. Meraklısı yazının sonunda da olsa künyeye bakabilir. Selam ve hürmetlerimle…)  

Künye

Orijinal Adı: Loin Des Hommes (Far From Men)

Senaryo: David Oelhoffen

Orijinal Fikir: Albert Camus

Senaryoya Katkı: Antoine Lacomblez

Yapım: One World Films

Vizyon Tarihi: 21.08.2015

Süre: 101 dak.

Yardımcı Yapım: Pathe Production, Kaleo Films, Jouror Developpement

Türk Dağıtımcı: M3

Yapımcı: Marc Du Pontavice, Matthew Gledhill

Ortak Yapımcı: Viggo Mortensan, Olivier Charvet, Florian Genetet-Morel 

Yardımcı Yapımcı: Romain Le Grand

Görüntü Yönetmeni: Guillaume Deffontaines

Kostüm Şefi: Khadija Zeggai

Müzik (Besteci): Nick Cave, Warren Ellis 

Kurgu: Juliette Welfling

Cast Directörü: Stephane Batut

Oyuncular: Viggo Mortensen (Daru), Reda Kateb (Mohammed), Vincent Martin (Balducci), Nicolas Giraud (Lieutenant Le Tallec), Yann Goven (Rene), Jean-Jerome Esposito (Francis), Sonia Amori (La Prostituee), Angela Molina (Senorita Martinez), Hatim Sadiki (Abdelkader)

Yönetmen: David Oelhoffen

 
  

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum