Ünal SADE
“İNCİNSEN DE İNCETME”YECEKSİN…
“İNCİNSEN DE İNCETME”YECEKSİN…
23 Aralık 1930 Menemen,
23 Aralık 1978 Kahramanmaraş,
29 Mayıs 1980 Çorum,
2 Temmuz 1993 Sivas,
Cumhuriyet tarihimizde alacakaranlık kuşağı dönemlerin önemli tarihleri bunlar.
İlki niye bu tarihler arasında yer alıyor sorusu ayrı bir tartışma konusu. O’nu bir tarafa bırakacak olursak Kahramanmaraş ve Çorum olaylarının amacını çok belirgin bir şekilde biliyoruz artık. Türkiye’yi içinden çıkılmaz bir kardeş kavgası içerinse çekip yapılacak darbeye ve sonrası Türkiye hayallerine zemin hazırlamak isteyenlerin oynadıkları kanlı oyunların tarihleri…
12 Eylül darbesine adım adım yaklaştırıldığımız günlerde yüzyıllardır kardeş kardeş yaşamış Sünni ve alevi Müslümanların cani bir oyunla “kimin kimi vurduğu belli olmayan” bir kalleş oyunla karşı karşıya getirildiği iki şehir Maraş ve Çorum…
22 Aralık 1978’de iki öğretmenin öldürülmesi sonrası “karanlık ellerin tetiklediği” bir kardeş kavgası çıkartılmış ve olaylarda 109 kişi ölürken, 500 ev ve işyeri yakılıp yıkılmış, 176 kişi ise ağır bir şekilde yaralanmıştı.
12 Eylül darbesine iyice yaklaşıldığı günlerde Mayıs ayında MHP’li Gün Sazak’ın öldürülmesinden itibaren karanlık eller devreye girmiş ve yüzyıllardır bir huzur şehir olan Çorum bir “kaos şehri” ne dönüşmüş olaylar hiç bitmemiş nihayet 4 temmuz 1980 Cuma günü “camiye bomba attılar, kurşunladılar” “Komünistler camileri yakıp yıkıyor” tahrikleri ile kardeş kavgası zirveye çıkarılmış ve Alaca ilçesine de sıçrayan olaylar sonucunda Çorum savaş kenti görüntüsü içerinde onlarca da can kaybı vermişti.
Tüm bu olayları hatırlama sebebim yukarıda gördüğünüz resimdir. Geçtiğimiz ay bir vesile ile yolum Nevşehir tarafına düştüğünde Hacıbektaş ilçesinde uğrayıp Hacı Bektaş-ı Veli hazretlerini de ziyaret etmek ve ruhuna bir Fatiha okumak istedim. Ziyaret sonrasında Hacı Bektaş-ı Veli hazretlerinin “Çilehane” olarak kullandığı mağaranın bulunduğu bölgeyi de görmek istedim. Çevresinde İlhan Selçuk, Turhan Selçuk ve Aşık Mahzuni Şerif’in de mezarlarının bulunduğu bir alan olan bölge ciddi bir ziyaretçi akınına uğrayan önemli bir ziyaret merkezi haline gelmişti.
Tam bu mekânın girişinde yer alan binada gördüğüm ve yukarıda saydığım tarihsel olayları anlatan bir kompozisyon oluşturulmuştu. Kompozisyonu adı: “Karanlıktan Aydınlığa İnsanlık Anıt ve müzesi”
“Çilehane” ve mezarların bulunduğu “açık hava müzesi” görüntüsünü kazanmış tepede pek çok da heykel yer alıyor.( Hacı Bektaş-ı Veli, Yunus Emre, Aşık Veysel…) Dolaşmaya devam ederken bu defa da karşıma aşağıdaki resimde gördüğünüz manzara çıkıverdi. Başlığında “2 Temmuz 1993 tarihinde laiklik ve çağdaşlık uğruna canlarını veren kültür şehitleri” yazan “anıt” ta tarihe Sivas/Madımak olayları diye geçen “kanlı tezgâh” ta hayatını kaybeden pek çoğu şair, yazar ve ozan olan 33 kişinin isimleri yazıyordu.
Hangi karanlık elin tezgahladığı meçhul bir katliama kurban gidenler adına dikilen bu anıt eğer doğruysa T.C Kültür Bakanlığı’nca yaptırılmış. Anıta dikkatli bakarsanız Sivas’ta Madımak Otel’de yanarak can veren 33 ismin hemen altında Bakanlığın ismi yer alıyor.
Benim anlayamadığım böylesi bir anıta devlet eliyle “2 Temmuz 1993 tarihinde laiklik ve çağdaşlık uğruna canlarını veren kültür şehitleri” notunun düşülmesidir. Bu başlık olayı provakatif olarak kullanmaya hazır olan çevrelerin ekmeğine yağ süren bir dile sahip. Oysa Kültür Bakanlığı’nın kardeşlik ve sevgi çağrıştıran bir not düşmesi gerekmezmiydi?
Garipsedim. Gerçekten bu anıt oraya Kültür Bakanlığı’nca dikilmişse tıpkı anıttaki gibi 33 insanla birlikte bakanlık da ölmüştür. Zaten Bakanlığın ismi de 34. sırada gibi yazılmış.
Hacı Bektaş-ı Veli bir gönül ve sevgi insanıdır. Onun dergâhının duvarında sözlerinden oluşan bir pano yer alır. Yukarıda gördüğünüz panoda yer alan sözlerden:
İncinsen de İncitme,
Her ne ararsan kendinde ara,
Eline, diline, beline sahip ol,
Düşmanınız dahi insan olduğunu unutmayınız
Gibi sözleri yer alır. Bu sözlerde kavga, kin ve ayrımcılık yoktur. Çilehane çevresinde muhakkak ki bizimde acılarımız olan olaylara yer verilirken mesela Sivas katliamından sadece 3 gün sonra 5 Temmuz 1993’te Erzincan Başbağlar’da katledilen 33 can’a neden yer verilmemiştir. Sivas’ta katledilen 33 can’a karşılık neredeyse birebir 33 insanın şehit edildiği ve katillerce “Madımak olaylarının intikamı alındığı yolunda sözler sarf ettikleri” görgü şahitlerince ifade edildiği bu olay “Karanlıktan Aydınlığa İnsanlık Anıt ve müzesi” nde neden yer almamıştır.
Hacı Bektaş-ı Veli’nin tüm Anadolu coğrafyasını kucaklayan öğreti ve yaklaşımlarını böylesi kısır-ayrıştırıcı bir anlayışa hapsetmeye kimsenin hakkı yok.
Bu günlerde (16-18 Ağustos 2010 tarihlerinde) 1964 yılından beri kutlanan Hacı Bektaş Veli anma törenlerinin 47. si gerçekleştiriliyor. Uyanık olmalı, ayrıştırma oyunlarına gelmemeliyiz. Kıl payı faciaya dönüşmekten kurtulduğumuz Dörtyol, İnegöl tezgâhları gibi yeni oyunlara açık kapı bırakmamanın yolu buradan geçer.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.