xxx11
İnandığınız gibi yaşamazsanız!
Olacağı budur!
Yıllar önce söyledik!
Ama laf dinletemedik!
Sırtlarındaki gömleği hoyratçı çıkarıp atanlara "Aman dikkat edin, bu gidişatınız hayra alamet değil" dedik!
Hiç oralı olmadılar!
"Bize bir şey olmaz" havasındaydılar!
Onlara "Şayet inandığınız gibi yaşamazsanız, yaşadığınız gibi inanmaya başlarsınız" dedik!
Sanırız ne demek istediğimizi pek kavrayamadılar!
Şimdi dediklerimizin bir bir çıktığına tanık oluyoruz!
Dostlarımız adeta günah çıkartırcasına itiraflarda bulunuyorlar!
Mesela geçmişlerinde içkili sofralara oturmama gibi güzel bir hassasiyet bulunduğunu ama şimdi bundan eser kalmadığını söylüyorlar!
Üstelik bunu üzüntü içinde değil sevinç içinde söylüyorlar!
Yani bu hallerini olumlu bir gelişme gibi göstermeye çalışıyorlar!
Son günlerde de "İşimiz günahla mücadele değil" demeye başladılar!
Bunu söylerken en ufak bir rahatsızlık duymadıkları yüzlerindeki mütebessim ifadeden belli oluyor!
İyi bir şey yaptıklarını, doğru bir şey söylediklerini sanıyorlar!
Oysa biz bu arkadaşlarla yıllarca "İyiliği emretmek ve kötülükten men etmek" gibi ilkeden söz edip gezmiştik!
Bir kötülük gördüğümüz zaman bunu düzeltmemiz gerektiğini ifade etmiştik!
Kötülüğü önce elimizle düzeltmemiz gerektiğini buna gücümüz yetmezse dilimiz ile düzeltmemiz gerektiğini buna da imkan bulamıyorsak içimizden buğz etmemiz gerektiğinden söz ederdik!
Kötülükten kastımız neydi?
Elbette günahtı!
Günaha sevk eden şeylerin tümüydü!
Arkadaşlarımız şimdi bunları unutmuş gibi konuşuyorlar!
Çünkü onlar inandıkları gibi yaşamayı terk ettiler, şimdi yaşadıkları gibi inanmaya başladılar!
Ve bunu iyi bir şey sanıyorlar!
Biliyoruz bizim laflarımızı kaale almazlar!
Onlara göre bizler şartlanmış kafalarımızla günü yakalayamayan tipleriz!
Bizim dediklerimize inanmayabilirler ama mutlaka sevdikleri, saydıkları hoca efendiler vardır!
Onların kapısını çalsınlar!
"Biz böyle laflar ediyoruz, bunların hükmü nedir?" diye bir sorsunlar!
İşlerinin günahla mücadele olup olmadığını bir de onlardan dinlesinler!
İçkili sofralarda bulunmamın hükmünü bizden değil onlardan öğrensinler!
Biz yıllar öncesinden onları uyarmış olmanın rahatlığı içindeyiz!
Biz uyardık ama onlar dinlemediler! Hangi noktaya geldikleri ortada!