xxxx111
İğrenç ayak oyunları sona ersin
Bir internet sitesi varmış 'Silâhlı Kuvvetlerin ipliğini pazara çıkarma' fikriyle tasarlanan; ama hedeftekilerin çoğu komutanların çocuklarıymış... Böyle yazıyor Can Dündar... "Hangi komutanın çocuğu sevgilisinin çıplak fotoğraflarını çekmiş, hangi generalin lise çağındaki oğlu kız arkadaşının çıplak görüntülerini kaydetmiş; hangi paşanın oğlu eşcinselmiş, hangisininki gey pornoları izleyip erkek sevgilileri ile telefonda konuşmuş; hepsi 'belgeleriyle' ballandırılarak" anlatılıyormuş...
Can Dündar, sitede sunulan belgelerde 'polis parmağı' olduğunu tahmin ediyor.
Olur mu olur... Ancak benim farklı bir teorim var; tahmine değil de daha önceki benzer bir sürece dayanıyor...
Yaşar Büyükanıt'ın Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nın son demlerinde kendisinin etnik kökenine dair bilgiler içeren bir 'e-posta' mesajı dolaşıyordu internet ortamında; okuyana "Böyle biri Genelkurmay Başkanı olmasın" dedirtme amacıyla kaleme alındığı hemen belli oluyordu.
Mesajın kaynağı belirsizdi, ama bu tür bilgilere meraklı veya hassas çevreler dağıtımı için özel çabalar gösterdiği için, bir anda ülkenin dört bir yanında, "Org. Yaşar Büyükanıt'ın etnik kökeni" ile ilgili iddialar konuşulur hale geliverdi.
Kulis okurları konuya ilişkin uyarıcı yazılarımı hatırlayacaklardır.
Sonunda ne oldu, biliyor musunuz? Yakın tarihimizin en gürültülü kara propaganda kampanyası, aslında, Org. Büyükanıt'ı siyasiler nezdinde 'tehlikeli' göstererek hak ettiği makama atanmasını engelleme amaçlı bir dezenformasyon hareketiymiş...
Keşke Yaşar Paşa verdiği talimat doğrultusunda yapılan soruşturmanın ortaya çıkardığı 'e-posta' mesajının kimler tarafından hazırlandığına ve kimler tarafından hangi internet siteleri kullanılarak her yere ulaştırıldığına dair bilgiyi kamuoyuyla paylaşsa...
Hiç kuşkunuz olmasın, şimdi yaşanan tartışmalara da ışık tutacaktır o açıklama...
Geçtiğimiz hafta savcılar 'internet andıcı' ile ilgili bir dava açma yolunda ilk adımı attılar. Bir subayın tehlikeyi göze alarak basın-yayın kuruluşlarına ulaştırdığı belgelerden biriydi 'internet andıcı'... Meğer, Türk Silâhlı Kuvvetleri (TSK) içerisinde yer alan bir birim, Genelkurmay Başkanlığı'na ait IP numaraları üzerinden, değişik isimlerle internet siteleri açmış; buralarda 'kirli propaganda' faaliyeti yürütülmekteymiş...
Yapılana 'kirli' dememin sebebi, aralarında devlet politikalarıyla örtüşen bazı siteler olsa da, iddiaya göre, sitelerin çoğunluğu iktidardaki partiyi halkın gözünden düşürecek haber ve yorumlara yer veriyormuş; kullanılan malzemeler askerler tarafından sağlanıyormuş...
Abdurrahman Yalçınkaya'nın, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı sıfatıyla, Anayasa Mahkemesi'ne sunduğu Ak Parti'yi kapatma iddianamesinin belkemiğini o internet sitelerinde çıkan haber ve yorumların teşkil ettiği iddiasını da hatırlatayım.
Önce gazetelerde çıkıp sonradan o sitelere konulan bazı haberlerin ilk kaynağının da fazla uzakta olmadığını sanıyorum.
Geçmişte birkaç kez suçüstü yaptığım için biliyorum: Şaibeli işlere karıştığı bilinen bir örgütün en büyük marifeti, kendi elemanlarının yönlendirmesiyle yurtdışında yayımlatılan bazı haber ve yorumları, itibarlı bir gazete veya araştırma kuruluşunda çıkmadığı halde, yurtiçi yayınlara malzeme yapmaktı. İstanbul'da kaleme alınan haber veya makale yurtdışında bir yerde yayımlatılır, o haber veya yazı tercüme edilerek burada devreye sokulurdu.
Şimdi bazı melanet odağı internet siteleri yapıyor bu işi: Orada yayımlatılan yalanlar, insanlar önem atfetmediği veya tepki vermeye tenezzül etmediği için cevapsız bırakılınca, sanki gerçekmiş gibi çoğaltılıp duruyor.
Can Dündar komutanların oğullarıyla ilgili iğrenç haberlerin ilk kaynağını araştırır veya Cumhuriyet Savcıları soruşturma açarsa, gerçeğin çok farklı olduğu ortaya çıkabilir.
Medyada o tür haberlerin meraklıları vardır; meraklı tiplerin yazılarından veya haberleştiren gazetenin kimliğinden hareketle sonuç çıkarmak yanıltıcıdır. Yaşar Büyükanıt'la ilgili etnik köken haberlerini sirkülasyona ilk sokanla mesajdaki bilgileri çoğaltanlar birbirine ters köşelerde durmaktaydı.
'İnternet andıcı' ile ilgili soruşturma mahkeme safhasına kadar varırsa, yalnızca Genelkurmay çıkışlı sitelerin değil, sivil görünüşlü bazı sitelerin de aynı organizasyonun birer parçası olarak yayın yaptığını öğrenirsek hiç şaşırmayacağım.
Bu ülkede ismini ve soyadını yazmakta zorlanan ilkokul diplomalı tiplere onlarca kitap yazdırıldı şu yakın dönemde; kitapların 'ırkçı' isimleri ve muhtevaları gözardı edilerek kitabevlerinin en muteber köşelerinde sergilenmeleri de sağlandı. İmece usulüyle kaleme alındığı her halinden belli kitapların arkası hâlâ geliyor; bu da o tür faaliyetlerin henüz sona ermediğinin işareti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.