xxx98
Hoşgeldin dumansız günler!
Hey, yoksa cigarayı bırakmanın pişmanlığı mı?
Sabahın köründe babamın öksürük nöbetiyle uyanırdım. Ve annemin sesi duyulurdu:
Yak, yak bir tane daha şu zıkkımdan! İyi gelir, boğazını temizler.
Babam, annemin tabiriyle fosur fosur cigara içerdi. Birinci paketi elinin altından hiç eksik olmazdı. Parasızlıktan mı, yoksa tütünün hakkını verdiğine inandığı için mi Birinci içerdi, bilmiyorum.
Hele çeviri yapmak için Baby Hermes marka daktilo makinasının başına oturduğu vakitler evde dumanaltı olurduk. Annem bir yandan babama kahve yetiştirmek için, diğer yandan çanak gibi kocaman sigara tablası öyle dolu durmasın diye koştururdu.
Babam, cigarasının keyfini çıkaran bir tiryakiydi. İlk cigarasını 12 yaşında Cemal Paşa"dan gizlice tüttürmüş olmaktan dolayı övünürdü.
Annem vozurdardı, ama yine de babamın sabah kahvesine veya akşam rakısına tellendirdiği bir sigarayla katılırdı.
Annemin sağlıkla ilgili bitmez tükenmez telkinlerinin etkisiyle olacak ben, uzun zaman, sigaradan uzak durdum.
Mülkiye"de 1960"ların başında okurken, sınavlara hazırlandığımız o uzun gecelerde, arkadaşlarımın Yeni Harman sigaralarından otlandığımı hatırlıyorum.
Sarı yassı paketiyle filtresiz Yeni Harman içen farkedilirdi. Ya da bana öyle gelirdi. Havasıyla sanki farklı bir kategoriydi.
Askerliğe kadar sigaradan korkmaya devam ettim. O sıralarda babam hafif bir felç geçirmiş, doktorlar ona zorla sigarayı bıraktırmışlardı.
Askere giderken veda için teyzeme uğramıştım. Eniştem pipo içerdi. O kadar çok piposu vardı ki. Bir pipo seçti benim için. Half and Half marka çok sert bir Amerikan tütünüyle, deriden bir tütün kesesini de elime tutuştururken, Askerde sıkıldığın vakitler tüttürürsün! dedi.
Paydos vakti Tuzla Piyade Okulu"nda denize nazır ilk pipomu yaktığım günü anımsıyorum.
Bir anda dumanaltı olmuştum.
Ama tütünden de keyif almıştım.
Pipocu oldum böylece.
Sevgili halamın katkılarıyla pipo koleksiyonum gitgide zenginleşti. Ağzında pipoyla dolaşan bir adam olmuştum. Belki piponun o entel havası da hoşuma gitmişti.
Bir gün Ankara"daki bekar evime hırsız girdi. Pipoların hepsi gitti. Yeniden pipo koleksiyonu kuracak maddi halim olmadığı için de babamın cigarasına, Birinci"ye başladım.
Sonra Bafra içtim. Kulüp denediğim oldu. Hepsi zamanın filtresiz, ucuz, sert sigaralarıydı. Solculuk simgeleriydi belki de, dibine kadar içerdik.
Sonra piyasaya ilk filtreli Türk sigarası Samsun çıktı. Kıyısından köşesinden otlanmaya başladım. Bütçe elvermezdi Samsun"a...
Players"i hatırlıyorum.
Filtresiz, tok içimli, kehribar sarısı Virginia tütünü... Devrimcilik yıllarımda Betül Mardin, bir yılbaşı koca bir karton Player"s göndermişti, ne kadar sevinmiştim.
Ara sıra kırmızı paketiyle filtresiz Pall Mall tüttürmeye bayılırdım. Bunun da ayrı bir havası vardı.
Filtresiz Fransız sigaralarını, Gauloise ve Gitane"ı denediysem de, siyah tütünü sevemedim.
Cigara bir keyifti.
Fiyakaydı belki de...
Sabahleyin kahveyle ilk cigaradan, akşam ilk yudum rakıyla yakılan o cigaradan gerçekten keyif almıştım yıllar yılı...
Bir gün geldi, İngiliz cigaraları Rothmans"la Dunhill içmeye başladım.
Hem de ne içmek! Babam gibi fosur fosur... Cumhuriyet"te ben Genel Yayın Müdürü, Okay Gönensin de Yazı Müdürü olunca, hayat tarzımızın ayrılmaz bir parçası haline gelmişti cigara da...
Prof. Ender Berker"i unutamam.
Bir gün beni hastanede yatırdı yatağa, etrafında öğrencileriyle birlikte. Ve anlatmaya başladı, ayak parmaklarımdan başlayarak önce ayaklarımın, sonra dizden itibaren bacaklarımın sigara yüzünden nasıl kesileceğini...
Dehşete kapılmıştım
O tarihlerde sanıyorum Ender Hanım"ın kendisi de fosur fosur sigara içiyordu. Sağolsun, bana 1986 yılında sigarayı bıraktıran o olmuştu.
Ama hemen bırakamadım.
Araya puro da girdi.
Pahalı purolarla tütün tüketimini azaltacağımı zannettim. Olmadı, bu kez en ucuzundan Türk purolarını sigara gibi içmeye başladığım zamanlar yaşadım.
Bir gün gazetedeki odamda Okay ve Kerem Çalışkan"la toplantı halindeydik. Kriz geldi! Çekmeceden çıkardığım iki karton Rothmans sigarasını parçalayıp üstlerine atmaya başladım. Koridordan hızla seyirtirken bağırıyordu Okay, Hiç olmazsa şu Rothmans"lara yazık etme! diye...
1986"da, cigara hayatımdan böyle çıktı. Okay hala Rothmans içiyor, hem de fosur fosur. Bu yakınlarda kafam iyiyken demişim ki ona:
Eğer uzun yaşarsan, cigarayı bıraktığıma pişman olacağım.
Son söz:
70"inde haftada bir puroya başlasam mı?..