Hoş Geldiniz Baylar, Bayanlar,

Başka Bir İsteğiniz..?

Her tarafta bayrakları var DTP’nin.

Çılgınca sloganlar atılıyor.

Sanki savaştan çıkmış bir zafer edasıyla.

Pişman olmamışlar, sadece barışa katkı için gelmişler.

Ağalarının emri üzerine dağdan inmişler.

Ooo hoş geldiniz baylar, bayanlar…

Ne arzu edersiniz?

Hiç inmeyin o DTP’nin otobüsünden. Sizi karış karış güzelim Türkiye’nin her tarafını gezdirelim.

Öncelikle sizi Ankara’ya davet edelim.

Ne de olsa Melih Abimiz Gençlik Parkı'nı yeniledi.

Tutsun sizin elinizden orayı gezdirsin.

Ankara’ya gelmişken isterseniz Sayın Başbakanımız da sizi kabul etsin.

Dertleşirsiniz orada. Dağ hatıralarınızı ballandıra ballandıra anlatırsınız.

Sayın Başbakan da belki ağzı açık sizi dinler.

Ankara’daki temaslarınız bittiyse basın gaza gelin İstanbul’a.

İsterseniz en başta şöyle Boğaz’da bir gece vakti topluca balık lokantasına gidelim mi? Suşiye ne dersiniz? O boğazın rüzgârları içinize eserek o mükemmel lezzeti tatmak istemez misiniz?

Ne de olsa dağlarda sert rüzgârlar yediniz.

Bir de size en güzel deniz aracıyla bir Boğaz turu attıralım.

Ha mangal da yapalım size? Mangalın lezzetine doya doya boğazın her tarafını gezdirelim.

…

İnanın bir yapmadığımız bunlar kalmıştı.

Yakında Sayın (!) Öcalan’ı da o kulübesinden çıkartırsınız meclisin ortasına koyarsınız. Zaten sayın kelimesini herkes kanıksamaya başlamış.

Zavallı açılımcılar.

Azeri bayraklarını topraklarımızda dalgalandıramazken binlerce, onbinlerce vatandaşımızı şehid eden leşlerin bayraklarını dalgalandırılması inanın çok kanıma dokunuyor.

Eğer açılımcıların cesaretleri varsa o pkk turist kafilesini aynen gönderin şehidliklere.

Cesaretleri varsa, az da olsa vicdanları varsa gidebilirler. 

Ama gidemezler.

Sadece amaç nedir?

Onları ehlileştirip topluma katmak mı?

Yoksa Sayın (!) Öcalan’ın talimatıyla gelen pkk’lıları bağrımıza basmak mı?

Yazıklar olsun ülkemi bu hale düşürenlere.

Ben başka bir şey söz bulamıyorum.

Söyleyen varsa gelsin buyursun…