İbrahim KONURALP
Hayırlı Olsun Hacılar!..
Medya-İktidar Savaşında, diğer adıyla Aydın Doğan-Tayyip Erdoğan Kavgasında gelinen son noktaya bir bakalım.
Aydın Doğan, Star TV, Ferit Şahenk’e devretti.
Aydın Doğan, Milliyet ve Vatan Gazetelerini Yıldırım Demirören’e devretti.
Aydın Doğan, vergi cezalarını yapılandırdı, taksit taksit ödemeye başladı.
Aydın Doğan, Hürriyet Gazetesindeki iktidar muhalifi köşe yazarlarının köşelerini kapattı.
Buraya kadar yaşananlar, medya ile iktidar arasında ‘gizli bir uzlaşma’ sağlandığını gösteriyor. Ancak 2012 yılında yaşananlar, medya ile iktidarın ‘anlaşma’ sağladığını gösteriyor.
Aydın Doğan-Tayyip Erdoğan Trump Towers'ın açılışını el ele, kol kola birlikte yaptı, insani olarak AKlandı.
Aydın Doğan, vergi borçlarını bir kalemde kapattı; mali olarak AKlandı.
Aydın Doğan, Darbeleri ve Muhtıraları Araştırma Komisyonuna ifade verdi; hukuki olarak AKlandı.
...Ve Aydın Doğan, hacca gitti; manevi olarak AKlandı.
Senin alnın yüzün AK…AK…AK…
Ak Partinin seçim şarkısının ikinci nakaratı da var:
(Bunun neresi) HAK…HAK…HAK…
Bu fotoğraf gösteriyor ki Medya-iktidar Savaşı, büyük bir anlaşma ve AKlanma ile sona ermiş, bizim de bundan haberimiz yokmuş!.. Peki, şimdi bu anlaşmanın toplum vicdanını yaralamadığını kim söyleyebilir? Hak, hukuk, adaletin yerini bulduğunu kim iddia edebilir?
Türkiye’nin son otuz yılına damgasına vuran Doğan gazeteleri ve televizyonlarının manipülatif haberleri ve yorumlarının yol açtığı toplumsal tahribatı bir düşünün, bunun telafisi mümkün mü? Bu haberler ve yorumlar yüzünden yüz binlerce kişinin canı yanmadı mı; binlerce ailenin ocağına incir ağacı dikilmedi mi; yüzlerce masum insan hapislerde çürümedi mi? Sadece 3.sayfalarda yayınlanan haberlerde, hiçbir suçu olmadığı halde, toplum önünde suçlu ilan edilen onlarca insanın hayatı kararmadı mı? Ve bu durumun mağdurlarından biri de Sayın Recep Tayyip Erdoğan değil miydi? Ve bu durumdan en çok şikayetçi olan da yine Sayın Erdoğan değil miydi?
Medya-İktidar Savaşında, biz aslında iki kişinin ya da iki menfaatin değil; iki zihniyetin kavga ettiğini düşünüyorduk. İki zihniyet kavga etti ve bu kavganın sonucunda iki taraf da kazandı!.. İki kişinin kavgasında bile, ikisinin birden kazanması mümkün değilken, ‘iki farklı zihniyet’in kavgasında ikisinin birden kazanması sizde de şüphe uyandırmıyor mu?
Bunun sebebi ne olabilir?
Yüzeydeki kavga (illüzyon) derinlerde hiç yaşanmadı, her zaman açık kapılar mı bırakıldı? Kavgadan uzlaşmaya, uzlaşmadan anlaşmaya varan süreçler neden şimdi gün yüzüne çıktı ve neden etrafı derin bir sessizlik kapladı?
Aydın Doğan’ın şahsında sembolleşen ‘Kartel Medyası’ bu savaşı her şekilde, bütün cephelerde kazandı. Bir defa geçmişte yaptıklarının hesabı sorulmadı, çok büyük bir kazanç bu. Yetmedi varlığını büyük oranda devam ettiriyor, bu da yetmedi, ‘Kartel Medyası Zihniyeti’; insana, topluma, habere, olaylara bakışı ile, ‘İktidar Medyası’ başta olmak üzere bütün medyaya sirayet etti. İktidar Medyasının dili yumuşadı, ‘kartel medyası’nın adı ‘ana akım medya’ oldu, iktidar gazetelerinin sayfaları, manşetleri, köşeleri Hürriyetleşti.
Nasıl ki iktidarların, devlete hükmedenlerin yaptıkları yanlarına kar kalıyorsa, medya marifetiyle yapılanların da yapanların yanına kar kaldığı görüldü. Tavuk mu yumurtadan çıkar, yumurta mı tavuktan çıkar hesabı, medya ile iktidarın aslında siyam ikizleri oldukları ortaya çıktı.
Hak, hukuk, adalet ortadan kalktı; duruma göre ‘haksızlığın, hukuksuzluğun ve adaletsizliğin’ mübah ve meşru sayıldığı bir medya-iktidar düzeni kuruldu. (Aaa bu bizim yıllardır bildiğimiz ve aşina olduğumuz medya-iktidar düzeni değil miydi?)
Ne diyelim, hayırlı olsun hacılar…Allah kabul etsin!..