Sevda TÜRKÜSEV
Hastane Odasından Ülke Yönetmek…
Hastane Odasından Ülke Yönetmek…
Yeni yaptırımlarla çok eski model arabalar hurda kapsamına girecek ve trafikten kaldırılacak. 1985 yılının altında ki arabalar artık trafikte olmayacak. Sanıyorum buna kimsenin tepki göstermesi beklenmiyor.
Hoş! Ben muhalefet hemen bir kulp bulur demiştim ama Allahtan bunu "es" geçtiler. Fakir fukara edebiyatı yaparak “ fakir halk ne yapacak” derlerdi diyordum ama beklenen olmadı çok şükür…
Şaka bir tarafa gerçekten bu eski arabaların trafikten kaldırılması trafiği oldukça rahatlatacak. Ayrıca bu problem sadece bizde değil birçok ülkede var. Tabi konu araba ev gibi şeyler olunca ortalıktan kaldırmak daha kolay oluyor ama bu ülkede o kadar eskimiş insan var ve hala siyaset meydanlarında kalmakta ısrar ediyorlar ki, keşke bazı kişiler içinde böyle kanunlar uygulanabilse…
Baksanıza Saadet Partisi genel başkanı Necmettin Erbakan hastane odasından ülke yönetmeye talip. Haydi, o talip de onun bu haliyle vatandaştan oy alıp seçim barajımı aşacaklarını zannedenlerin hasta yatağında ki hocadan pek farklı durumda olmadıkları da ayrı bir konu…
Benim çocukluğumun siyasileri nerdeyse benim torunumun da siyasetçi olarak göreceği kadar meydanlara partilere yapışmışlar. Bu nasıl bir hırs ve inattır anlamış değilim, insan durur biraz kan tahlillerine MR görüntülerine bakar. Bunlara da bakmıyorsa insan geçer aynanın karşısına kendine bir bakar. Buda mı olmadı, o zaman insan televizyon başına geçip bir iki görüntüsüne bakar…
Buda sözüm sadece Erbakan hocaya değil, onun kadar hasta olmayan ama halen liderliğe oynayan eli ayağı titremeye başlamış liderlik yapabileceğini zanneden tüm 70 yaşını geçmişlere…
Parti içinde faal olmak ile bir ülkenin yönetimine talip olmak yani “Lider” olup şu hızla dönen dünyayı karış karış arşınlamak farklı bir şey. Bazı konuları ve konumları birbirine karıştırmamak lazım…
Siyasetin bir bayrak yarışı olduğunu anlamak lazım…
Siyasetin bir hanedanlık olmadığını bilmek lazım…
Zamanı gelince koltuğu başkasına bırakmayı bilmek olduğunu idrak etmek lazım…
Lider her zaman liderdir bunu unutmamak lazım…
Deniz Baykal’ın adeta bir darbe ile gidişini hepimiz seyrettik…
Mısır’ı- Tunus’u seyrettik ve Libya’yı halen seyrediyoruz…
Liderliğin ne olduğunu iyice kavrayıp ona göre davranabilen biri 100 yaşına kadar da yaşasa partinsin içinde etkin olur saygı görür. Ama illaki hep en başta olacağım ve böyle lider olacağım zihniyetiyle hareket edenlerin sonu malumunuz…
Artık ne dünya ne Türkiye böyle eskimiş zihniyetlere pirim vermiyor. Evet, tabi ki bazı siyasilere duygusal bağlılık var ve davalarının lideri olduğuna inanan insanların bağlılıkları var fakat bu sayı o kadar az ki…
İşte bu yüzden ülke tarihine geçmiş isimlerin halen “Başbakan” olma heveslerinin ancak bir hayalden ibaret olduğunu görmek bize acı veriyor. Bu ülkenin gençlere, genç beyinlere genç görünüşlere ihtiyacı var. Ve tabi ki bu yeni neslin eski neslin ağabeylerinin fikirlerine ve telkinlerine ihtiyaçları var…
Bunları anlayıp meydanlarda boy gösterenlerin akıllarını başlarına almalarını şiddetle tavsiye ediyoruz…
www.sevdaturkusev.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.