Bilgin ERDOĞAN
Hasret Üzerine Bir Tefekkür Damlası
Hasret Üzerine Bir Tefekkür Damlası
Hasret, beklemesi toprağın yağmuru. Mecnunun yüreğindeki Leyla.. Gurbetçinin sinesindeki serlevha.. Makbere dönen gecenin şafak intizarı ve bir diriliş muştusu o, levh-i mahfuzda kayıtlı..
Hasret,zindandaki Yusuf’un özgürlük bekleyişi..Yakub’un gözlerinden süzülen yaş. Bir asker annesinin içindeki telaş.. Bir tezkere bildirgesi o kimileyin kışladan.. Kahreden bir mektup bazen yavrusunu kaybeden babadan..
Hasret, sessiz geminin ardındaki veda busesi..Hasret,bir mahkumun tahliye haberi kimileyin.Hastanın taburcu olma vakti bazen.Ferhata dağları deldiren kudret..Aşığa çölleri geçiren saik..Eyyub’un dilindeki şifa ayeti.. Hasret bir tabutun içindeki mefta..Hasret, bir yolcu için menzile ulaşma özlemi..
Firavun saraylarındaki çocuk Musaların iktidar olacağı gün.. Yunus’un sahil-i selamete çıkacağı an.. Sıcak bir Ramazan ikindisinde kurumuş dudakların üstünde yazılı olan.. Hasret, bir yetimin yüreğine nazil olan mektub-u İlahi, asırlardır beklenen..Hasret, o beklenen İlahi kelam.Hacerin İbrahimi beklemesi ıssız bir çölde..
Filistinli bir yetimin babasını göreceği günü düşlemesi dergah-ı nezdi Ehadiyette..Suriyeli bir annenin bebeğini şehid eden zalimlerden hesap sorulacağı anı beklemesi tüm kalbiyle..Hasret,Ebrehenin filleri gelirken üstüne üstüne bir Ebabil kuşu olmayı istemek.. Hasret batılın pençesinde eriyen insanlara hikmet üflemek..
Kemerbeste-i ubudiyet ile secdeye kapanmaktır o geceleyin.. Hasret ağlamasıdır hüngür hüngür taş kesilmiş bir yüreğin.Maddesinin enkazı altında kalmış insanlığın gönül semasında pervaz etmesini istemektir hasret.. Hasret,ehli ilim için hikmet, gönül ehli için muhabbet ve bir davetçi için hidayet.. Hasret ölüm ve hasret diriliş.. Hasret ümitvar bir bekleyiş.. Hasret tutuşturmak aşk çırasını ve yanmak böylece için için. Hasret içindeki aşkın adıdır senin.
Hasret çepeçevre sarınca gönülleri yürek burkulur ve dudaklar ketumlaşır. İşte o dem! Engin bir okyanustan süzülen minik ve latif katreciklere benzer ketum bir yüreğin dudağından dökülen kırık ve titrek heceli mahçup sözcükler.. Deniz kadar derindir oysa onun yüreği ve bir o kadar da gizemli,netameli hatta kimileyin coşkulu ve öfkeli .. Boğmak istemez kimseyi, hergün fırtına kopsa da yüreğinin derinliklerinde ve o rahatsız etmez ve sükut eder sadece içinin göklerinde şimşekler çaksa dahi.. İçine doğru yaşar o herşeyi ..Acı içine doğru akar onun.. Sahile atar kendini ve uzun uzun yol alır kendinden geçercesine hızlı hızlı attığı adımlarla.. O dem yıldızlar kayar, ay tutulur,yer sarsılır,dalgalar hırçınlaşır, martılar bağrışır, gece sükut eder,yollar uzar ve gün aydınlanır lakin herşey o ketum adamın içinde kalır.Birşeyler söyler sessizce, içinden birşeyler mırıldanır lakin anlaşılmak için değildir çünki o bir gönül sırrıdır.Onun için gizemlidir sözleri, kimsenin çözemediği bir bulmaca misali.. Kimbilir anlaşılacaktır belki birgün?
Ey hasret içinde kalmış ketum yürek !
Gece kuşatınca seni bütün hüznüyle ve efkarlı bulutlar olunca yıldızlara perde ve yaşadığın dünya hayatın zifiri karanlığında hissettirince seni,aşk tükenince gönüllerde ve sahte sözler çepeçevre sarınca benlikleri ve hatta yeise meyledince içindeki dünya işte o dem kuşat sen ruhunu hikmetin o kutlu nuruyla.. Bir ayeti tefekkür et mesela.. “Ved duhâ-vel leyli izâ secâ.” Yemin olsun sabaha ve sükûn eden geceye.. Ve sen hatırla geceleri sabah yapan Rabbini.. Hatırla ki ısınsın o soğuyan için.Unutma ki hayatı ıskalama şansın yok senin..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.