Halkoylaması CHP'yi değiştiriyor

Kim ne derse desin, sandıktan hangi sonuç çıkarsa çıksın, 12 Eylül günü yapılacak halkoylaması, ülkemiz için bir dönüm noktası olacak. Hem de Kemal Kılıçdaroğlu sayesinde...

Birbiri ardına yapılan kamuoyu yoklamaları 'Evet' oylarının önde gittiğini gösteriyor; kampanya ilerleyip halkoylaması günü yaklaştıkça ara daha da açılabilir. Başbakan Tayyip Erdoğan'da son zamanlarda iyice fark edilen ve söylemine de yansıyan rahatlamanın sebebi bu olmalı. CHP lideri ise gerilmeye, gerildikçe de söylemini geniş kitlelere daha hoş gelecek hale getirmeye başladı. Daha önce o düzeyde bir CHP'liden duymadığımız vaatler birbiri ardına sökün ediyor Kılıçdaroğlu'ndan...

Sizler de herhalde izliyorsunuzdur. CHP lideri, önceki gün, Van'da, "Buradaki Mustafa Muğlalı Kışlası'nın adı mutlaka değişmeli" dedi. Aynı gün gittiği Batman'da ise "Sizlerin sorununu yine biz çözeriz" dedikten sonra şunu da ekledi: "89 Kürt Raporu'nda yazılanların hepsinin arkasındayım..."

Issız meydanlara hitap etmenin böyle bir etkisi var işte.

Halkoylamasıyla birlikte 'başörtüsü' konusu da CHP genel başkanının meydan gündemine girdi. Kılıçdaroğlu'nun meydanlarda "Ak Parti'nin başaramadığını biz yapacağız, başörtülülerin sorununu da biz çözeceğiz" demesine paralel olarak, sorunu çözülebilir bir çerçeveye oturtma işinin CHP Parti Meclisi üyesi Prof. Sencer Ayata'ya havale edildiği duyuruldu. Prof. Ayata AİHM kararı çerçevesinde bir çözüm arayacakmış. Bu arada konu dinadamlarıyla da görüşülecekmiş...

CHP'nin Parti Meclisi üyesi Mesut Değer de içinde 'genel af' dahil bazı radikal tekliflerin de yer aldığı 'Kürt Sorunu mu?' başlığını taşıyan bayağı hacimli kitabını, başka CHP'lilerle birlikte Diyarbakır Barosu Başkanı Emin Aktar ve Ak Parti Diyarbakır Milletvekili Kutbettin Arzu'yu da yanına alarak tanıttı.

"Ne oluyoruz?" sorusunu sorduracak önemde gelişmeler bunlar...

Aslında ne olduğu belli: Meydanlarda halkımızla tanışıyor CHP ve yeni lideri... Bugüne kadar yalnızca büyük kentlerin geleneksel olarak CHP'ye oy depoluğu yapan semtlerinde, halkın korkuları depreştirilmiş kesimlerinde varlığını sürdüren CHP, -çoğu kez ıssız, bazen de kalabalık ama sessiz- meydanları hareketlendirebilmenin yolunu yeniden keşfediyor.

Halkoylamasına sunulan anayasa değişikliği paketi yürürlüğe girerse ülkede 'sivil vesayet' ve 'korku imparatorluğu' oluşacağı iddiasıyla "13 Eylül günü farklı bir Türkiye olacak" diye yola çıkan Kemal Kılıçdaroğlu, meydanlarla ünsiyeti arttıkça, 13 Eylül'ü CHP için 'farklı' kılmanın yollarını arıyor.

Kim ne derse desin, halkoylamasından sonra CHP artık eski CHP olmayacak...

Ya yine sözünden dönerse, ya verdiği sözleri sonradan hatırlamazsa? Kampanyada verdiği sözlerden atacağı geri adım CHP için ciddi bir kayıp olacak, sözlerini unutan Kılıçdaroğlu, ismini, unutulmayı hak eden eski genel başkanlar listesine yazdıracaktır.

Tarihi Cumhuriyet'ten daha eski CHP'nin kendini yenilemesinin o kadar kolay olmadığını ben de biliyorum elbette; 'başörtüsü sorunu'nu AİHM kararı çerçevesinde çözmeye kalkışmanın abesle iştigal olduğunu da... Bir şeyi daha: Birkaç önemli çıkışından çark ettiği bilinen Kemal Kılıçdaroğlu, bir ara 'genel af' konusuna sıcak baktığını söyledikten sonra da yanlış anlaşıldığını ileri sürmüştü.

Önceki ve Sonraki Yazılar