Halep İzlenimleri...

Halep İzlenimleri...

 

“Halep Oradaysa, Arşın Burada” diye ünlü bir deyim vardır.

Arşın malum ama Halep’i hiç bilmiyorduk. Gidelim bakalım nasıl bir yermiş diye düştük yollara...

Türkiye’nin genişleyen ufku komşularını düşman olmaktan çıkaralı beri her şey çok kolaylaşmış durumda. Pek çok ülke ile olduğu gibi Suriye’de vize almaksızın girebildiğimiz ülkeler arasında.

Kaldı ki araya ne kadar sınır koyarsanız koyun sınırın iki yanında kardeşler yaşamaya devam ediyor.

Halep’e giderken Hatay’ın Reyhanlı  ilçesinden bir arkadaşımız seyahatimize refakat etmek üzere yanımızdaydı. Arkadaşımın akrabaları Halep’te yerleşik durumdalar. Halep’e vardığımızda Suriye vatandaşı olan ve Halep’in bir köyünde ikamet eden dayısının oğlu bizi karşıladı ve sağ olsun Halep’i gezerken bize yardımcı oldu.

Yani sınırlara ve 100 yıla yakın iki ülke arasındaki siyasal sorunlara rağmen akrabalık kesilmemiş ve zor da olsa görüşülmeye devam etmişti.

Suriye ile aramızdaki vize zorunluluğu olduğu dönemlerde Bayramlarda tanınan  özel geçiş hakkıyla zar zor sağlanan görüşme imkanı şimdi daha da kolaylaşmış oldu. Ziyaretlerin de arttığını öğrendim.

Bu girişten sonra seyahatimize ve izlenimlere tekrar dönmek istiyorum.

Suriye’ye Cilvegözü sınır kapısından geçtik. Cilvegözü sınır kapısı TOBB’un Gümrük Müsteşarlığı ile yaptığı bir protokol kapsamında modern bir kapı haline getirilmiş. Rıfat Hisarcıklıoğlu’nun bu projeye son derece önem verdiğini ve başka sınır kapılarında da aynı çalışmaların devam ettiğini memnuniyetle öğrendik.

TOBB Temsilcisi ve Cilvegözü GTİ Müdürü Hulusi Sezginer hem Suriye çıkışında hem dönüşte bizi son derece hevesle misafir etti. Heyecanla yapılanları eski-yeni mukayesesiyle anlatan Hulusi Bey çok enerjik bir yönetici. Dönüşümüzde de bizi güzel bir gece yemeğiyle karşıladı.

cimg8900.jpg 

 

Emekli bir asker olan ve bana Hulusi Kentmen’in sıcaklığını hissettiren Hulusi Bey’le dönüşte yaptığımız Türkiye’nin güncel sorunları eksenli sohbeti ve misafirperverliğini hiç unutmayacağım.

Sınırı geçtikten sonra Halep yaklaşık 60 km kadar mesafede. Halep’e doğru ilerlerken sınırdan yaklaşık 20 km. İçerde tarihi “ipek yolu” nu gözlemlemek için duruyoruz. İpek yolu Halep yolunu keserek bir köyün içerisinde devam ediyor.

İpek Yolu hepimizi bildiği gibi Çin’den başlayarak Anadolu aracılığıyla Avrupa’ya kadar uzanan dünyaca ünlü bir ticaret yoludur. 2000 yıl insanlığa hizmet veren bu yol 6000 km’lik bir uzunluğa sahiptir. Anadolu’nun pek çok yerinde İpek Yolu’nun geçtiği yerlere ilişkin bilgisi olan biriyim. Ama böyle somut, gözle görülür haline hiç rastlamamıştım.

Üzerinden rahatlıkla iki aracın geçebileceği, tonlarca ağırlıkta blok taşların sıralanmasıyla oluşturulmuş yol hala kullanılabilir durumda gözümüzün önünde uzayıp gidiyordu.

cimg8920.jpg 

2000 yıllık İpek Yolu’na kısa bir mola...

 

Yerden yaklaşık yarım metre yükseltilmiş bir kota sahip İpek Yolu’nu görmek, üzerinde yürümek benim için önemli bir gözlem ve deneyim oldu.

Sınır kapısından itibaren dikkatimiz çeken bir şeyde her yerde karşımıza çıkan Suriye Cumhuriyeti Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın dev fotoğraflarıydı.

cimg8927.jpg 

 

Göz ihtisası yapmış bir hekim olan ve kardeşi Basil’in –ki Basil’in halk tarafından çok sevildiğini öğreniyoruz- bir trafik kazasında ölmesi üzerine  iktidar yolu kendisine açılan ve Diktatör babası Hafız Esad’ın ölümünden  sonra yerine devlet Başkanı Olan Beşşar Esad’ın babasından çok farklı olduğunu ülkenin daha dışa dönük bir politika izlediğini, vatandaşlarında eskisine göre daha özgür olduğunu öğreniyoruz.

Halep Farklı dinlerden insanların yüzyıllardır barış içerisinde yaşadığı bir şehir. Şehrin neresine gitseniz son derece görkemli kiliselerle karşılaşıyorsunuz. Kilise ve cami yan yana bu şehirde...

cimg8938.jpg 

El Tevhid Camii Kiliseler Meydanında Bir Yıldız Gibi...

 

Yukarıdaki resimde gördüğünüz El Tevhid Camii’nin çevresinde 4 adet faal kilise var. Resimde bunlardan bir tanesinin kubbesini ve haçını görüyorsunuz.

Burada Halep yemeklerinden hiç bahsetmeyeceğim. Gerçekten Halep mutfağı çok zengin ve Hatay mutfağına çok benziyor. Halep’te tüm binalar oraya özgü sarımsı dikdörtgen formlu “keyşani” adı verilen bir taştan yapılmış. Çok bakımlı olmasa da yüzyıllara ayak diremiş anıt binalara sahip bir şehir Halep...

Yemek için seçtiğimiz lokanta da bunlardan birisiydi. Mimarisine ve yemeklerine hayran kaldık. Bu şekilde pek çok tesis var.

cimg8948.jpg 

 

Halep’i ziyaret edenlere bu otantik mekanlarda mutlaka Halep mutfağının tadına bakmalarını öneririm.

Halep’e gittiğiniz zaman mutlaka ziyaret etmeniz gereken bir tarihi değer de Emeviler tarafından 715 yılında yaptırılan Zekeriya Camisidir. Zekeriya Peygamberin mezarının da içinde bulunduğu camii muhteşem bir sanat eseri.

cimg8982.jpg 

 

Muhteşem bir minaresi olan camii... Mercidabık zaferinden sonra Yavuz Sultan Selim’in ilk iş olarak buraya gelerek iki rekat şükür namazı kıldığını biliyoruz.

 

cimg8981.jpg 

 

Caminin avlusunda dahi ayakkabı ile gezmek yasak. Huzur arıyorsanız bu avluda bulduğunuz/ bulabileceğiniz huzurun çok özel olduğunu söylemek isterim. Zekeriya Peygamberin ruhaniyetini derinden hissettiğiniz bu camiyi bile ziyaret etmek için Halep’e gidilebileceğini düşünüyorum.

Zekeriya Camiinin hemen yanında bulunan ve yeni restore edilmeye başlanan bir bina dikkatimizi çekiyor. Burası çok harap bir medrese. Görevliden destek istediğimizde çok özel bir yerde olduğumuzu anlıyoruz.

Halaviyye Medresesi: St. Helen Kilisesinin bulunduğu alana 1124 yılında inşa edilen medresenin çok önemli. Hz. Mevlana burada 2 yıl kalmış.

cimg9004.jpg 

 

Görevli bize Hz. Mevlana’nın 2 yıl kaldığı hücreyi gösteriyor. Bu henüz metruk haldeki hücreden çok etkileniyoruz. Hz. Mevlana burada fıkıh, edebiyat, yazı, rical ve hadis alanlarında dönemin ünlü alimi Kemaleddin İbn-al-Adim’den ders almış.

Medrese içerisinde özel olarak oluşturulduğu dikkatimiz çeken bir bölüm ilgimizi çekiyor. Sanki önemli bir şeyi  sergilemek üzere yapılmış bir camlı bölme niteliğinde bir yer. Kapısı açık ve metruk bir halde.

cimg8999.jpg 

 

Görevli çok bilgili. Burasının Sultan II. Abdülhamit tarafından yaptırıldığını ve içerisine Sultan’ın hediye ettiği bir “Sakal-ı Şerif” in (Peygamber Efendimizin sakalı) saklandığı/sergilendiğini söylüyor. Çok duygulanıyoruz. Sakal-ı Şerif ne olmuş merak ediyoruz. Aldığımız cevap içimiz rahatlatıyor. Zekeriya Peygamberin türbesine taşınmış. Restorasyon sonrasında yerine geri gelmesini ümit ederek oradan ayrılıyoruz.

Sizinde anlayacağız Halep’i bir yazıya sığdırmak çok zor. Sadece değinerek geçelim. Halep’te mutlaka ziyaret etmeniz gereken iki özel mekan daha var. Halep kapalı çarşısı ve Halep kalesi. Bu önemli eserlerin burada ayrıntısına giremeyeceğim. Birer resmimi paylaşmakla yetineceğim.

cimg9019.jpg 

Helep Kapalı Çarşı’dan Bir Görünüm...

 

 cimg9036.jpg

Evliya Çelebi Halep’ten bahsederken şöyle diyor: “Haleb'e on bir kere uğramak nasip olmuştur. Bu şehir halkı hep tarikat ehlidir. İtikat sahibi, dindar, mü'min, tüccar kimselerdir.

Bütün halkı zevk ehlidir. Hakir 41 yılda 18 pâdişahlık yer gezdim. Haleb'in havasının leta­fetini hiç bir diyarda görmedim. Dördüncü iklimin ortasındadır. Enle­mi 36 derece, 22 dakika, boylamı 14,5 saattir.”

Evet Halep barışçı bir şehir. İnsanları misafirperver. Suç oranı yok denecek kadar az. Güvenli bir yer yani.

Selam ve muhabbetle,

unalsade@mynet.com

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum