Fatih AYDIN
Günlük Genel Giderler ve Vergi Matrahı Sorunu
Bilindiği üzere, şirketlerin genel giderlerini indirebileceklerine dair yasal dayanak Gelir Vergisi Kanunu 40 ve 41’nci maddeleri ile Kurumlar Vergisi Kanunu 8, 10 ve 11’nci maddeleridir. Bu maddelerdeki hükümlerin temel esası yapılacak giderlerin tamamının ‘’işle ilgili olması’’ ve ‘’ticari faaliyetin idame ettirilmesi’’ ile ilgili olması gerektiğidir.
Yapılan harcamanın işle ilgili olması gerekli fakat yeterli değildir. Harcamanın aynı zamanda yapılan işlerle mütenasip (uygunluk arz etmesi) olması şarttır.
Örneğin bir personelin şirket dışında yediği yemek bedeli, Gelir Vergisi Kanununun 23 üncü maddesinin 8 numaralı bendine göre günlük (tek öğün) 11.70 TL’nin üzerinde olamayacaktır. %8 KDV ilave edildiğinde yemek fişi toplamı 12,64 TL’yi geçemeyecektir. Sınır aşıldığı takdirde bu tutarın üzerindeki her rakam personelin maaş dilimine göre (GVK 103 kapsamında) Gelir Vergisine tabi tutulmalıdır.
Piyasada hemen hiçbir mükellefin uygulamadığı SGK Prim istisnasından da bahsedelim. Çalışma Bakanlığı’nın 29.01.2004 tarih ve sayılı 25361 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan tebliğine göre, işyeri ve müştemilatında yemek vermeyen şirketlerin, personel başına günlük 1,88 TL’nin üzerinde olan yemek tutarı için SGK primi hesaplaması gerekmektedir. SGK Primi istisnası formülü aşağıdaki gibidir:
İstisna Tutarı : Brüt Günlük Asgari Ücret x % 6 x (Ay içinde Fiilen Çalışılan gün sayısı) Yemek Parası Verilen Gün Sayısı
Prime Esas Kazanca Dahil Edilecek Yemek Parası : Ödenen Yemek Parası – İstisna Tutarı
İşveren isterse yemek bedellerini yüksek tutabilir ancak yukarıdaki yasal yükümlülükleri yerine getirmek zorundadır.
Bir başka örnek ise seyahat giderleridir. Şirketlerin seyahate gönderdikleri kişilerin mutlaka firma personeli olması veya sözleşme ile şirket adına hareket eden biri olması, seyahatin amacının yönetim kurulunca belirlenmesi ön şarttır. Şirket ortağının veya ilişkili kişilerin tatil veya özel işi maksadı ile yapmış oldukları seyahat ve konaklama giderleri kesinlikle indirim konusu yapılmamalıdır. Seyahat esnasında yapılan yemek ve konaklama harcamaları yukarıda bahsedilen mütenasiplik şartına uygun olmadığı takdirde mali idarenin eleştirisine muhatap olunacaktır. Mesela, bir şirketin pazarlama personellerinin getirdiği otel faturalarında kaç kişinin, kaç gün, günlük kaç TL’den konakladığı gibi bilgiler bulunmamakta, faturanın içinde sadece ‘’konaklama bedeli’’ yazılmaktadır. İnceleme elemanları, bu türden faturaları vergi matrahını aşındırması muhtemel harcamalar olarak değerlendirmektedir.
Diğer bir problem ise belgesiz harcamalardır. Şirket personeli bir harcama cetveli çıkarmakta ve şirketler belge aramaksızın çizelgeye istinaden gider kaydı yapmaktadır. Oysa GVK 194 no’lu Tebliğ (ihracatçı firmalarda götürü gider uygulaması) ile VUK 228’nci maddelerde sayılan hususlar (belge alımının mümkün olmadığı veya Türk örf ve adetlerine göre belgelendirilmesi söz konusu olmayan bazı harcamalar) haricinde hiçbir belgesiz gider kayıtlara alınamayacaktır. VUK 228’nci maddesine göre belgesiz gider yazılabilecek kalemlere dolmuş, vapur v.s. harcamaları örnek olarak verilebilir. Mesela Şehirlerarası otobüs seyahatlerinde yolcu bileti alınabildiği halde, şirketler bilet olmaksızın sadece personelin beyanına göre gider yazabilmektedir. Bir diğer husus ise yemek bedeli ile orantısız bahşiş bedelleridir. Örneğin 30 TL. yemek bedeli ödeyen bir personel 5-10 TL. arasında bahşiş ödediğini beyan etmektedir. Bu durumda %16 ile %30 arasında bahşiş ödenmiş olmakta ve vergi matrahını aşındırması bakımından dikkat çekmektedir.
Bir kez daha önemle vurgulamak gerekir ki; harcamayı yapan kişinin şirketle, bordro, sözleşme, ortaklık v.s. tarzında tevsik edilebilen bir ilişkisi olmalı ve harcama şirketin ticari amaçlarına uygun olarak yapılmış olmalıdır.
Yukarıda kısaca matrah yönünden ele aldığımız konuyu Katma Değer Vergisi açısından da değerlendirmeye çalışalım.
KDV indirimi konusu KDV Kanunu 30 ve 58’nci maddeleri kapsamında değerlendirilecektir. 58’nci maddeye göre, bir harcama kaleminin KVK ve GVK çerçevesinde indirimi mümkün ise bu harcamaya ait KDV tutarı kesinlikle indirim konusu yapılmalı ve gider yazılmamalıdır.
Fakat yukarıdaki saydığımız hususların KDV yönünden asıl dayanağı KDV Kanunu 30’ncu maddesidir. Madde de yer alan ‘’Gelir ve Kurumlar Vergisi kanunlarına göre kazancın tespitinde indirimi kabul edilmeyen giderler dolayısıyla ödenen katma değer vergisimükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden indirilemez.’’ hükmüne göre bir harcama belgesi KVK 8 , 10 ve 11’nci maddeleri ile GVK 40 ve 41’nci maddelerine göre gider olarak kayıt altına alınabiliyorsa KDV tutarı da indirim konusu yapılabilir. Fakat saydığımız maddelere göre, yapılan harcama gider yazılabilecek bir mahiyette değilse bu takdirde KDV tutarı indirim konusu yapılamaz ve matrahı ile birlikte KKEG olarak dikkate alınır.
Tekrar buluşuncaya kadar yüzünüzden tebessüm, yüreğinizden sevgi eksik olmasın efendim.
Hoşça bakın zatınıza…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.