xxx78
Gül ve ilkeli liderlik
SAN FRANCISCO (ABD)
Aradaki saat farkı 10’a çıkınca etkinliklerin Türkiye’den izlenmesi zorlaşıyor; burada günün hareketi başladığında sizler gecenin koynuna sığınıp uykuya çekiliyorsunuz çünkü. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün yer kürenin en dar alanda en fazla değer üreten bölgesi Silikon Vadisi’ndeki programını ânı ânına izlemeniz saat farkı yüzünden zor.
Oysa izlenmeye değer şeyler oluyor burada...
Bir dönem ABD’nin dış politikasını belirleyebileceği görevlerde bulunmuş Condoleezza Rice yeniden yuvasına döndü: Stanford Üniversitesi’ne... Öğretim üyeleri bugüne kadar tam elli Nobel ödülü kazanmış 125 yıllık bir üniversite Stanford... Yüz milyarlarca dolar değere erişmiş pek çok stratejik şirket bu üniversitenin kampüsünde kuruldu. Mensubu ve öğrencisi olmanın itibar sağladığı bir eğitim kurumu.
Cumhurbaşkanı Gül, üniversitenin yüksek lisans öğrencileri ile bazı öğretim üyelerinin katıldığı bir konferans verdi. Kendisinden ‘liderlik’ konusundaki görüşlerini paylaşmasını istemiş Condoleezza Rice. Konferansını dinlerken, sadece hiç tanımayanlar değil günlük politikanın içinde bulunduğu yıllar boyunca kendisini takip etmiş olanlar bile Gül’ün kişiliği hakkında yeni bilgiler edindiler.
Gençlere tavsiyesi şu oldu konuşmasını tamamlarken: “Hiçbir zaman sorumluluk almaktan kaçınmayın ve liderlik yapma fırsatını yakaladığınızda liderliğinizi yapın.” Basit gibi görünen bir tavsiye; ancak, tavsiyesi kendi hayatından verdiği örneklerle birlikte gerçekten herkesin dikkate alması gereken bir altın kurala dönüşüyor.
Hem iyi para kazandıran, hem de çocuklarına iyi eğitim imkânı sağlayan bir uluslararası işi teperek Türkiye’nin dalgalı ortamında en netameli bir zeminde siyasete girmesi... Görüş ayrılığı iyice belirgin hale gelene kadar partisine sadakatini sürdürmesi; sonrasında da kırıcı bir tavır almak veya kapıyı çarparak ayrılmak yerine mevcut yapıya karşı parti liderliğine adaylığını koyması...
‘İlkeler adamı’ olmak liderlik özelliklerinin başında yer alıyor...
Her siyasetçi hayatında en az bir kez yol ayrımına gelmiştir: İlkelerine karşı olsa da fırsatçılık yapmak veya ilkelerden fedakârlık etmemek ayrımına... Stanford öğrencilerine, “Prensiplerin pragmatik fırsatçılıkla çatıştığı ana konularda, neredeyse her zaman, sezgilerim prensiplerden yana olmuştur ve prensiplerim için sonuna kadar savaşmışımdır” dedi Cumhurbaşkanı Gül...
Bu noktayı vurgulamak için verdiği örnek ilginçti: 2001 yılında Fazilet Partisi’nde genel başkanlık yarışında ve daha sonra 2007 yılında cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında üzerinde hissettiği baskılardan yılmayışı... Cümlesini konuşmasından aynen aktarayım: “Adaylığımı geri çekmem hususunda bana yapılan hakkaniyetsiz ve yapay baskılara rağmen hayalimin peşinden koştum ve prensiplerimden ödün vermedim.”
Liderlik konusunda bir ipucu da şu cümlesinde gizli: “Her daim muhafazakâr ve geleneksel değerlere bağlı kaldım, ama yine de kültürel kimliğim ve muhafazakâr değerlerim dünyanın her zaman değişmekte olan gerçeklerine kendimi adapte etmemi engellemedi.”
İngilizce yaptı konuşmasını Cumhurbaşkanı Gül; keşke benzer bir konuşmayı Türkiye’de de yapsa... Stanford öğrencilerine hitap eden sözlerin bütünü Türkiye’deki herkes için daha anlamlı çünkü...