Gerçek Hayatlardan Kıssalar Dizisi

Bugün sizlere aktaracağım yazının üstüne koca iki yıl geçmiş. Bu iki yılda neler mi oldu dolandırılan yenge kanserden vefat etti. Bazı insanların hayat şekli şu şekildedir. Kolay yoldan takla atıp emellerine kolay yoldan ulaşmak, gerçek alın teriyle kazanç elde eden insanları kanser, ülser edip ahirete otomatik göndermekle mükelleftirler.

Sonra ecel gelmiş cihana baş ağrısı bahane derler, geçerler. Hasta insanların birçoğu durduk yere rahatsızlanmıyor. Çevresel etkenler en büyük etken olarak gözüküyor. Hikâyelerin hepsinde yaşanılan acı dolu yaşamlar yer alır. Kimse sizin hikâyenizi yazmayı teklif etmez. Sadece sinsi sinsi dinlerler Ah-vah derler gelip geçerler.

Hakkına tecavüz edenlerin seni unutma süresi; mezar toprağının kuruyana kadar.

Gelip toprağını sulamak bile istemezler. Ölmen bazen işlerine gelir. Hatta ölümün onları Allah’a ilk kez şükretmelerine vesile olur. “Çok şükür kurtulduk, derler.”

Hakkını koruyana gözü açık, biriydi derler. Hakkını korumayı geçte olsa fark eden insana değişti bu derler.

Hakkını koruyamayana kalbi temiz, saf derler. (Tabiri caizse enayi demeye çekinirler.)

Bazen saf(duru)bir itibar koymak istersin etrafına… Varsın beni saf bilsinler, iyi niyetli desinler, dersin.

Zaman geçer etrafını pişmanlık cümlelerinle sarılmış bulursun.

Keşke kelimesiyle başlarsın cümlelerine, zaman en acı şekilde akar ve sen zamanın nasıl geçtiğini geçte olsa anlarsın.

Yaşlandığının farkını bembeyaz saçlarından sökülen saç telleriyle anlarsın. Eskisi gibi görmez o pırıldayan gözlerin, gözlüklerin camlarını sürekli temizlemek istersin.

Bazende yürürken dudaklarından süzülen ah-vah kelimeleri hatırlatır yaşlandığını.

Gençliğin kıymeti yaşlılık geldiğinde daha iyi anlarsın.

İhtiyarlık ağaçlardan dökülen kurumuş yaprak misali önümüze düşerken.

Sen o sessizlikler içinde ses olan insan olmadığını, kurumuş yaprak hışırtıları hazırlatır anı…

Sızıntılar zamanı nasıl kullandığını hatırlatır.

Keşkeleri az olan İyikilerle yaşayan toplum olmak duasıyla…

Hayatımıza yerleştirdiğimiz karekterlerin en iyilerini hayatımıza seçmemiz dileğiyle.

Hayat bizim bu hayatın ressamı, bu kitabın yazarı, bu tiyatronun senaristi, bu konserin solisti, bu programın sunucusu SENSİN bunu sakın unutma!

Sizlere iki yıl önce kaleme aldığım yazımı bırakıyorum. Gerçek ibretlik bir yazı, eminim sayısız insanın hayatı böyle kimseler yüzünden alt üst olmuş durumda. Birçok boşanan çift kendini bilmez akrabalarının bu şekilde azizliğine uğruyor.

Ailelere çok iş düşüyor. Müslüman bir toplum olan Türkiye de yaşanılan olayların bu kadar acı olması? Hırsızlık, Kadın Ticareti, Kötü alışkanlıkların adını yazmaktan çekindiğim bataklıkların yaygın olmasına siz ne dersiniz?

Nasıl Müslüman toplumuz soruyorum?

Her çocuk dünyaya getiren ailelere aile hekimi vermek yerine. Diyanetten hocamı göndersek ne dersiniz?

16 Aralık 2022 Cuma 08:25

Türk milleti dendiği vakit bir daha dönüp bakmalılar, şöyle bir silkelenip besmele çekmeliler. Kimler mi yapacak bu dediklerimi o abdestsiz, namazsız diye aşağıladığımız tüm milletler. Nerde üç kağıtçılık, nerde sahtecilik hepsinde bizim olmamıza ne diyorsunuz?

Nasıl bir millet olduk böyle? Hangi piyangonun amortisiyiz, hangi şans oyunundan düştük dersiniz!

Adliyeleri ziyaret etsek kimlerle karşılaşırız acaba? Savcılığa bırakılan dilekçeler de sizce neler vardır?

Geçen gün sabah kuşağı Sayın Müge Anlı’nın programına rastladım, gencin biri abisinin eşinin paralarını bir güzel yemiş. Genç demekten de utandığım şahıs diyor ki ben diziler de oyunculuk yapacağım, İstanbul’dan başka bir yerde yaşayamam falan inanın izlerken fenalaştım.

Yengesi kanser hastasıymış parasını istiyor. Genç borcunu ödesin diye hayır sever vatandaşlar iş teklifi ediyorlar. Aylık 15 bin TL. teklif etti birisi, yok diyor ben bu işte çalışamam. Anlamadığım olay şu bu şahıs borcunu itiraf ediyor, emniyet kuvvetleri neden el atmıyor bu işe acaba? Alın bu şahsı dolandırıcılıktan emniyette güzel bir film çekin. Şaka gibi bir program izledim. Ablası diyor dolandırıcı değil kardeşim, abisini dolandırdı yabancı değil diyor.

Aile için de yapılan işler dolandırıcılık olmuyor.

Çocuklarımızı ne ile besliyoruz?

Temel eğitim aile için de başlar diye boşa denmiyor. Aile bireylerine bakıyorum şaka gibi çocuk tamamen dizilerden kopmuş. Müge Hanıma gerçekten tüm ödüller verilmeli. Bu tür sahne karşısın da siz ne tepki verirdiniz?

Üç kelime ile eğitim, eğitim, eğitim!

Evlatlarınızı eğitemiyorsanız bu çocukları okutun! Köyler de bile bir tane rehber öğretmen olacak. Çocuklara öncelikle emeksiz para kazanılmayacağını öğretmeliler. Japonya, Çin neden her konu da başarılı diye hiç kendinize sordunuz mu? Ben sormaya utanırım. Kendi ülkemin insanını tanımasam sorardım.

Yurtdışında yaşayan Türkler anlatacağım olayları iyi bilirler. Helal süt emmiş gurbetçilerimizi tenzih ederek yazmak istiyorum. Bazı gurbetçiler bulundukları ülkenin iyi niyetlerini suiistimal ediyorlar. Hasta olmadıkları halde kendilerine sahte rapor alıp bedavadan para kazanmak mı istersiniz.

Psikolojik olarak rahatsızlıklarını beyan edip, erken emekli olanları mı istersin, durumu olduğu halde kendini fakir gösterip devletin evinden, suyundan, beyaz eşyalarından faydalanan insanlar mı istersiniz. Sonra Türkler sevilmiyor siz böyle yapın onlar da sizi sevsinler. Sayelerin de tüm Türkleri sahtekâr olarak görüyorlar. Kurunun yanın da yaş yanar misali hayatlar.

Her evin için de bu genç gibi kolay para kazanma arzusu ile yanıp tutuşan çocuklar vardır. Şans oyunları ile başlarlar bu rüya masalına sonrası meçhul hayatlar. Aile olarak bu çocuklara öncelikle helal rızık ve alın teri akıtarak kazanılan paranın daha değerli olduğunu göstermek gerekir.

Düşünün karşı da parasını isteyen ağlayan bir yenge var, diğer tarafta ben o işte çalışmam, buraya gitmem, diyen genç demeye utandığım kimse var.

Rabbimin adaleti elbette bir vakit yerini bulur şüphesiz, devletimizin adaletinin de en kısa zaman da bunun gibilerine en ağır şekil de zuhur etmesi için dua ederim.

Bazı insanların anladığı tek dil bazen budur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.