Ahmet TÜRKAN
FİRMALARIN RUSYA’DAN ÇEKİLMESİ NASIL YORUMLANMALI?
Rusya’nın Ukrayna’ya saldırılarının başladığı günden bu yana ekonomik yaptırımlar peş peşe geliyor. İngiltere Rus Oligarkların İngiltere’deki mal varlıklarını dondurduğunu açıkladı. Yaklaşık 800 Milyon Dolardan bahsediliyor. Batılı pek çok ülke aynı yöntemi benimseyerek Rus paralarına çökme derdinde. Ultralüx yatlara limanlarda çökme derdindeler. Çünkü çok para ediyor.
Yani vergiden kaçmak için kendi paranı dışarıya yatırırsan, gün gelir bir sorunla karşılaştığında üstüne su içersin demektir bu.
Daha önce Libya Lideri Kaddafi’nin parasına çöktüler. Libya’yı karıştırdılar. Sokaklarında köle pazarları kurdular.
Afganistan, Irak, Suriye, Mısır’da bu hırsızlık çetesi Batı’nın soygunlarından nasibini aldı. Şimdi sıra Rusya’da. Rusya’nın yanında yer alma ihtimali olan tüm devletler de sanırım aynı yaptırıma boyun eğmek zorunda kalacak. Ya çok kanlı bir 3. Dünya savaşı bizi bekliyor. Ya da bu yaptırımlar sonucu Rusya yeter artık çekiliyorum paralarımı verin diyecek. Büyük bir ihtimal ile Rusya paraların üzerine soğuk su içmek zorunda kalacak. Tıpkı 1. Dünya savaşında parasını ödediğimiz gemilerin İngiltere tarafından savaş bahanesi ile verilmemesi gibi.
Tıpkı ABD’ye parasını ödediğimiz F-35 projesinden çıkartıldığımız gibi.
Şimdi 5.000 civarında ABD şirketi Rusya’dan çekildiğini açıklayıp yönümüzü Türkiye’ye çevirdik diyorlar. Diğer Ülkeler de aynı yolu izleyecektir. Bu Rusta’yı çökertme planının bir parçasıdır. Aynen 1. Dünya savaşı sırasında Avrupa’daki zengin Yahudi ailelerinin ABD’ye kaçması gibidir bu durum. Şimdi de Çin’e taşındılar. ABD o kadar büyüdü ki, çökmesi bile uzun zaman alır.
ABD Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Myron Brilliant'ın bu hafta Türkiye'yi ziyaret edeceği konuşuluyor. Başkaları da gelecektir. Çünkü Rusya’ya en yakın güvenilir liman Türkiye’dir. İşler yatışıp taşlar yerine oturunca yine Rusya’ya dönme ihtimalini düşündüklerinden olacak ki en yakın limana kaçma çalışmalarıdır bu hareketler.
Acizane fikrim: hani hep Türk Şirketleri yabancılara satılmasın deniyor ya, aslında tam satış yerine ortaklık olması, hem de %51 çoğunluğun Türk şirketlerinde olması konusunun öneminin vurgulamak istiyorum. Bu konuda Devlet iyi bir politika izlemeli ve %100 yabancı sermayeli yatırımlara çok güvenmemeli.
Aynen Rusya’dan çekilme kararı alıp yönünü Türkiye’ye çeviren 5.000 ABD şirketi için de aynı formülün uygulanması, yani %51 çoğunluk hissesinin Türk şirketlerinde olup kalan %49’luk payın ABD şirketleri tarafından yatırım ile değerlendirilmesi hususu kesinlikle gözden geçirilmelidir.
Böyle bir problemle karşılaşıldığında ülkenin tüm yatırımları akşamdan sabaha kepenk kapatmış boş binalara dönmüş olmaz. Elimizi kolumuzu bağlamalarına fırsat verilmemiş olur.
Ticarette esas olan kazan-kazan formülü olmalı. Hep ben kazanayım mantığına müsaade edilmemelidir.
Yabancı yatırımcı gelecek ise Milli partnerini bulmak zorunda olmalı ya da Devlet yatırım alanlarına göre Yerli yatırımcının önünün açmalıdır.
Yabancı bankalara yatırım yapan iş adamları da böylece bu işin riskini düşünmeli, gemisini kurtaran kaptan mantığını bir kere daha gözden geçirmelidir.
Hani derler ya, kazın ayağı öyle değil…
Pek çok misalden ders alınmıyorsa ne demeli.
Ahmet TÜRKAN- HABERNAME
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.