Geçtiğimiz gün değerli bir dostu yerinde ziyarette bulunduk. Bu ziyaret diğer ziyaretlerimizden çok farklıydı. İçinde Gazze vardı.

Zulmün içinden her dakika haykıran bir şehrin, devam eden nidası tüm yaşanılanlar. 1948’den bu zamana kadar yaşanılan hangi adaletin gerçeklerine cevap bilmiyorum.

Kudüs dendiği vakit, kim soykırımların baş sahibinin adını verir sizce tek mi suçlusu? Nasıl zalimlere bir inanç abidesinin başkenti unvanı verilebilir ki! İlk kıblemiz ve Peygamber efendimizin Miraca çıktığı kutsal şehirdir bu şehri diyar. Gidip görmesem de o manevi havayı solumasam da, orda doğup büyüyen vatandaşların nasıl bir şehrin içinde büyüyüp bu hale geldiklerini görmeyen göz yoktur! Minicik çocuklar şikayetlerini Rahmana iletirken bile asla sitemkâr ve inkârcı boyutta olmadıklarını görmem yetiyordu.

Şükrün üst boyutta olduğunu görmem beni onlara daha sımsıkı bağladı diyebilirim.

Sevdiklerini ebedi aleme yolcu etmiş hiçbir Filistinli insandan kötü bir duruş görmedim. Asla yere bakmadılar. Kadını, erkeği, çocuğu hep dik durdular sadece dudaklarından teslimiyet davetleri duyuldu.

Bizde bu berceste şehrin evladı olan Uzman Filistinli Dr. Moamen Shabet kardeşimi nacizane davetine iştirakte bulundum. Kendisi 8 sene önce ülkemize geldi ve kalbi bu süre zarfında Filistin’de atıyordu. Ailesini ve sevdiklerini parçalanmış şehirde bırakmanın acısını yaşıyordu. Tam 7 sene ailesini ve o kutsal şehri görmemişti. Hasreti bitirmek için 26 Eylülde ailesinin yanına gidiyor ve 7 Ekimde saldırılar arasında kalmış.

Kendisi Türkiye’ye gelmeden önce 2012-2016 yıllarında Gazze'deki Şifa Hastanesi'nde görev yapış. Orda bulunduğu sürede yine Şifa Hastanesi'nin ardından El-Aksa Hastanesi'nde çalıştığını; kısıtlı imkanlarda hastalara Allahtan gelen şifayı iletmek için uğraştığını dile getirdi.

Hüzün dolu anlar yaşadığını, "Mecbur çalışacağız, ayakta duracağız, hizmet vereceğiz, umudumuzu asla yitirmeyeceğiz bazen tedavi ederken gözyaşlarımız akıyor, bazen ağlıyoruz ama sonuçta gözyaşlarımızı siliyoruz. Kendi kendinize ben bir doktorum diyorsunuz ve kendinize geliyorsunuz, toparlıyorsunuz ve devam ediyorsunuz."

Ziyaretimiz süresince misafirperverlik geleneklerimizi onda görmenin mutluluğunu yaşadım. Filistin’e özel çayı ve akabinde kahvesi ve yanında sunduğu ikramlarıyla bizi 40 yıl daha sürecek dostluğa sürükledi inşallah. Eşim ve beni en güzel şekilde muayenesinde ağırladı. Kızlarıma hediyeler göndermeyi ihmal etmedi. Çok ince düşünen değerli bir dostu tanıdığım için mutluyum. Kendisi ile iletişime geçmek isteyen olursa sosyal iletişim adreslerinden kolaylıkla ulaşabilirler.

İslam, Birlik ve Beraberlik demektir. Tüm dualarımız Filistin’e…