Kemal BOZKURT
Fedakârlık varsa, vefakârlık vardır. Fedakârlık yoksa vefa yoktur.
Kıymetli Dostlar,
Bendeniz 40 yıllık iflah olmaz bir kediseverim. Halen iki kedim var. Kedimi sevmediğim günüm neredeyse yok. Aşağıda kedilerle ilgili hadisi şerifler ve ilginç bir yazı var. Onlara ilaveten Harvard Üniversitesi Tıp fakültesinde kedi ve köpek sahiplerinin yüksek tansiyon problemlerinin olmadığına dair okuduğum aşağıdaki makale kedilere olan sevgimi daha da arttırmıştı.
http://www.health.harvard.edu/blog/a-dog-could-be-your-hearts-best-friend-201305226291
Bir tekke varmış. Tekkenin de çok sâdık bir kedisi varmış. Birgün kocaman bir kazan koymuşlar, süt kaynatıyorlar. Kazan fokur fokur kaynıyor. Kedi de, bu süt kaynamasın der gibi oradan oraya zıplıyor. Allah Allah, bu kedi hasta mı diyorlar. Kedi bir oraya fırlıyor, bağırıyor, bir buraya fırlıyor, bağırıyor. Fakat derdini hiç anlayan yok. Ama çok feryat ediyor. En son bakıyor ki derdini anlayan yok, pat diye kendini kazanın içine atıyor ve orada ölüyor. Onlar da bu kedi niye böyle yaptı diyorlar ve artık leş oldu diye kazanı hemen indiriyorlar. Bir de bakıyorlar ki, içeride kocaman bir yılan ölmüş, zehrini de akıtmış. Yani, içen ölecek. Kedinin feryadı; ben bu evden ekmek yedim, ben bu evden iyilik gördüm, ben öleyim bunlar ölmesin diyeymiş. Fedakârlık varsa, vefakârlık vardır. Fedakârlık yoksa vefa yoktur.
1- İbni Helekan (radiyallahu anh) anlatıyor:
- Ebul Hasan arkadaşları ile yemek yerken bir kedi çıkagelmiş. Ona bir lokma atmışlar. Biraz sonra yine gelmiş. Bir lokma daha atmışlar. Kedinin geliş gidişleri beşi bulunca içlerinden biri kalkıp o kediyi takip etmiş. Kedi aldığı lokmaları bir harabeye götürüyormuş. Onu takip eden adam içeri girince, kedinin lokmaları gözleri kör olan başka bir kediye taşıdığına şahit olmuş ve bunu gidip Ebul Hasana anlatmış. O da: Yazıklar olsun bize! Bir kedi kadar olamadık. Gaflet içinde vakit geçiriyoruz demiş ve o günden sonra nerede yardıma muhtaç biri varsa onu arayıp bulmuş.
Sahabeden bir hanım anlatır:
Abdest alması için bir kaba su koymuştum. Kedi gelip bu kaptan su içince dayım Ebu Katade biraz daha su içmesi için, kabı kedinin önüne uzattı. Benim hayretle baktığımı görünce, dedi ki: Niye hayret ettin? Resulullah efendimiz buyurdu ki:
(Kedi necis değildir. Etrafınızda çok dolaşan [sevimli ] bir hayvandır.) [Tirmizi, Nesai, Ebu Davud, Muvatta]
Peygamber Efendimizin (sallallahu aleyhi ve sellem) hane-i saadetine, ve mescidine sık sık uğrardı kediler. Ve Allah ın Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem), kedileri severdi. Mübarek elleriyle, sırtlarını sıvazlardı
Bir gün bir sohbetde Resûlullah efendimiz:
“Hubbül hırratı minel iman” Buyurmuş.
“Kediyi sevmek imandandır.”
“Niçin?” diye sormuşlar.
“Ebu Hureyre bilir” demiş başka bir şey söylememişlerdir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.