Her şeyin bir ölçüsü vardır. Tabi özgürlüğünde. Millet olarak bir arada, aynı devletin vatandaşları olarak huzur, güvenlik, adalet içinde yaşamak istiyorsak, Allah’ın ve Evrensel aklın kurallarını her alanda uygulamalıyız. “Yalan, iftira, devlet düşmanlığı yapmak özgürlük olamaz. Basın Hürriyeti arkasına sığınarak ülkenin ve devletin sırlarını faş etme, düşmanla paylaşma basın hürriyeti olamaz.  Terörü ve teröristi  övme, vatanın  düşmanı olan  ülkelerle iş birliğine gitme, sivilleri öldürme, devletin dışında silah taşımayı normal sayma, dökülen kandan isyancıları değil devleti sorumlu tutma…” Bunların hiçbiri ne dinimizde hürriyet olarak kabul edilir, ne de Evrensel İnsan haklarında. Bunları özgürlük olarak kabul etmek milletin ve devletin ölümü demektir.  Batıyı gördük işte en basit bir harekette nasıl davranıyor. 

         İnsan hakları, ferdi ve toplumsal özgürlükler, devletin koyduğu kurallarla çelişirse ne yapacağız? Gayet kolay, akla ve tarihe başvuracağız.  Bu konularda kendilerini gelişmiş gösteren devletlerin gerçek yüzünü son yıllarda daha iyi görür olduk. Önceki yıllarda Türkiye’nin terörle mücadelesinde iki de bir işimize karışanların, Çarli Hepto saldırıları ile Fransa’da, 11 Eylül saldırıları ile de ABD ‘de nasıl sert tedbirler aldığını Allah bize tüm çıplaklığı ile gösterdi.

         Batı münafıktır, batı yalancıdır, batı sahtekârdır, batı tüm kötülüklerin kaynağıdır. Kominizmi, faşizmi, kapitalizmi Batı doğurmuştur.  Bu soysuz rejimler, şeytani ideolojiler, birinci dünya savaşında 10,  2. Dünya savaşında 50 milyon insanın kanına girmiştir. Çin’in,  Rus’un Müslümanlara neler çektirdiğini tarihten öğrenebilirsiniz.  Batı tarihi, tümüyle katliamlar ve kırımlar tarihidir. Ve bugün başta İslam dünyası olmak üzere dökülen her kanın asıl müsebbibi batıdır. Batı derken İslam’ın dışında olan her dini ve düşünceyi kast ediyorum. Rusya da batıdır, ABD de. Avrupa’da batıdır Çin’de. Son yaşananlara bakınca iş daha güzel anlaşılır hale geldi. Türkiye/ İslam Dünyası terörle yıllardır boğuşuyor. Bu boğuşmada Batı, her zaman şu münafıklığı yapıyor:  Teröre gizliden para, silah verirken, açıktan da başta Türkiye olmak üzere İslam Dünyasına şöyle diyor: “orantısız güç kullanmayın, insan haklarına saygılı olun, Devletiz diye aşırı güç kullanmayın…”  İslam Dünyasındaki terörün binde biri kendi ülkelerinde olunca her konuda olduğu gibi bu konuda da münafıklıklarını ortaya çıkardılar.  ABD,  11 Eylülden sonra içerde ve dışarda terör bahanesiyle nasıl davranmaya başladı? Gitti Afganistan’ı işgal etti. 3 milyondan fazla Müslümanı katletti. Irak’ı işgal etti 1,5 milyon Müslümanı öldürdü. Fransa, Paris’te 100 kişi ölünce adeta hayatı durdurdu. Sokağa çıkma yasakları, olağan üstü hal ilanları, Başkanları Holland’ın tüm dünyayı dolaşarak, tüm devletleri yanına alıp DAEŞE e karşı ittifak kurma çabaları… İbretlik hadiseler değil mi?

          Bu gün Güneydoğumuzda yaşananların yüzde biri Almanya’da, Fransa’da, Rusya’da, İngiltere’de, Çin’de yaşansa Alimallah o ilçeleri yerle bir ederler. Allahtan biz Müslümanlar Hala tam Batılılaşmadık. Allah şükür hala İslam Kültürünün izleri  var üzerimizde.  Aksi halde bu gün Türkiye, Kapitalistleşmiş olsaydı. ABD, Fransa, İngiltere  gibi büyük bir katil, Rusya gibi büyük bir cani, Çin gibi zalim bir kan içici olurdu. Polpotları, Leninleri, Maoları, Hitlerleri, Stalinleri, Kürzonları, Bushları doğurup büyüten batı gibi olmadığımız için Allah ne kadar şükretsek azdır.