Kanal D’nin “Fatma Gül’ün Suçu Ne” adında ki dizisi başladı ve dizide ki tecavüz sahnesi birden gündeme oturdu. Yazarlar- çizerler- psikologlar- sosyologlar- bilenler- bilmeyenler yani, konuyla ilgili aklınıza kim gelirse yorum yapmaya başladı.

Neymiş?

Bu dizide ki bu sahne toplumu yoldan çıkartacakmış…

Yani, bu dizide ki bu sahne toplumu yoldan çıkaracak öyle mi?

Bu konu ancak bu kadar basite indirgenebilir. Bu dizi yayımlanmadan önce toplum çok mu yolundaydı? Her şey çok yolundaydı da, bu diziyle birlikte toplumun gözleri fal taşı gibi açıldı öyle mi? Toplumun aklına birilerine tecavüz etmek geldi ve herkes sokağa fırladı he…

Bu bakış açısı beni iki yönden rahatsız etti…

Birincisi; Biz nasıl bir toplummuşuz ki böyle bir dizide ki bir sahne ile hemen vahşileşebiliyoruz…

İkincisi ise; Yayımlanan hemen hemen bütün dizilerde her türlü ahlaksızlık- iffetsizlik doğallaştırılırken, sinema salonlarında toplumun büyük kesimi daha kötü sahneleri seyrederken, yollarda insanlar adapsız seviyesiz şekilsiz davranışlarda bulunurken tek bu dizi ile bu konu gündeme geldi…

Fatma Gül’ün tecavüze uğraması ve bu sahnenin toplum üzerinde ki etkileri sorgulanırken unutulan bir şey var…

Tecavüz illaki fiziksel olacak diye bir şey yok!

Bu gün toplumun çok şeylere göz yumması da toplumun kendi ruhuna tecavüz etmesi değil mi?

Bu dizide ki sahneye çok insan hep olumsuz yönüyle baktı ve tabi ki olumsuz ve çok çirkin ama bende diyorum ki, keşke genç kızlarımız bu diziden ibret alabilseler…

İbret alıp;

Arkadaşıma gidiyorum gece orada kalıyorum diyerek barlara gitmekten vazgeçerler belki…

Okul çağlarında saçlarını başlarını yaptırıp kaşlarını aldırıp sokak köşelerinde kırıştırmazlar…

Çoğu çalışan genç bayan, aybaşını bekleyip aldıkları maaşıyla en pahallı kıyafetleri alıp lüks yerlere gidip kendilerine zengin imajı vererek zengin birilerini tavlama düşüncesinden vazgeçerler…

Köy yerinde bile zavallı bir kızın başına gelen bu olayın bin beteri şehrin göbeğinde alkolün uyuşturucun ortasında kendi başlarına gelir diye düşünürlerde kendilerine çeki düzen verirler…

Ne bu toplum bir diziyle yoldan çıkacak toplumdur nede bu tip olaylarda tek suç dizileri yapanlarındır…

Her zaman savunurum, dizileri bırakın reklamlarda bile cinsellik içeren yayınlara sonuna kadar karşıyım. Ama biraz adil olmalıyız ve “Çuvaldızı başkasına batırırken iğneyi de kendimize batırmalıyız” öyle değil mi?

İşte bu durumda Fatma Gül’ün suçu yoktu belki ama toplumun gerek heves gerek özenti adına kendi işlediği suçun sorgulamasını kendisi yapmalı…
 

Peki, kimseye mi güvenmeyeceğiz?

Çocuklarımıza da mı güvenmeyeceğiz?

Eşimize dostumuza komşumuza…

Tabi ki güveneceğiz ama şunu da demeden geçemeyeceğim…

Rusların çok güzle bir sözü vardır “ GÜVEN AMA TAKİP ET”…

www.sevdaturkusev.com