SÖZÜN ÖZÜ (KISA KISA) - 28

Faiz Ekonomide Bir Karadeliktir

Faiz, sosyal ve ekonomik dengeleri temelinden sarsan zararlı bir uygulamadır.

Faizi kim verir? Zaten parası, fazlasıyla parası olan.

Faizi kim alır? İhtiyacı olan. İhtiyacı olanlar da ikiye ayrılır: üretmek için veya tüketmek için.

Üretmek için alan, bu maliyeti karşılamak için ürün fiyatına aldığı faizi ekleyecektir, böylece ürün fiyatı artacak ve tüketici de daha yüksek fiyattan ürün alacaktır; yani faiz hem üreticiye hem de tüketiciye fazladan maliyet yüklemektedir.

Tüketim için alan da bunu faiz yüküyle birlikte geri ödeyeceğinden alım maliyeti yükselmektedir.

Bu durumda ihtiyacı olanın yükü artarken, ihtiyacı olmayanın parası/serveti artmaktadır, karşılıksız (üretimsiz) kazanç elde etmektedir.

Genel ekonomi açısından bakıldığında da faiz ekonomik dengeleri bozmakta, faizli borç alan devlet bunu ödemekte zorlanmakta, faizin borcu bile dert olmaktadır ve tüm bunlar halka enflasyon, hayat pahalılığı, yatırım eksikliği, hizmet yoksunluğu ve benzeri şekillerde olumsuz olarak geri dönmektedir.

Halk belki bankalardan faiz almaktadır fakat bunun oluşturduğu enflasyon ile para ondan tekrar çıkmakta, krizler, hizmet ve yatırım eksiklikleri gibi diğer yollarla zararı daha da katlanmaktadır.

Yani faiz karşılıklı iki kişiyi değil tüm toplumu, bu iş ilişkisiyle hiçbir bağlantısı olmayan diğerlerini de ilgilendiren ve tüm topluma zarar veren bir uygulamadır.

Bu gibi birçok olumsuzluğu sebebiyle, İslam faizi yasaklamıştır; alışveriş / ticaret (üretim ve alımsatım), ortaklık / kârpayı (emek ve sermaye ortaklığı), karşılıksız borç / ödünç (faizsiz kredi) gibi uygun yöntemler önerilmiştir, çünkü bu yöntemler tüm toplumun yararınadır, hiç kimseye zulüm içermemektedir, haksız kazanca sebep olmamaktadır, ekonomik katkı sağlamakta, para tek elde toplanmak yerine toplum içinde dolaşmaktadır.

Evet, faiz ekonominin mantığına aykırı bir uygulamadır, ürün (veya hizmet) maliyetine doğrudan olumsuz etkisi vardır; hem bireyler için, hem kurumlar için, hem devletler için, hem de küresel ekonomi (tüm dünya) için!..

Size faiz veren de bir şekilde onu kazanmalıdır, dolayısı ile bu fark maliyetlere yansıyacaktır. Sonuçta ne kadar faiz, o kadar enflasyon demektir!..

Faiz fiyatları/maliyetleri artırıcı bir unsurdur. Yatırımları engelleyicidir. Fiyatlara olumsuz etkisi sebebiyle, sadece iki kişi arasındaki bir iş muamelesi değil toplumsal bir sorundur, başkaları da bu muameleden olumsuz etkilenmektedir. Mesela sizden faizle borç/kredi alan bir üretici, bunu malın fiyatına yansıttığında alıcı da mağdur olmaktadır.

Bireylerin kredi kartı faizleri, devletlerin borç faizleri gibi faiz ödemeleri milyonlarca insanı mağdur etmekte, yatırımlara veya hizmetlere aktarılabilecek kaynaklar borç faizlerine ödenmekte ve zamanla faiz içinden çıkılmaz bir karadelik olmaktadır.

Mümkün olduğunca faizden ve faizli işlemlerden uzak durunuz, faiz yüce Allah çok sert bir şekilde yasakladığı, Hz. Peygamber’in de “ayaklarımın altında bir cahiliye uygulaması” dediği bir zulüm aracıdır, sakın bulaşmayın.

Müslüman zenginler, kurumlar ve devletler de “faizsiz ekonomi” uygulamaları geliştirmeli ve bunu yaygınlaştırmalıdır; faizsiz bankacılık (katılım bankacılığı), mikro kredi (mikro finans), faizsiz kredi, karşılıksız borç (burs, hibe) gibi.

İşgalci Amerikan Askerleri Birer Kiralık Katildir

Amerikan askerleri paralı askerdir, yani yurtdışında görev yapan, fiili çatışmaya giren işgalci Amerikan askerleri birer kiralık katildir. Paralı Asker = Kiralık Katil.

Dolayısı ile ölümden korkan bu işgalciler değil seve seve ölüme giden direnişçiler kazanacaktır, geç olsa da sonuç değişmeyecektir. Bu sebeple müslüman ülkeler gerçek anlamda hiçbir zaman işgal edilemez.

Ey kiralık katiller,

Parayla cehenneme gitmek ister miydiniz?

Cehenneme gitmek için rüşvet alır mıydınız?

Sizin mesleğiniz yok mu, neden cehennem hamallığı yapıyorsunuz?

Kiralık katil olmayın, müslüman olun!..

Şeytan’a değil Allah’a teslim olun!..

Ve kiralık katillerin aileleri, çocuklarınız için razı mısınız?

Neden onları uzak diyarlarda ölüme gönderiyorsunuz?

Onların işgal ettiği ülkelerde de insanlar ve aileler yaşıyor.

Cennetin nimetleri, Amerikan dolarından çok daha değerli ve süreklidir.

Cehennemin azapları, Irak çöllerinden çok daha yakıcı ve süreklidir.

* * *

Kuran Meali

« Bu (Kuran), kendisinde şüphe olmayan kitaptır. Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için yol göstericidir.

Onlar gaybe inanırlar, namazı dosdoğru kılarlar, kendilerine rızık olarak verdiğimizden de Allah yolunda harcarlar.

Onlar sana indirilene de, senden önce indirilenlere de inanırlar. Ahirete de kesin olarak inanırlar.

İşte onlar Rab’lerinden (gelen) bir doğru yol üzeredirler ve kurtuluşa erenler de işte onlardır. » (Bakara, 2/2-5)

Hâdis-i Şerif

“Cennette yüz derece vardır. Her bir derecenin diğer derece ile arası, sema ile arz (yer ile gök) arası kadar geniştir. Firdevs bunların en yukarıda olanıdır. Cennetin dört nehri buradan çıkar. Bunun üstünde Arş vardır. Allah’tan cennet istediğiniz vakit Firdevs’i isteyin.”

(Buhârî, Müslim, Tirmizî, Ebû Dâvud, İbnu Mâce)

Seçkin'ce

“İsteklerinin peşinden koşturan sen, ‘özgürüm’ dedikçe kendini kandırırsın!..”

www.dunyaislamgunu.org - www.worldislamday.org