Dr.Mehmet BOZKURT

Dr.Mehmet BOZKURT

EY MHP TİTRE VE KENDİNE DÖN- EZBER BOZAN BİR MESAJ

EY MHP TİTRE VE KENDİNE DÖN- EZBER BOZAN BİR MESAJ

 

Büyük insanlar basiret sahipleri  zor zamanda konuşmaktan çekinmeyenler ağır eleştirilere aldırmadan doğru bildiğini söyleyebilen insanlardır. Nureddin Coşan Hocamızın yayınladığı son mesaj da ancak böyle bir mesajdır. Suyun akışına ters; kuvvetli dalgalara karşı duracak ve böyle bir mesajı nasıl algılarsınız?  Kıymetli okuyucular bir laf vardır ağzı olan konuşuyor kalemi (veya klavyesi) olan yazıyor. Olumlu olumsuz ileri geri  herkes bir şeyler söylüyor. Herkes aklınca ve irfanınca konuşuyor yazıyor. Nureddin Hocamızın İskenderpaşa Cemaatini bitirdiğinden bahsedenlerden o ne söylüyorsa doğrudur diyene kadar zıt görüşler söyleniyor. Ben şahsen bütün bu tartışmalara şaşırmıyorum ama suiniyetle yapılan eleştirilere üzülüyorum.   Tarih boyunca bu tür tartışmalar olagelmiştir.   Ancak yalan iftira hakaret hele hele Allah dostuna yapılırsa  bunun karşılığı  ağır olur. Çünkü velinin eti zehirlidir. Allah sevdiklerine karşı böyle hakaret ve iftiralara razı gelmez. Bu konudaki görüşlerimi özetlemeye çalışacağım. 

 

Moderatörümüz Kemal Beyin ‘’Neden Bozkurt Acaba’’ yazısına yapılan bazı haksız yorumlar üzerine yazmak ihtiyacını hissettim. Ancak yazım biraz gecikmeli oldu.

Baştan kendi görüşümü söyleyeyim. Hocamızın emri başım gözüm üstüne.

Nureddin Hocamızın konumu makamı belli. Mehmed Zahid Kotku ve Esad Coşan Hocamızın devam ettirdiği silsilenin bugünkü ve son temsilcisidir.  Babadan oğula geçen bir makam değildir, bu manevi liyakat meselesidir.  Bu makam öyle heves edilecek bir makam da değildir. İstemekle o makama nail olunmaz. Bu manevi bir görevdir ve ledün ilmi gerekir. Çok zordur. Bizim gibi insanların değil yapabileceği öyle rastgele  tartışabileceği bir konum bir makam da değildir.

Neden MHP

Dostlar üniversite yıllarımdan biliyorum. MHP lilerle asla yıldızımız barışmadı. Bize ümmetçi diye baktılar. Mücadelemiz uzun oldu. Beni yurttan attılar. Hatta mescidde namazda iken bana saldırmışlardı.

Bugün ise MHP o günkünden daha kötü durumda  bulunuyor.  Üst yönetimden 10 kişi malumunuz  ortaya çıkan kasetlerden ahlaki zaafları nedeniyle istifa ettirildi. Muhtemelen seçimden sonra sıra Bahçeli’de. MHP tabanı moralsiz ve bitkin durumda. Hocamız mesajında bu tabana Ey MHP titre ve kendine dön demek istiyor.

Burada çok büyük oyun oynandığı dikkatlerden kaçmıyor.  MHP ye kaset şantajı yapanlarla  Deniz Baykal’a kaset şantajı yapanların aynı odak olduğu görülüyor. MHP üzerinde iki türlü oyun hissediyorum. Bir vatanını seven inançlı insanları (ülkücüleri) küstürüp uzaklaştırmak MHP yi baraj altına itmek  ve onun yerine inançsız ve laik düşünceli insanlarla tamamen seküler bir parti haline getirip AK Parti ile ortak taban ve stratejileri tamamen berhava etmek ve yarın Mecliste BDP nin karşısında bir denge unsuru olmasının önüne geçmek ve sokağa itmek. Doğuda Kürtçü batıda Türkçü terörle ülkemizi Ergenekon ve cunta heveslilerinin istediği kaos ortamına sürüklemek. Seçimden sonra  MHP Mecliste olmayınca yeni anayasa  AKP CHP ve BDP nin bulunduğu bir meclis tarafından  hazırlanacak. Bu safhada BDP nin bitmez tükenmez kışkırtma ve tahrikleri karşısında AKP yalnız; bunaltılacak.  Çünkü yargıdan TSK içindeki Cuntaya, CHP den Doğan Medyasına ve STK ya  bugünden BDP ye verilen açık gizli veya dolaylı destek bunu gösteriyor. MHP eğer Meclise girerse Milliyetçi ve muhafazakar kimliğinden uzaklaştırılmış ve tamamen sekülerleşmiş bir MHP; CHP –BDP ittifakına dahil edilebilir. Bu kirli ittifakla AKPnin sayısal üstünlüğüne rağmen milletin  istediği şekilde anayasa hazırlamak mümkün olmayacaktır.

Hocamızın verdiği destekle Üst yönetimi değişmiş ülkücü ve manevi değerleri olan bir tabana dayanan MHP  olursa AKP nin eli güçlenecektir. Hocamız önümüzdeki dönem için daha bizim öngöremediğimiz şekilde tehlikeli gelişmelere karşı uyarılarda bulunuyor.  Veya MHP baraj altı kalırsa Bahçeli sonrası MHP sokağa inmeye zorlanır. Vatansever ve inançlı MHP lilerin partisine sahip çıkarak bu kirli ittifak ve senaryolardan  partilerini uzak tutarak aynı zamanda memleketimizi kaosa sürüklenmekten kurtarmaları çok önemlidir.  Şimdiden ülkücü camiaya bir heyecan gelmiş olduğunun haberlerini alıyoruz.

 

Merhum Esad  Coşan Hocamız ‘’İyi bir adayın seçilmesi ne kadar önemli ise kötü bir adayın seçilmesini önlemek de o kadar önemlidir’’ diyordu.   Burada benim anladığım Hocamız KÖTÜ  SENARYOLARIN ÖNLENMESİ ne çalışıyor. Ayrıca Grubu Kritik Analitik Düşünce yeteneği kazanma yönünde eğitmekte olup çevremizde ve dünyada olup biten olayların göründüğünün aksine arka planlarını görmeyi anlamayı öğretmeye çalışıyor. Ben daha önce KAD( Kritik Analitik Düşünce) diye bir kavramı hiç duymamıştım. Bu gün grubumuz KAD Platformu oluşturmuş olayları değişik bakış açıları ile değerlendirmeye çalışıyor.

 

AK Parti 9 senede muhakkak büyük işler yaptı hem imar ve bayındırlık alanında hem  çetelerle mücadele konusunda ve dış politikada  takdire şayan işler yaptı. Bunu hepimiz biliyoruz, görüyoruz. Ancak millet olarak manevi seviyemiz dindarlığımız gittikçe azalıyor. Bir çok olumsuz durumlar meşrulaştırılıyor. Haram algısı mübaha dönüşüyor. Ahret berbat olacak olduktan sonra nesiller inanç yönünden boş olduktan sonra dünyamız mamur ve müreffeh olmuş neye yarar.   

 

1973 seçimlerinde Mehmed Zahid Hocamızın manevi destek ve himmetleriyle kurulan Milli Selamet Partisinin ilk sloganı ‘’Önce Ahlak ve Maneviyat’’ idi. O zaman toplumun dini hassasiyet ve duyarlılığı bugünden çok yüksekti, refah ve konfor ise bugüne kıyasla çok daha azdı.  Yaklaşık 40 sene sonra toplum daha dünyevileşmiş ve dini hassasiyetleri çoğu körelmiş bulunuyor.  1980 darbesi ve 28 Şubat cemaatları bastırdı sindirdi ve bir taraftan da maddi bakımdan zenginleşen dindarlar konfor ve refaha alıştı. Nureddin Hocamız aslında MHP den önce cemaate kendine çeki düzen ver diyor. MHP ye de şefkat eli uzatıyor. Dostlar görünen tablo ile bu mesaja itirazlar çığ gibi. Ancak Hocamızın samimi bağlıları itaat etmekte tereddüt etmiyor. Hocamız da zaten bana bağlı olanların doğal lideriyim diyor.  Hocamızın bu mesajının bende uyandırdığı çağrışımla iki kıssayı nakletmek istiyorum.

Hz. Musa biliyorsunuz Ulülazim bir peygamber olup Hızır AS ile yolculuk yapmak ister. Hızır AS sen benimle yolculuğa dayanamazsın der. Dayanırım der. O halde bana (benim yaptıklarıma itiraz etmeyeceğine  soru sormayacağına söz ver der. Hz. Musa söz verir. Buna rağmen Hazreti Musa Hızır AS a gemiyi deldiğinde, çocuğu öldürdüğünde ve yıkık duvarı yaptığında üç sefer itiraz eder. Sonunda Hızır AS birlikte yolculuğun sonuna geldiğini söyler ve yaptıklarının iç yüzünü açıklar. Buradan anlıyoruz ki Hz. Musa da nihayetinde bir kuldur. Hızır AS ilim bakımından daha üstündür.  

İkinci kıssa Allah dostu büyük velilerden Marufu Kerhi bir gün  müritleriyle Dicle kenarında dolaşıyordu.  O sırada bir grup genç nehirde bir kayıkla geziyorlardı. Ellerinde içki şişeleri, içip saz çalıp şarkı türkü söyleyerek eğleniyorlardı. Bir müridi ‘’Efendim bakın günah işliyorlar. Bunlara beddua etseniz diyor. Marufu Kerhi Hazretleri de elini açıyor ‘’ Ey Allahım bu kullarını bu dünyada böyle mutlu ve neşeli eylediğin gibi öbür dünyada da mutlu ve neşeli eyle’’ diye dua ediyor. Müridleri şaşırıyorlar. Biraz sonra kayıktaki gençler Maruf Hazretlerini görüyorlar. O anda hepsi birden utanç ve mahcubiyet içerisinde ellerindeki şişeleri ve sazı kırıp atıyorlar. Sahile çıkıp Marufu Kerhi Hazretlerinin ayağına kapanıp tövbekar oluyorlar.

Dostlar Hocamızın mesajı nice hayırlara vesile olacaktır.    

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
50 Yorum