Evlilik, iki kişinin kanatlanıp bütünleştiği bir durumu temsil etmesi olarak düşünülür. Gerçekler ve düşünceler her zaman farklı olur. Çiftler daha ilk süreçte birbirlerini tanıma imkânı bulamazlar. Bu süreçte sağduyulu insanların varlığına ihtiyaç elbette ki vardır. Ama sağduyu değil de yaşadıkları olumsuzluklardan ders almayan, aksine kendi evlatlarının da yaşamasını arzu eden aileler yer aldığı vakit, evlilikler başlamadan hüsranla biter. 

İnsan hayatında inişler, çıkışlar vardır. Önemli olan bu duygulara karşı vereceğimiz tepkilerde gizlidir hayatlar. Bazen virajlı yollar akar, bazen de düz yolda ayağın kayar. Önemli olan düşerken kalkmanıza yardım edecek, bir eşe sahip olabilmektir.

Her masal mutlu sonla biter, evliliğe de çiftler masal gibi bakar. Her hikâyede bir mutlu son olmalıdır diye şartlamamak, olabildiğince sadece abartıdan uzak birilerinin emrinde yaşamamak gerek hayatı. Bundan sonra ki yazılarım evlilik ve karşılaşılan sorunlar temalı başlıklar altında inceleyeceğim yazılarımı.

İnanıyorum ki birçok ailenin açılan yaralarına merhem olacak değineceğim konu başlıkları. Beni anlatıyor, hatta bazısı acaba bizimi gözetledi bu nerden biliyor bizim hayatımızı diyecek. Kimisi diyecek amma da abartıyor diyecek aynı yazıyı okurken herkesin beyninde farklı şekiller huşu bulacak. Oysa milyon tane insanın dertleri bir konu da birleşecek. Hedefimiz doğruları pekiştirmek, yanlış olanı kınayıp toplumdan yok etmektir.

Ne diyoruz evlilikler yalnız iki kişi ile yapılırsa evlilik olur. Bizlerin evliliği çiftler hariç tüm eşin dostun bir araya gelip iki çift adına alınan milyon adet kararlar doğrultusunda gerçekleşen imza ile taçlanan kurumdan öteye geçmeyen evliliklerdir. O zaman yaşanılan ve yaşatılan ne varsa bura da işlemenin vakti gelip geçiyor bile.. Bir sonra ki yazılarımız da buluşmak üzere..