xxx23
Euro ne olacak AB batıyor mu?
Ekonomi Bakanlığı ile TOBB’un ortaklaşa düzenlediği ve yeni bir büyüme modelinin sacayaklarından biri olan ‘Özel Ekonomi Bölgeleri Çalıştayı’nın moderatörlüğünü yapmak üzere Gaziantep’teyim...
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, konuşmasının bir yerinde ihracatımızdaki yüksek teknolojili ürünlerin payının yüzde
3 olduğunu açıklıyor...
Ancak ben, temel sorunlardan ziyade, güncelde karar kılmış görünen Türkiye’nin menüsüne göz atmaktan da geri kalmıyorum...
Şikeci siyasetin, şike yasası konusundaki görülmemiş azmine karşın mahkemenin de kararlı bir şekilde oy çokluğuyla 31’i tutuklu 93 kişi hakkındaki şike iddianamesini kabul etmesi ve ilk duruşmanın 14 Şubat’ta olacağını açıklaması, ortalığın çok da başıboş olmadığını gösterdi.
Siyasetin şikeye bu kadar sahip çıkması belki de boşuna değildir, baksanıza askerlerimize de domuz ve eşek eti yedirmişler...
Cüppeli Ahmet Hoca adlı şahsın çete suçundan gözaltına alınmış olmasını da bu gelişmelere ilave edebilirsiniz...
İzmir’de karakolda dövülen kadının görüntüleri... Dün toprağa verilen kırk sekiz yerinden bıçaklanmış kadın...
Saç kesmenin örgütsel suç sayıldığı Hopa’daki dava ve TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner’in uyarıları...
Susurluk skandalının kanlı ve kirli çamaşırlarının hızla ortaya dökülmesini sağlayan Mehmet Eymür-Mehmet Ağar düellosunun devam ediyor olması...
Ve dalgalanan piyasalar, iç gündemin maddeleriydi...
***
Dalgalanan piyasaların da gösterdiği gibi dünya gündeminde ise sadece ve sadece AB Zirvesi vardı.
10 saat süren kritik zirvenin ilk gününde AB liderleri İngiltere’yi devre dışı bırakarak sıkı bütçe kuralları üzerinde anlaşmış gözükmekte...
Artık ulusal bütçeleri Brüksel onaylayacak. Bu, ulus-devleti aşma konusunda bir devrim...
Anlaşma, Euro Bölgesi üyesi 17 ülkeyi kapsayacak. Bazı mali kurallardan muaf tutulmak istenen İngiltere ise dışarıda kalacak.
Kritik zirve bugün de devam ediyor...
***
İhracatındaki yüksek teknolojili ürünlerin payı ancak yüzde 3 olan Türkiye siyasetine bakılırsa AB batıyor...
Acaba öyle mi?
Kriz zaafları ortaya çıkardığı için AB’nin de zaaflarını sergileyiverdi...
Tek bir Merkez Bankası olan AB üyesi ülkelerin farklı maliye politikaları ve farklı bütçeleri vardı...
Şimdi bu, Almanya’nın bastırmasıyla bitiyor... Tek para politikası, tek maliye politikası... Tek Merkez Bankası, tek bütçe...
Eskisi, ulus-üstü bir birlik anlayışıyla temelden çelişiyordu, şimdi düzelecek...
Ayrıca...
Küresel kriz, ‘ulus-devlet’ mantığıyla hareket eden ama ‘ulus-üstü’ bir birlik üyesi olan ülkelerin çelişkilerini de gidermekte...
***
Zaten borç krizi de eski ile yeni anlayış arasındaki uyumsuzluk noktasında patlak verdi.
Tek Merkez Bankası var ise orada siyaset kendi keyfi doğrultusunda rastgele para dağıtamaz... Euro Bölgesi’nde de dağıtamıyor...
Ama siyaset borçlanarak bunu aşmak istedi.
Şimdi bu da bitecek... Piyasa kuralları dışında keyfi para dağıtma alışkanlığı fiilen sona eriyor...
Yunanistan ve İtalya’da teknokratların iktidara gelmesi sadece tesadüf değil...
***
Kriz, AB’yi gerçek bir ulus-üstü birlik olmaya zorlamakta...
Nitekim, bundan böyle ulusal bütçelerin önce Brüksel’e gitme kuralı bunun en güç ve önemli virajıydı, şimdi o viraj dönüldü. Ulus-devlet biraz daha geride kalmakta...
AB için endişeli değilim, tam tersine gerçek bir ‘birliğe’ doğru gidildiği için mutluyum...
Ama karakolda dövülen kadın, şikeciliğin yükselişi ve ihracatımızdaki yüksek teknolojili ürünlerin payının yüzde 3 olmasına aklım fena takılıyor...