Kemal BOZKURT
Erdoğan'ın en büyük hatası
Başbakan Erdoğan tarih yazmaya devam ediyor. Üst üste aldığı zaferler sadece Türkiye ve bölgemizde değil, tüm dünyada yankı buluyor.
Özellikle yıllarca kendisini acımasızca eleştiren medyadaki kalemşörler bile, en son başarısından sonra pes ettiler ve Erdoğan'nın hakkını teslim ettiler.
8.5 yıldır milleti için gecesini gündüzüne katan Erdoğan, hakikaten hayal bile edilemeyecek hizmetler üretti. Ustalık dönemim dediği bu 3. döneminde de kendisine oy vermeyenler bile büyük beklenti içerisindeler. Zira onlarda Erdoğan'ın başarısına muhtaçlar.
Bakanlar kurulunu hazırlamak için deyim yerindeyse kafa dinlenmeye çekilen Erdoğan'ın bunca yıldır en büyük hatası sizce nedir?
Başörtüsünü tam olarak çözememesi mi?
Kuran öğrenme yaşının düşürülememesi mi?
İHL'lerin orta kısımlarının yeniden açılamaması mı?
Kıbrıs meselesinin bir türlü halledememesi mi?
İşsizliğe çare bulamaması mı?
Yurtdışındaki vatandaşların oy vermesini sağlayamaması mı?
Anayasayı bunca yıldır milletin istediği gibi değiştirememesi mi?
Kendi yerine lider yetiştirmemesi mi?
Muhalefetle sürekli kavga halinde olması mı?
Yandaş medya oluşturması mı?
Fenerbahçe'yi aleni desteklemesi mi?
Bir çok devlet malını satması mı?
Uçaktan inmeyip diyar diyar, ülke ülke gezmesi mi?
Veya sizin aklınıza gelen başka maddeler mi? Hangisi?
***
Birçok yorumcunun da tahmin ettiği ve kendisinin de bağlayıcı bir şekilde söylediği gibi bu dönem Erdoğan'nın son dönemi. O açıdan bu dönemde yapacakları kendisinden sonra gelecek kişi, parti ve liderler için de çok çok önemli.
Dolayısıyla bana sorarsanız Erdoğan'ın en önemli hatası milletvekili seçimini daha doğrusu seçim sitemini demokratlaştırmamasıdır.
Mecliste kendisi dahil şu anda 550 vekilimiz var. Adı milletin vekili. Ancak kabul etmekte zorlansak bile BDP'nin bağımsız oalrak seçilen 36 vekilin dışındakiler, milletin değil 3 kişin vekilidir. Kimdir o 3 kişi? Erdoğan, Kılıçdaroğlu ve Bahçeli. Aksini hiçkimse iddia edemez.
O açıdan Erdoğan hemen yeni anayasayı yaparken ve hemde seçim sistemini değiştirirken başta MHP olmak üzere üç partiylede mutlaka irtiabat halinde olmalı ve acilen bu lider sultalı seçim sitemini değiştirmeldir. İşte o zaman Erdoğan tarihe geçecektir.
Öyle sakat bir sistemki tekrar söylüyorum bunun aksini kimse iddia edemez. Mesela memleketim Rize'den örnek vereyim. 18 kişi milletvekili olmak için Ak Partiden aday adayı oldu ve temayül yoklamasına girdi. Gelin görünki Erdoğan bu 18 kişiden hiçbirini aday yapmadı. Bu sadece Rize'de değil bütün şehirlerde ve 3 dönemdirki Erdoğan'ın yaptığı, daha doğrusu vekil atadığı bir sistem. Erdoğan böyle de diğer partiler farklı mı? Hepsi liderin aday gösterdiği kişiler.
Cumhuriyet tarihinde bunun tek bir istisnası oldu. Yaşı 40'ı geçenler hatırlarlar 1991 seçimlerinde ilk ve son kez tercih sistemi yapıldı. Her parti her ilde milletvekili sayısının 2 katı kadar aday gösterdi. Partiye oy verdikten sonra adaya da tecihler yapıldı. Ve işin garip tarafı Başbakan Erdoğan hayatındaki en acı siyasi yenilgiyi o zaman aldı. Zira Refah Partisi İstanbul Avrupa yakası 1. sıra adayıydı ve 2. sıra adayı hemşehrisi Mustafa Baş'a tercihle kaybetti. Aslında bunda da bir hayır varmış 2 yıl sonra İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday oldu ve bugünlere geldi.
Hatta aynı yıl merhum Adnan Kahveci tercihli oy rekorunu kırarak mileltin hakiki vekili olmuştu. Konya'dan yanılmıyorsam Servet Takiş MHP (Refah ile ittifak)son sıradan aday idi tercihle seçildi
Ancak Başbakan Erdoğan ne pahasına olursa olsun şu iki hususu bu dönemde mutlaka yapıp Türkiye'ye gerçek demokrasiyi getirmelidir.
Birincisi her parti mutlaka önseçimle (temayül değil) adaylarını belirlemelidir. Böylece vekiller liderlerin değil gerçekten mileltin vekili olmalıdır.
İkincisi de dar bölge seçim sitemi mutlaka oluşturulmalıdır. Şimdi İstanbul Anadolu yakasından örnek verecek olursak; Ak Parti'nin 16 tane milletvekili var. Toplam ise 30 milletvekili var. Ne acıdırki senelerdir İstanbul'un en tarihi ilçelierinden biri olan Beykoz'dan bir tane mileltvekili çıkmaz. Hiçbir parti Beykoz doğumlu bir adayı seçilecek yere koymaya cesaret edemez. Halbuki dar bölge sistemi olmuş olsa ve de önseçim olsa Beykoz'lu kendi adayına, Pendikli de kendi adayına oy verir. Olması gereken de budur.
Umarım karşı kıyıdan sesimiz hemşehrim Erdoğan'a ulaşır da yeni ve ustalık döneminde bu iki önemli hususu halleder ve tarihe geçer.
Karşı kıyıdan baki selamlarımla
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.