xxx95
Enerji meselesi
Bundan önceki yazımızda 'yeni planlar, yeni dengeler' dedik ve... "Onlar plan yapıyor ama 'O' da plan yapıyor ve 'O' plan yapanların en hayırlısıdır." diyerek bitirdik. Detayları merak edenler 11 Ağustos tarihli o yazımıza bakabilirler. Ben sadece sonuç kısmında dile getirdiğim bir gerçeği tekrar hatırlatmış olayım: Sömürü sermayesinin 'denge planı' geçmişte olduğu gibi dünyayı ikiye bölmek, onları savaştırmak ve aradan sıyrılıp kendi sömürüsünü sürdürmektir. Her zaman olduğu gibi sermayenin biricik emeli ve hedefi sömürmek ama şimdilik bunu nasıl yapacağını tam bilememekte ama her şeye rağmen planlamalarını sürdürmekte...
Bütün planlamalara rağmen, 'evdeki hesabın çarşıya uymaması' gibi sermaye karargahlarında hazırlanan planlar da bazen dünyaya uymuyor. Neden uymuyor? Uymuyor çünkü sermayenin de üzerinde olan bir GÜÇ var ve o gücün Sahibi her şeyi kontrolünde tutuyor; sermayenin yaptıkları da O'nun kontrolünde...
Ne demek istediğimi daha fazla açmamı beklemeyin; ârif olanlar anladı!
ABD başta olmak üzere önemli ülkelerdeki ekonomik, siyasi ve sosyal dengeler ülkemizi etkilediğine göre bunları iyi bilmek ve takip etmek zorundayız. Enerji üretimi ve tüketimi insanlığın en önemli sorunu; elbette ülkemizin de. Bu yüzden yüz yıldır 'petrol savaşları' oluyor. Irak ve Afganistan bu yüzden işgal edildi. Son zamanlarda Meksika ile ABD kıyıları ile Çin denizinde çevre felaketine dönüşen 'petrol kirlilikleri' de bu 'enerji-petrol savaşları'nın bir sonucu. İran'a yapılan ambargo ve saldırıların sebebi de bu.
Petrol lobileri ve dünyadaki enerji tröstleri ABD'de Obama politikalarına karşı çıkıyorlar. İki taraf çatışma hâlinde. Petrol lobileri petrolün daha uzun süre kullanılabileceği, alternatif enerji kaynaklarına geçişin zamanının gelmediği görüşünde. Diğer taraf ise petrol kullanımının sebebiyet verdiği çevre kirliliği ve diğer zararların etkisini kullanarak alternatif enerjiye geçişin zamanın geldiğini düşünmekte, bu görüşe dayanarak alternatif enerji kaynaklarını ve özellikle nükleer enerjiyi kontrol altına almaya çalışmakta...
İran'ın atom/nükleer enerji faaliyetleri de bu kontrol mekanizmalarının kurulması için fırsat olarak değerlendirilmekte, Türkiye ile Brezilya'nın arabuluculuk çalışmaları engellenmeye çalışılmakta. Birleşmiş Milletler başta olmak üzere bütün uluslararası kuruluşlar da bu hegemonyaya âlet edilmekte. Neler yapıldığını ibretle izliyoruz...
Şimdiye kadar görülmeyen ve teknoloji bu kadar ilerlemişken meydana gelen bazı kazalar(!) da çevre bilincinin yayılmasına katkıda bulunmakta. Son zamanlarda Meksika, ABD ve Çin kıyılarını 'çevre felaketi' boyutunda tehdit eden kazalar ve petrol sızıntıları da tesadüf mü, yoksa başka bir şey mi? İnsanlık bütün bu gelişmeleri dikkatle takip ediyor...
SONUÇ: Gelecekte normal petrolün yerini nebati kaynaklı sunî petrol alacak mı? Bu yöndeki çalışmalar, gelişmeler ve üretim ümit verici seviyelerde. İran ve Türkiye başta olmak üzere, dünyadaki önemli ülkeler işbirliği yaparak ve birlikte çalışarak nebati kaynaklı bu petrolün ve diğer alternatif enerjilerin üretimine yönelmelidirler. İnsanlık bu yönde işbirliği yapmalıdır. Likit yağlar petrolden ucuzdur. Likit yağ motorlarını yaparsak sorunumuz çözülür. İnsanlık bütün bunları yapacak teknolojik ve ekonomik güce ulaşmış bulunmakta. Bir zamanlar Türkiye'yi de etkileyen Rusya'daki Çernobil faciası düşünüldüğünde, atom enerjisi ne kadar sağlıklı bir enerjidir diye düşünmek gerekiyor. O kadar sağlıklı ve tehlikesiz alternatif enerji kaynakları vardır ki, atom enerjisine gerek yoktur. İnsanlık düşmanı atom bombası ise tamamen yok edilmelidir. Atom atana biz atom atmayız, orasını işgal ederiz; atom bombasını kullananı ise insanlık olarak yok ederiz.