Meltem KAVAK
ENDÜLÜS’TE BİR GEZGİN
Başlık bizi tarihe götüreceğinin sinyalini veriyordu. Endülüs neresi diye bilmeyen olabilir. Endülüs devleti yıllar önce müslümanların etkisi altında bulunan devletlere verilen isimdi. Güney İspanya’nın Sevilla, Cadiz, Cordoba, Malaga, Granada, Huelva, Jaen ve Almeria şehirlerinden oluşuyor.
Bizleri tarihin siyah beyaz anılarında gezdirmek yerine; renkli sayfalarda gezinmemizi sağlayan Eğitimci- Yazar- Seyyah Salim Yılmaz Hocamıza satır başında teşekkür etmek istiyorum, eseri hakkında yorum yapmamı benden rica ettiği için. Hocamızın nezdinde bundan sonra gücüm yettiğince tüm değerli eserleri yorumlayacağımın sözünü veriyorum. Tüm yazarlarımız benden yorum bekliyor. İnanın okuyorum ama buraya aktarmak kolay olmuyor. Çünkü bir eserin nasıl yazıldığını iyi biliyorum. Tek bir hatam sizin ve okuyucularınızın yanlış anlamasına vesile olacağı düşüncesi beni ürkütüyor. Ama şu bir gerçek ki asla sevmediğim bir eseri burada kaleme almayacağımı da tüm okuyucularım biliyordur.
Gezi notları tutan biri olarak söylüyorum, bu en zor icraattır. Gördüklerini kâğıda almak, gönüldekileri aktarmaktan daha zordur. Hoca’mızın bu ikinci eseridir. İlk eseri gibi bu son eserini de okurken zevk aldım. Acaba yarın nereye götürecek bizi dedim. Bu sefer gittiği yerlerin tarihi özelliklerini bizleri sunması yanında o yörenin neyi meşhur hangi yemekleri var onları da yazmıştı. Görsel resimlerle biz okuyucularına sunması açıkçası daha bir cezbetti beni. Ben de gittiğim ülke ve şehirlerde ilk önce o bölgenin dini yerlerini araştırıyorum daha sonra hangi yemekleri var diye bu kitabımızı daha bir canlı tutmuştu.
Hocamız Endülüs gezisini İspanya’nın Malaga- Granada-Cordoba- Sevilla şehirlerini, Portekiz’in Lizbon- Porto şehirlerini, Fas’ın Rabat- Fes- Kazablanka- Marakeş- Saviraşehirlerini biz okuyucularına gayet başarılı anlatımıyla sunmuştur.
Okurken görsel olarak resimlerde göreceksiniz, fotoğrafların renkli olması insanı Endülüs’te bir gezi yapmamız gerek diye belleğimize not düşürüyor. İspanya’nın Sevilla şehrinde bulunan Sevilla Katedrali beni etkilemişti. Bizler bilindiği üzere ülkemizde bulunan kiliselere el sürmeyip aksine tamirlerini yaptırırken. Bu insanların camimizi yıkıp devası bir Katedrali yaptırması beni üzmüştü. İspanya’nın en büyük katedrali unvanını almasının yanı sıra UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yerini almış.
Sevilla’Katedrali(Santa Maria Kilisesi) daha önce İşbiliye Ulu Camiiymiş yıkışmış sadece Ulu Caminin minaresi kalmış. Hoşlarına gitmiş onu yıkmamışlar şimdi o cami minaresinden Çan Sesleri geliyor. Minare 104 metre yüksekliğindeymiş eskiden müezzinler o dönemde katırla çıkıyorlarmış ezan okumak için. Sevilla’ da birçok yapıda İslam medeniyetini göreceksiniz.
Kitabı okuyacak okuyucuların hoşlarına gideceği bir diğer bölümde her şehrin sonunda bu bölgede ne alınır? Sorusuna yanıt bulacaksınız.
Portekiz’in başkenti Lizbon şehri adete İstanbul’u andırıyordu hocamızın çektiği fotoğraflardan bunları hissettim.
Gezide beni etkileyen bir diğer yerlerde Portekiz’in Porto şehrinde yer alanlar biri Fatıma Kasabasında yaşananlar bir diğeri Kemik Kilisesi bu iki olay insanı farklı bir duyguya büründürüyor. İnsan hangi akılla insan kemiklerinden kilise yapar ki! Beş bin iskelet bulunuyormuş içerde. Bunlar toplu halde değiller, duvarları insan kafa taslarından oluştuğunudüşünün. Bir de buranın kilise olduğunu düşündüğüm vakit içinden çıkamadım.
Fatıma Kasabasını da siz değerli okurlarımın araştırmasını istiyorum. Ufacık bir istek sadece.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.