Hamit SEVEN
Emperyalist kan emiciler
Ülke, yüksek dağlarının başındaki üç-beş darbe heveslisinin, yarınlarımızı yakacağı bir ateşi söndürmek ve dumanını savuşturmakla uğraşıyor tamam
Ülke, bu toprağın insanının güzel günler umuduyla, yıllar yılı emekle sürdüğü ve ektiği gelecek tohumlarına dadanan kargaları kovmakla meşgul iyi
Ülke, deyip başladığımız yazıda, ülkenin içinde bulunduğu duruma yönelik nedenler listesi elbette ki uzayıp gider
Gider gitmesine, tamam, iyi de, bir yandan da insanımızın yaşadığı acı ve çilekeş hayat amansız bir şekilde devam ediyor
Gündemin gözlerimizi kaplayan dumanıyla ah vah edip insanımızın sorun yumağı çilekeş hayatını da ıskalayacak değiliz
Bu ülkede, acil çözümlerini altı yıldır iktidarından bekleyen o kadar sorun var ki
Projektörlerimizi yaşadığımız sıcak günlerin üzerinden çekmeyeceğiz tabiî ki, ama hepimizin yaşadığı ortak bir sorun var ki, bugün bunu yazmadan geçmeye gönlüm elvermedi
Hepimizin yaşadığı diyorum çünkü sorun, damarlarımızdaki asil kanla ilgili
Nasıl mı?..Bakın işte böyle
Ülkemizde yaklaşık olarak 700 kişiden sadece 1 kişi kan bağışında bulunuyor
Gelişmiş ülkelerde her 20 kişiden biri kan bağışında bulunurken, ülkemizdeki bu oran, kan bağışı konusunda ne kadar gerilerde kaldığımızın çarpıcı bir örneği
Gerçi son dönemlerde, Kızılay kan merkezlerinin hijyen öncelikli modernizasyonları ve kan bağışı kampanyalarının, bu oranın artmasında etkili olduğu kanaatindeyim
Ama benim bu kanaat ve takdirimin, merkezlerin daha yeni yeni hijyen ve modernizasyon atılımını başlatmasını, 2008 Türkiye"sinde çok da masum karşılanamayacağını biliyorum
Kızılay"ın iç yüzünü Marmara depremiyle görmüştük
Vatandaş-ülke bağlarımızı, o kopma noktasına getirdiği yapısı/zlığı içimizi kanatmıştı
En azından Kızılay"ın bugün genel olarak geldiği noktayı toplumsal teşvik ödülümüz olarak sunalım
Peki ama şimdiye kadar bu geri kalmışlığın yanında mevcut ürünlerin de, gerekli tesislerin olmaması ve ülkemizde Kan ve kan ürünleri Bankasının bulunmaması nedeniyle sağlıklı tahlil yapılmadığına ve korunamadığına dair, sağlık çevrelerinin, sağlık sendikalarının, alanında faaliyet yapan sivil toplum kuruluşlarının ellerinde ciddi araştırma, delil ve raporları mevcut
Zaman zaman bu bilgilerini kamuoyuyla paylaşıyor, Sağlık Bakanlığı"nı göreve davet ediyorlar
Bu kadar da açık
Sağlık-Sen, bu konuda bir araştırma yapmış ve hazırladığı araştırma sonuç raporunda; Türkiye"de iyi bir kan bağışı sistemi yoktur. Alınan kanların %20 oranındaki bölümü, yetersiz malzeme ve yer olmadığından dolayı çöpe atılmaktadır. Her yıl 10 milyon dolar, kan ve kan ürünleri için yurt dışına giderken alınan kanların çöpe atılması düşündürücüdür. Türkiye"de halen kan ve kan ürünleri bankası yoktur. Milyonlarca dövizimiz İngiltere, Fransa, Hindistan ve ABD"ye gitmektedir. Yurt dışından gelen kan ve kan ürünlerini tetkik ve tahlil edecek bir referans laboratuar bulunmadığından bu ürünlerin sağlıklı olup olmadıkları konusunda şüphelerimiz vardır. 10 yıldır Sağlık Bakanlığı tarafından bu alanda Kan Bankası kurma düşüncesi var, ancak bazı menfaat odakları tarafından bu girişim engellenmektedir. Sağlık Bakanlığı"nı bu alanda acil iş yapmaya ve gerekli çalışmaları başlatmaya çağırıyoruz. Bunu bugüne kadar geciktiren, yapmayan tüm siyasiler ve bürokratlar tarih önünde zan altında kalacaklardır. Deniliyor
Bu rapor, 14.06.2005 tarihinde hazırlanmış ve kamuoyuna deklare edilmiş
Bu gün tarih 2008"i gösteriyor... Yani aradan 3 yıl gibi uzun sayılabilecek bir süre geçmesine rağmen değişen bir şey var mı?.. Hayır!.. En azından bu konu da henüz bildiğimiz, duyduğumuz bir gelişme yok.Varsa da, Sağlık Bakanlığı bu konudaki çalışmalarını halka yansıtmadan(!) duyurmadan(!) sürdürüyor demek ki!..
Diğer yandan, 1983'de çıkan Kan ve Kan Ürünleri Kanunu'na göre, eğitim faaliyetinde bulunan devlet hastaneleri ve üniversite kan merkezlerinin donör organizasyonu yapabilme yetkisi mevcut
Buna göre, Türkiye'de faaliyette bulunan 340 adet kan merkezi ve istasyonunun, 263'ünün Sağlık Bakanlığı'na, 31'inin ise Türkiye Kızılay Derneği'ne bağlı olarak faaliyet gösteriyor
Ama aralarında koordinasyon eksikliği olan söz konusu kurumların organizasyonlarının da yeterli olmadığı bilinen bir gerçek
Hala vatandaşın kan bulabilmek için hastane hastane dolaşması, hatta eş, dost ve tanıdıklarından yalvarırcasına kan talebinde bulunması bu gerçeği ne yazık ki doğruluyor
Bu 21.Yüzyıl Türkiye"sinin sağlık sisteminin bir ayıbıdır... Sağlık Bakanlığı, büyük bir seferberlik hareketiyle sağlık sistemimizdeki bu ayıbı ortadan kaldırmalıdır
Gerektiğinde kan bağışı için sivil toplum örgütleri ile birlikte hareket edilerek organizasyonlar düzenlenmeli, vatandaşlarımız bu konuda teşvik edilmeli ve ülkemizin kan ihtiyacı giderilmelidir
Ayrıca başta askeri birlik ve yatılı okullarda zorla kan bağışına son verilmelidir... Bu Dünya Sağlık Teşkilatının ilkelerine ve birey hakkına uymamaktadır
Hepimiz biliyoruz ki, kan vermek insan sağlığı için son derece yararlıdır... Verilen kanın yerine, anında vücuttan genç hücreler dolaşımına katıldığı için, bağışçı daha dinç ve canlı olur
Kan bağışı kalp krizi ihtimalini %90 azaltır
Kan bağışlayan kişide baş ağrısı, stres, yüksek tansiyon, yorgunluk gibi rahatsızlıkların giderilmesinde çok büyük katkısı olur
Tüm bunların yanı sıra kan bağışı bir insan hayatı kurtarmaktır
Ama son tahlilde ben, yukarıdaki araştırma sonuç raporunda geçen, 10 yıldır Sağlık Bakanlığı tarafından bu alanda Kan Bankası kurma düşüncesi var, ancak bazı menfaat odakları tarafından bu girişim engellenmektedir. Cümlesine takılıyorum!...
Sağlık sahnesinde trajik oyunun bu kaçıncı perdesidir?... Bu kaç perdelik bir dramadır ki bitmek bilmiyor!..
Özetle, Türkiye, bu emperyalist kan emici lere boyun eğmemelidir!..
Kan ve Kan Ürünleri Bankasını acilen kurmalıdır!...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.