Haşim AKIN
Ekmeğin Fiyatı
Ebû Hüreyre’den (RA) rivayet edildiğine göre Peygamber (SAV) şöyle buyurdu:
“Başka bir gölgenin bulunmadığı Kıyamet gününde Allah Teâlâ, yedi insanı, arşının gölgesinde barındıracaktır:
- Âdil devlet başkanı,
- Rabbine kulluk ederek temiz bir hayat içinde serpilip büyüyen genç,
- Kalbi mescitlere / ibadete bağlı Müslüman,
- Birbirlerini Allah için sevip buluşmaları da ayrılmaları da Allah için olan iki insan,
- Güzel ve mevki sahibi bir kadının / erkeğin beraber olma isteğine “Ben Allah’tan korkarım” diye yaklaşmayan yiğit,
- Sağ elinin verdiğini sol elinin bilemeyeceği kadar gizli sadaka veren kimse,
- Tenhada Allah’ı anıp gözyaşı döken kişi.” (Buhari)
***
Bu sütunlardan beni takip eden dostlarım birçoğu eskiden Burkina Fasonun adını yeterince duymamışlardı. Buraya ilk geleceğimde öğretmen arkadaşlarımın bu ülkenin yerini haritadan göstermemi istemeleri de bir eksiklik değildi.
Ancak şimdi bu ülkedeki her bir gelişme dikkatle takip ediliyor. Hatta bazen ben bir haberi onlardan duyuyorum. Örneğin en son gerçekleşen darbe de onların gündeminde.
İnsanlar yöneticilerinden ne bekler? “Hz Ömer (RA) gibi yöneticiler; bizim içimizde, bizimle beraber, bizim gibi yaşamalı” diye bekleyen yok şimdi. Dünyanın hiçbir yerinde bu mümkün değil. Arada bir medyaya buna benzeyen bir kısım görüntüler verilse de olay sanıldığı gibi de değildir. Bunu herkes biliyor.
Geçen hafta burada beraber çalıştığımız bir grup arkadaşla darbe üzerine sohbet ediyoruz. Onların beklentilerini, ümitlerini veya korkularını bilmek istiyoruz. Büyük bir grup bunun tam zamanında olduğunu söyledi ve çok mutlu olduklarını ifade etti. (Siz insanların darbeden niçin mutlu olacağını anlamakta zorlanacaksınız) Darbenin ülkedeki terör ve benzeri birçok kaosu yok edeceğine inanıyorlar.
Siz bizim Salih'i tanır mısınız?. Güzel bir insandır. Biz onun siyasetle, politikayla çok ilgilenmediğini düşünürdük. Ama sıra ona gelince verdiği cevapla bizim fikrimizi değiştirdi. O şöyle dedi; “Bu darbe kaçınılmazdı. Çünkü cumhurbaşkanı bizi bilmiyor ve tanımıyordu. Ona bir programda ülkedeki ekmek fiyatı soruldu. O da ‘tam bilemiyorum ama 1000 veya 1500 cefa olmalı’ diye cevap verdi. Oysaki bu ülkede ekmeğin fiyatı 150 cefadır. Yaşadığı ülkede ekmek fiyatını bilmeyen Cumhurbaşkanı / yönetici bizim hangi derdimize çare olacak ki? Yani onu seçimle bu halk getirdi. Ama o bizden uzaklaşarak kendi tercihini yaptı” dedi. Tabi biz Salih kardeşimizin bu cevabına şok olduk. Zira çok harika bir analiz ve bakış açısı vardı.
Tam o günlerde Konya'da kar yağışı başladı. 6000 kilometre uzakta olsam da oğlum, kızım torunlarım hepsi okula gidiyor. Bunları okula ulaştıran veya uğurlayanlar da başka... Bu nedenle de gündemi ve gelişmeleri takip ediyorum. Meteoroloji uyarı veriyor, valilik üst üste yoğun kar yağışı ve dikkat uyarısı yapıyor. Sabah kalkınca yoğun kar yağışını pencereden seyrederken herkes merakla okulların tatil ve edilip edilmeyeceği bekliyor. Tatil olduğuna dair bir açıklama gelmeyince de servisler yola çıkıyor, öğrenciler - öğretmenler evinden hareket ediyor, okulların kantincileri simit ve benzeri günlük ihtiyaçlarını tedarik ediyorlar. Bugün ders var diye düşünüyorlar. Ancak biraz sonra herkes yarı yoldayken okulların tatil olduğuna dair açıklama geliyor. Yola çıkanlar geri dönüyor ancak kantin işletmecileri, öğrenci olmayınca aldıkları simitleri bir ay boyunca ısıtıp yiyecekler.
Dünyanın neresinde olursa olsun, hangi makamda oturursa otursun idareciler / yöneticiler dikkatli olmak zorundadır.
Adalet nedir? Ağaca su vermektir. Zulüm nedir? Dikene s u vermektir. (Mevlana)
Nebiyy-i Zişan efendimiz onları çoban olarak tanımlar ve bununla onlara bir paye verir. Buna sahip olmak gerek.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.