
Demliyazılar
Eğitimsiz Toplum Anarşiye Gebedir
Türkiye’nin en büyük sorunu eğitimsizlik.
Eğitimsiz bir toplumdan her türlü menfi hareketleri beklemek doğaldır.
Bir toplum eğitilmezse o toplumda hırsız da çıkar, arsız da çıkar, katil de çıkar, sapık da çıkar.
Hem toplum eğitimsiz hem de verilen cezalar da caydırıcılık bir tarafı yoksa bu toplum için faciadır.
Toplumu en üst seviyeye getirmek sadece devletin görevidir.
Maalesef Türkiyemiz nedense gelişti, belli bir ivme kazandı diyoruz ama halkın huzurunda belli bir azalma mevcut.
Göz göre göre hırsızlıklar, Amerikan dizilerini aratmayan cinayetler ve çatışma sahneleri, insanın aklına hayaline gelmeyecek sapıklıklar maalesef bizim toplumda yaşanmakta.
Biz neden böyle olduk?
Bir zamanlar komşu bakkalda alışveriş yapılmadı diye kendisine gelen müşterisini oraya yönlendiren, şehrin mevcut yerlerindeki sadaka taşlarına bırakılan paraya sadece hak edenin dokunduğu ve bunun da uzun süre olduğu halde o paranın günlerce kaldığı bir toplumdan şimdi camideki halıları çalan, biletsiz otobüse binmenin çabasını harcayan bir toplum haline neden ve nasıl geldik?
Bu toplumbilimcileri tarafından çok geniş olarak incelense bile bunun nedenleri apaçık meydanda.
En başta toplumun manevi değerlerinde büyük bir düşüş var.
Bu da din olgusunun toplumdan soyutlanmaya çalışılmasıyla ortaya çıkıyor.
İnsanların inanç dürtüsü vardır.
Hani ünlü bir söz vardır; feministlik evleninceye kadar, komünistlik para bulana kadar, ateistlik de uçak sallana kadar diye.
Her ne kadar ateistim diyen insanlar varsa da mutlaka ruhen sıkıştıkları zaman sığınacak bir yer ararlar.
Dürtüleri olan insanların bu dürtüleri sakıncasız biçimde kullanılması sağlanılmalıdır.
İşte burada devlet ortaya çıkmalı ve kendi halkının huzurunu sağlaması için bu dürtüleri en istikrarlı ve zararsız kullanılmasını sağlamalıdır.
Devlet burada halkını eğitmelidir.
Bu da dini duyguların topluma en güzel şekilde verilmesiyle sağlanılmalıdır.
Ancak 19. Yüzyıldan beri Türkiye toprakları üzerinde yaşayan halkın dini duyguları ya sökülüp atılarak ya da istismar edilerek asimile edilmeye çalışılmıştır.
Bazı dönemler topluma dini duygular aşılanmaya başlanmış ancak dönemin zorbaları tarafından toplum dini duygulardan uzaklaştırılması için her şey yapılmıştır.
1876 olayları, Milli Şef dönemi, 28 Şubat dönemi bunlara örnektir.
Bunlar incelendiğinde Türkiye üzerindeki halklar ne kadar İslam’a yaklaşmaya başlasa hemen araya set olmak için topluma karmaşıklar yapmaya çalışılmıştır.
Hal böyle olunca toplumumuzda suç oranı artmaya başlamıştır.
Bunun örneklerini günümüzde de görmekteyiz.
En son örnek de Gaziantep’te öldürülen Dr. Ersin Arslan olayı.
Yaşı 17 olan gencecik bir çocuk 85 yaşında dedesinin ölümüne sebep olduğu düşünerek hiç gözünü kırpmadan Dr. Ersin Arslan’ı öldürürken nasıl bir ruh halindeydi?
Çünkü o çocukta Allah korkusu yoktu.
Allah’ın verdiği canın sadece O’nun alacağı inancı onun gönlüne yerleştirilmiş olsaydı bunu yapabilir miydi?
Keza diğer olaylar da öyle.
Sonuçta olan gencecik doktoru, hamile eşine ve ailesine oldu.
Böyle müessif bir olay sadece bir örnek bizim için.
Nice böyle olaylarla her zaman karşı karşıya geldik ve geleceğiz de.
Keza bu topluma tekrar manevi duygular inşa ettirilene kadar bu olayların vuku bulması kaçınılmaz.
Eğer toplumun huzurunu ve refahını artırmak istiyorsak en başta çocuklarımıza dini inançlarının aşılanması gerekmektedir.
Bu konuda hükümet gerekli tedbiri alarak Kur’an öğrenmeyi ve Hz. Peygamber’in hayatı seçmeli ders oldu.
Burada da eğitimcilerin en büyük vazifesi Kur’an’ın öğretilerinin ve Hz. Peygamber’in o eşsiz ahlâkının taze dimağlara öğretilmesi olmalıdır.
Bu konuda belli bir başarı yaşanırsa muhakkak bu toplumun geneline yansıyacaktır.
Umudumuz odur ki, asimile olan bu toplumumuzun bu manevralarla eski haline bir an önce dönerek huzurun sağlandığı, cinayetlerin ve hırsızlığın olmadığı, saygının, sevginin, kardeşliğin, vefanın, müspet azmin, muasırlığın en üst seviyede olduğu hale geliriz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Her konuda olduğu gibi toplumda da düzeni sağlamak devletin görevi ama bireyin ailesine ve kendisine de bu konuda iş düşüyor.Şöyle bir çevreme baktığımda ''toplum ne kadar bozuldu'' diye herkes söyleniyor.Fakat kendinin ve ailesinin ne kadar bozulduğunun farkında değil.Bu yüzden önce değişimi ,düzelişi kendimizde yapmamız gerekiyor
Yanıtla (4) (1)Sevgi Hanım, toplumsal meselelere ne kadar kafa yormuşsunuz bir zamanlar ki ben gibi... Ama inanın bu tip sorunlar insanın olduğu her yerde az ya da çok var malesef. Kafa yorup sinir stres olmakla da tükenmiyor. Aslında çare basit ve ne güzel tevafuk ki sizin adınızda gizli. Yani çare:"SEVGİ" dir. İnsanımıza bu duyguyu yerleştirebilsek bütün sorunlar hallolur aslında. Mevlana'yı tanımanızı öneririm. Bu sorunlara ve bizdeki kişisel her türlü sorunların çaresi de ilacı da onda... Mutlu bir hayat dilerim. Selamlar...
Yanıtla (0) (0)ölen doktorumuza allah rahmet eylesin.ancak gösteri yapan doktorlar suçu kendilerinde arasınlar çünkü sağlık bakanlığının "bıçak parası alınmayacak,hastalarla ilgilenilecek,özel muayenehaneler kapatılcak" demelerine rağmen eski sistem devam ediyor maalesef.muayenehanesine gitmeyince ilgilenmiyorlar.örnek vereyim bir akrabam mobiletten düştü aile hekimi"ayağın kesilecek"dedi sevketti kağıtlarını hazırlayıp.onlar da korkuyla ortopedicinin özel muayenesine gidip 200 lira bayıldılar.devlet hastanesinde bu doktor pansumanı bile kendi yaptı akrabamıza ve ayağı sarıldı pansuman yapıldı iyileşti.ben de kızdım niye özeline gittiniz diye.bu doktor devlet hastanesinde.kesilecek diyen doktor aile hekimi.yine 9 eyülde ameliyat olan teyzem-guatr ameliyatı-5bin lira verdi öyle ameliyat oldu ses telleirm gitmesin güzel ilgilensin diye.tabii maddi durumu olmayan vatandaşlar en küçük olumsuzlukta karşısındaki doktora saldırıyor.gene şükretsinler doktorlar bakan sahip çıkıyor.mebin durumu daha vahim.
Yanıtla (0) (0)aynı suça aynı koşullarda farklı hakimler farklı ceza veriyor.baklava çalanlar 8 yılhapis alırken banka soyanlar devlet terörü işleyenler ya çıkıyır yada hapiste paşalar gbi yaşıyor hergün bir devlet erkenı ve sporcu sanatçı ziyarete geliyor.ör. mehmet ağar...böyle bir ortamda vatandaşın devletine güveni kalmaz,devletin temsilcisi olarak gördüğü memurlara doktorlara öğretmenlere şiddet uygular.hıncını ulaşabildiği kurumlardan çıkarır.devletin koyduğu din ve ahlak dersleri de güvenilmez bir hal alır.o dersi istemez.zaten chp ve malum medyanın tavrı belli.din dersinde sıranın üzerinde namaz kıldırdı hoca diye feryat ettiler bir ara.iş ailede ve devletin sıkı kanunlarında,takibinde olmalı sırf dersle siyerle olmaz bu iş.diyanete de büyük iş düşüyor.valla bence işe camilerin tuvalet ve lavabo temizliklerinden başlayıp"pis araplar pis müslümanlar" algısını düzeltmeleri gerekir.gerisi gelir zaten.malum çağımız bilinçlenme çağı.
Yanıtla (0) (0)çünkü bu güruh etrafa tebliğ yaparken kendi ahlakını geliştirmeyi ve örnek ahlak meselesini unuttu.medyanın da gazlamasıyla insanlar soğudu.yine islamda sahabenin bile çekinmeden peygamberimize sorduğu sorular büyüklere ve hocalara sorulunca tartışılınca insanlar kafirlikte iman zayıflığıyla suçlandı.bir cemaatin içinde 2 yıl kaldım.ev ablalarının tavırları,hizmete zorlamaları çok iticiydi.asla cemaatlerin bazı yöntemlerini onaylamıyorum ki çoğu tertemiz anadolu insanı aslında.bugün muhafazakar,dindar geçi,nen nsanların çoğu ya ticaretle ya siyasetle uğraşıyor ama tavırları islam halakına aykırı ve çok itici.sırf kendi cemaatlerine ve gru7plarına çalışıyorlar oysa islam bütün aleme gelmiştir.ayrım yapılmamalı.dolayısıyla şu süreçte devletin veya hükümetin dine ahlaka el atıp dindar nesil yetiştşirme idealine sıcak bakmıyorum çünkü ne aile terbiyesi var ne öğretmene devlete saygı var.oysa sorumluluk veriliyorsa yetki verilmeli ,ceza ve disiplin konulmalı.ayrıca bizimn ülkemizde aynı su
Yanıtla (0) (0)